Daha Bitmedi

16 1 0
                                    

İnsan kaç kez aşık olabilir? Bir kez mi yoksa birkaç kez mi? Sanırım ben birkaç kez aşık oldum. Hayatına giren bütün kızlara aşık olan bir tip değildim ama sonuçta benim de duygularım vardı. Güzel bir kız gördüğümde bende hoşlanıyordum. Yakınlık kurduğumda bende aşık oluyordum. Herkes gibi.

Lise hayatımın son yılıydı. Okulla ilgili tek hedefim son sınıfı da bitirmekti ve öyle de oluyordu. Hiç belge almamıştım ama bir keresinde onur belgesi almaya çok yaklaşmıştım. Devamsızlığımın en az olduğu zamanlarda onur belgesi almam için sınıf öğretmeninin okul yönetimine başvurması gerekiyordu ama başvurmayı unutmuştu. Üzülmedim çünkü benim çok önemli değildi. Sonuçta sınavdan doksan sekiz aldığımda neden yüz almadın diyen bir ebeveynim vardı; çok kıymetli Peder Bey.

Furkan ile dostluğumuzu epey ilerletmiş, Ömer ile uğraşmaya devam ediyordum. Olayı çözmüştüm; bazılarıyla iyi geçin, bazılarına yaklaşma ve kendini asla kimseye ezdirme.

Birinci dönemin sonlarına yaklaştığında üst komşumuz Bülent Amca emekli olmuş ve evini satıp memleketi Mersin'e dönmeye karar vermişti. Yerine kimin taşınacağını merak ediyordum. Yeni ev sahiplerinin bir hafta içinde taşınacağını bilmiyordum. Beklentim iyi arkadaş olabileceğim birinin olmasıydı. Sabahları birlikte okula gidebileceğim bir dost, akşamları gizli gizli sigara içebileceğim ve sırlarımı paylaşabileceğim bir sırdaş olması beni oldukça memnun ederdi. Çünkü ablam gittikten sonra dertleşebileceğim beni anlayan ve dinleyen, en önemlisi de bana akıl verebilen çok az insan kalmıştı.

Bir salı günü okul çıkışı kravatımı çıkarıp gömleğimin ilk üç düğmesini açmış eve doğru yürüyordum. Yanımda Ersin ve Yusuf da vardı. Yol üstünde Hasan abinin marketine uğrayıp ortak parayla bir paket sigara aldık. Marketin yanına birer sigara içip saçma sapan muhabbetlerin ardından evlere dağıldık. Evin önünde birkaç kişi kamyonun üzerinde ki eşyaları taşıyordu. Görmezden gelip apartmana giriyordum ki kapının önünde annemle karşılaştım. Elindeki ayran dolu sürahiyi ve bardakları uzatıp kamyonun yanındakilere vermemi istedi. Kitapları yere bıraktım ve ayranı götürdüm. Dört kişiydiler; üçü erkek biri de kadın. Selam verip annemin ayran gönderdiğini söyledim. Biraz sohbetten sonra bu kişiler yeni kiracılarımız olduğunu öğrendim. Ayranı ikram edip birkaç sorularına cevap verdikten sonra boş sürahiyi ve bardakları alıp eve çıktım. Biraz hayal kırıklığına uğramıştım çünkü annemle konuşurken biri kız iki çocukları olduğunu öğrendim. Bir sırdaş beklerken yanında konuşmaya utanacağım yeni bir kız gelmişti. Tamam daha önce tanışmıştım birkaç kızla ama bu çokta alışık olduğum bir durum değildi ve yine de hâlâ bu durumlarda zorluk çekiyordum. Otuz kişilik sınıfın on sekizi kızdı ve ben sadece üç tanesiyle muhabbet edebiliyordum, o da sadece selamlaşmaktı. Sınıfta Ömer gibi havalı bir hayvan dururken kim benim gibi bir ezikle sohbet etmek isterdi ki? Üstelik mahalleden arkadaşım Ersin bile çoğu zaman yanıma gelmiyor, kızlara kendini beğendirmeye çalışıyordu. Sadece Furkan vardı yanımda, oda bana yetiyordu zaten. İyi bir dost on tane sahte dosta yeğdir.

Bir hafta içinde yeni komşularımız yerleşmişti. Babanın adı Bülent'ti, eşi Satı teyze, kızları Yeşim ve oğulları Hamdi. Büyük olan Yeşim, bizim lisede ikinci sınıf öğrencisiydi. Hamdi daha okula yeni başlamıştı. Bülent amca da yakınlarda bir ilk okul da sınıf öğretmeniydi. Cana yakın efendi bir adamdı. Çocukları sevdiği belli oluyordu. Satı teyze ise tam aksine burnu havada, alaycı, bencil ve gösteriş budalasıydı. Annem başından beri kendisinden haz etmemişti ama bazen komşunuzu seçemezsiniz.

Bülent amca Yeşim ve Hamdi'yi okula arabayla bırakıyordu. Hamdi zaten onun görev yaptığı okuldaydı. Yeşim'i de yol üstünde geçerken bırakıyordu. Yeşim'in okula gittiği ilk gün Bülent amca beni de arabaya davet ederek onlarla birlikte gitmemi sağladı. Artık okula gitmek için daha geç kalkabilirdim.

Yanlışlıkla Seri KatilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin