HoşÇakal, Ablam...

13 1 0
                                    

Ablam on yedi yaşına gelmişti. Peder Bey bazen annemin ağzını arıyor, annem de ablama fikrini soruyordu. Ablam her defasında reddediyordu ama kaçınılmaz sondu bu. Bir gün öyle veya böyle evlenecekti.

Bir hafta sonu Peder Bey eve düşünceli bir şekilde geldi. Aklında bir şeyler olduğu belliydi çünkü eve gelip koltuğa uzanalı yirmi dakika olmasına rağmen hâlâ ilk açtığı kanalda reklamları izliyordu. Ardından izdivaç programı başladı. Bu tür programlardan nefret etmesine rağmen aynı kanalı izliyordu. "Kokusu çıkar nasıl olsa" diye düşünüp sofrayı kurmaya yardım ettim. Yemek hazır olduğunda Peder Bey'i mutfağa yemeğe çağırdım. Çorbasını içtikten sonra ağzındaki baklayı çıkardı.

-Zehra sen ne zaman evleneceksin?
-Biraz daha büyüdüğümde.
-Daha ne kadar büyümeyi düşünüyorsun? Annen benimle evlendiğinde sen yaşlardaydı.
-Hayırdır bey nerden çıktı şimdi bu?
-Zehra'ya talip var.
-Kimmiş?
-Manav Şahin.
-O daha önce boşanmamış mıydı?
-Boşandı da kadın hiç ev işi yapmıyormuş ondan boşanmış.
-Yahu bey adam Zehra'dan on yaş büyük.
-Yaş ne Elif? Önemli olan maaş, mal mülk. Yaştır, aşktır, saçtır, baştır bunlar karın doyurmaz. Para olan evde huzur olur!
-Olur mu bey bu kıza yazık değil mi? Belki gönlünde biri vardır.
-Var mı Zehra? Dedi Peder Bey gözlerinden ateş saçarak.
-Şey... Yok.
-Bak yokmuş.

Bana o şekilde baksa ben konuşamazdım. Nasıl var desin ablam. İnsanlıktan çok uzan olan adam; Peder Bey.

-Bırak adam, bu iş olmaz. Herif otuz yaşına gelmiş kızım daha küçük. Para pul kazanılır yazıktır kıza. Hem dul adam kim bilir neler etti karısına.
-Yahu dedik ya kadın iş güç tutmadığından kovmuş!
-Bir düşünelim bakalım.
-Düşüneceği falan yok, yarın öğlen Şahin'in annesi Zehra'ya bakmaya gelecek erken kalk evi falan toparla, temizliğini yap.
-Sen neden bize sormadan iş yapıyorsun!
-Kapat çeneni yoksa ben kapatırım!
-Kapatacağı falan yok ben kızımı sevmediği, istemediği bir adama vermem.
-Onun gönlünün olmasını bekleyemem ben. Daha bu ayı var bunu da evlendireceğiz. Para yok pul yok biriktirmemiz lazım. Hiç değilse Zehra'yı erken evlendirip bu okulunu bitirene kadar para biriktiririz. Hem Şahin'den düğünde maddi konuda yardım alırız.

Peder Bey yine her şeyi kendi kafasında kurmuş biz emir erlerinin de emirlerinin yerine getirmemizi istiyordu. Gencecik güzelim ablamı manav ayı Şahin'e vermeyi kafaya koymuştu. Şahin tam bir odundu. Ablama kim bilir nasıl davranacaktı. Gece odamıza gittiğimde ablamın ağzını aradım, istemiyordu. En azından o ayıyla olmasını istemiyordu. Korkum Peder Bey'in yine kafasına koyduğunu yapacak olmasıydı. Büyük ihtimalle yapacaktı da.

Ertesi gün ben okula gitmiştim ama aklım ablamdaydı. Bu arada Furkan ile sağlam bir dostluğumuz olmuştu ve artık birbirimizin bütün sırlarını biliyorduk. Durumu Furkan'a anlattım. Cumartesi akşamları Çınaraltı çay ocağında buluşup birlikte saçmalayıp kahkahalar atıyorduk. Furkan güzel adam tabirinin tam karşılığıydı.

Furkan mevzuyu dinlediğinde ablam için üzülmüştü.

-Zor bir durum umarım ablanın gönlünden geçen olur.
-İşte o biraz zor.
-Neden?
-Peder Bey.
-Ne olmuş ona?
-Peder Bey kafasına koyduğunu yapar. Belli ki bu işi de kafasına koymuş. En çokta buna engel olamamam koyuyor. Ablama birisi zarar vermeye niyet etse beynini parçalarım ama bu kişi Peder bey olunca işler değişiyor.
-Anladım kanka ne diyeyim kimsenin elinden bir şey gelmiyor belli ki.
-Öyle.

Okul çıkışı eve koşarak gittim. anneme ne olduğunu sordum. Her şey Peder Bey'in istediği gibi geçmiş. Şahin'in annesi ablamı beğenmiş –zaten ablamı beğenmeyen ya kördür ya da salak- en kısa zamanda istemeye geleceklermiş. Her ne kadar annem ablamın istemediğini söylese de Şahin'in annesinden beklenen işine geleni yapmaktı.

Yanlışlıkla Seri KatilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin