mültimedia: mayıs......
Net olmayan herseyden nefret ederim. Kararsiz kalmaktan bir seylerin kararini verememekten zor kararlar alip ama uygulamaktan cekinmekten...
Bunların hic biri bnde yoktu biri haric....
Suana kadar karar vermekte kararsizdim ama artik eminim ne yapmam gerektigini biliyorum ve uygulayacagim...
Sonucu ne olursa olsun....
Canini yakip ruhunu bedeninden ayirip kalbini kule cevirip bombos bir bedenden baska bir sey olmayincaya kadar bu kiz oyuncagim olacakti....
LİNA......
"Bitanem" baba gitme baba bni burda bu yabanci insanlarin arasinda birakma baba...
Neresi burasi. Kim bu insanlar. Neden bunlarin arasindayiz, biz Kndi kndimize yeterken bu ihtişamin bu lüksün icinde ne isim var bnim.
Gitme baba.... ne olur gitme.
"Cok mutlu ol kraliçem cok mutlu ol" olamam baba, olamam, sevmediğim istemediğim bir adamla olamam, tanrım, yardım et, bunları söyleyebilseydim dile getirebilseydim, ama yapamam ki
gözleri nemlenmişti, bensiz bir eve gidecekti, ben onsuz yabancı bir evde yabancı insanlarla olacaktım, üstelik bu gece, tanrım, hayır, asla bana dokunamayacaktı gerekirse ortalığı ayağa kaldırırdım ama yine de o adam bana dokunamayacaktı,
babam, arkasında ki arabaya binerken şoför kapısını kapattı, bana bakmadı, belki de ağladığını görmemi istemedi, ama farkındaydım ağlıyordu, siyah araba büyük bahçede ilerlemeye başladığında bir an arkasından koşmak, gitme beni bırakma diye ağlamak istedim,
hatta bir kaç adım attım bile, oraya çöküp beni bırakma baba, beni burda bırakma diye çığlıklar atmak isterken bileğimde ki tutuşla arkamı döndüm,
ne hakla ne cürretle bana dokunabiliyordu, o kimdi ki bana dokunuyordu, sevmediğim istemediğim asla da sevmeyeceğim bir adamdı,
bir insana ilk görüşte kanım ısınırsa ısınırdı yoksa ömrü billah asla ısınamazdım, tamam evlenmiş olabilirdik, ama bu evlilik sadece nikah defterinde geçerliydi,
ben hala lina deveciydim,
''sakın bana elini süreyim deme'' dedim ve zehra teyze mahmut amcanın bakışlarına elçinin şok olmuş gözlerine aldırmadan koşarak büyük merdivenlerden çıkıp zehra teyzenin ilhan ve benim için hazırladığı odaya çıktım,
şanslıydım ki kapıda kilit vardı, kapıyı arkamdan kilitleyip kenardaki şifonyeri de kapıya dayadım, bana dokunmazdı, asla dokunamayacaktı,
kocaman sade ama şık döşenmiş odaydı, iğreniyordum bu odadan, özellikle kendimden,
''mahfederim lan ben bunu'' diyen sesle, titremeye başladım, hemen kapının önünden geliyordu bağırtılar,
''ona zaman ver bağırmayı da kes , babası hasta seninle iki defa görüşüp evlendi oğlum, onu anlamaya çalış'' bu zehra teyzenin sesiydi,
''kimse benimle bu şekilde konuşamaz'' diye bağırdı ve kapıya bir yumruk yada tekme bilmiyorum artık hangisiyse onu geçirdi,
üzerimde ki paçavrayı parçalayarak çıkarmak istiyordum, hatta, kendimi, ilhanın dokunduğu kolumu elini dans ederken tuttuğu belimi, kendimi derim yüzülene kadar keselemek istiyordum,
''seninle yarın görüşeceğiz lina hanım, yarın'' diye bağırdı ve ardından da hızla uzaklaşan ayak sesleri ve bir dakika sonra da arabasının sesi yankılandı kulaklarımda,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAZANILMIŞ
Genç Kız Edebiyatısıradan bir hayat.... 23 yaşinda evlendigi gun kocasinin kumar borcunun bedelini ödemek icin dunyanin en acimasiz insanina sunulan lina decevi.... babasinin kraliçesi. ölmüş annesinin prensesi. kocasinin borcunun altinda ezilen acizi..... "bana vere...