Soğuk bir sabahtı. Bütün aile eski evimizdeydik. Dayım, halam dedem, amcamlar, ananem ve kuzenler. Herkes çok mutluydu hatta ben bile çok mutluydum. Dayım bir köşeye çekilmiş, elindeki klarnetten ses çıkarmaya çalışıyordu. O kadar zorladı ki dudağı şişti. Ananem önce kaşlarını çatıp dayıma baktı, sonra bir anda kahkaha atmaya başladı. Peder Bey bana baktı, ben anneme, annemde ananeme baktı ve herkes gülmeye başladı. Bir müddet güldükten sonra neşter ile kesilmiş gibi sustu kahkahalar. Bir sessizlik oldu ama ben gülmeye devam ediyordum. Peder Bey hâlâ bana bakıyordu ama bu kez sinirden kıpkırmızı olmuştu. Ben onu umursamadan gülmeye devam ettim. Enseme kocaman bir tokat yedim ama nereden geldiğini bilemedim. Arkamı döndüğümde ensemi tokatlayanın Selim olduğunu gördüm. Elini gazlı bez ile sarmıştı ama epey abartmıştı. Rugby topu kadar olmuştu sargısı. Bana tokat attıktan sonra sızlamış olsa gerek, elini sıkmaya başladı. Önüme geçip;
"Baban sana bakıyor ne gülüyorsun! Görmüyor musun adam çok sinirli!" Diye bağırdı. Çok korktum. Selim'den hayatım boyunca hiç korkmadığım kadar çok korktum. Ben korku dolu gözlerle ona bakarken, o koştu ve Peder Bey ile büyük amcamın arasına hoplayarak oturdu. Selim oturur oturmaz halam elinde tuttuğu yeni doldurulmuş çayı onun önündeki sehpaya koydu. Selim pantolonunun arka cebinden bir silah çıkarıp sehpaya, çayın yanına koydu.
Herkes susmuştu. Dedem teyzemden televizyonun kumandasını istedi ama teyzem umursamadı bile. Küçük amcam bir çırpıda kalkıp kumandayı eline aldı ve CNN Türk'ü açtı. Sunucu kadın bir cinayetten bahsediyordu.
-Sayın seyirciler, Ankara'da bir manav akşam üstü sekiz bıçak darbesi almış olarak ölü bulundu. Kasadaki ve manavın cebindeki bütün paraların alındığını saptayan Ankara Cinayet Büro baş komiseri Behzat Ç. nin olayın gasp olma ihtimali üzerinde durduğunu ancak olayı her açıdan değerlendirdiği bildirildi.
Kadın konuşmaya devam ederken televizyon ekranı sağ üst köşeden sol alt köşeye doğru çatlamaya başladı. Haberin içeriğine geçildiğinde ekrana ölen adamın fotoğrafını yansıttılar. Adam bana çok tanıdık gelmişti ama bir türlü çıkaramıyordum. Anneme dönüp;-Anne bu adamı nereden tanıyorum ben? Diye sordum. Annem gözlerimin içine şefkatle baktı ama cevap vermedi. Sonra aniden ağlamaya başladı ve yine aniden sustu.
Ben televizyon izlerken, ananem ve babamın tavla oynamaya başladıklarını gördüm. Ananemi hayatında hiçbir oyunu oynarken görmediğim için bir an çok şaşırdım. Yanlarına gidip "Kim kazanıyor?" diye sordum. Ananem "Tabi ki ben geri zekalı!" diye bağırdı. Herkes katıla katıla gülmeye başladı. Yeşim'de oradaydı ama o hiç gülmüyordu. Yüzüne aşırıya kaçmış bir makyaj yapmıştı. Dudakları kıpkırmızı, göz kapakları simsiyah, yüzü bembeyaz ve saçları gelin başı gibi yapılmıştı. Üzerindeki elbiseler ise tam tersi çok eskiydi. Süveterinin karın kısmı yamalıydı. Eteğinin bir çok yerinde çamaşır suyu lekeleri vardı ve sol çorabının baş parmak kısmı delikti. Koluna bir eczane çantası takmıştı. Çantanın üzerinde yarısı silik "Yağmur Eczanesi" yazıyordu. Çantanın ön tarafından bir şişin arka kısmı, arka tarafından bir deste doların ucu çıkmıştı. Ben onu dikkatle süzerken dayım cebinden bir sigara paketi çıkardı ve bana uzattı.
"Yeğen al bakalım şunu babana uzat." Dedi ve bana uzattı paketi. Aklıma bir sigara almak geldi ve hemen bir tane çıkarıp yaktım. Yaktığım sigarayı Peder Bey'e uzattım. Kendime bir tane daha çıkaracakken Peder Bey önce bağırarak "Lan ayı senin ağzına değmiş sigarayı mı içelim?" dedi, sonra da kibarca "Paketten başka sigara verir misin bana yakışıklı oğlum?" Dedi. Bende dediğini yaptım. Peder Bey'in sigara içmeme kızmaması çok şaşırtıcı gelmesinden daha ilginç olan bana "yakışıklı oğlum" demesiydi.
Sigaramı da alıp Yeşim in yanına geçecektim ki dışarıdan birisi beni çağırıyordu. Pencereye çıkıp baktığımda Şeyma'yı gördüm. Epey büyümüştü. Kırmızı ve eski bir Dodge kamyonetin kasasına çıkmış elinde siyah bir topla bana seslendi;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlışlıkla Seri Katil
AdventureKafamda bir silah namlusunun soğuğu var. Kapattığım göz kapaklarım polis arabalarının tepe lambalarından gelen mavi-kırmızı ışıklara engel olamıyor. Bazı sesler duyuyorum, bana silahı bırakıp teslim olmamı söylüyorlar. Aslında bütün sesleri duyabili...