"Yemek"

352 27 7
                                    

Sabah alarmın o iğrenç sesiyle uyandım. Üstümü giyindikten sonra aşağı indim. "Günaydın kızım". "Günaydın". "Kızım akşam yemek var oraya gideceğiz". "Ne yemeği?"
"Şirkette çalışanlar için". "Ben niye geliyorum? Ben şirkette mi çalışıyorum". "Kızım şirkette çalışanlar ve ailesi". "Ben gelmeyim"
"Olmaz. Hiçbir şeye katılmıyorsun. Herkes seni merak ediyor" "Off"
"Ben çıkıyorum". "Mustafa görürsün"
"Ben giderim". İnsan içine çıkmaktan hoşlanmadığım için Babam ve annemin katıldığı aile yemeklerine katılmazdım. Ama bu sefer mecburen katılmalıyım.

Okula doğru yürürken arkamdan bir araba sesi duydum. Yanımda durdu. "Nereye böyle". Annemin arkadaşının gıcık oğlu. "Sanane be". "Ne dedin sen". Arabadan indi. "Sanane dedim". "Bana hesap vermek zorundasın". "Sen kimsin ki sana hesap vermek zorunda olayım". Bu arada beni seviyor. Arkadaşım daha doğrusu eski arkadaşım Eymen bunu bir güzel dövmüştü ama akıllanmamış. Yapıştı gitmiyor. "Nereye gidiyorsun dedim"
"Bende..." Daha sözümü tamamlamadan biri Mert'e yumruk attı. Bende bir çığlık attım. Kimin olduğuna baktığımdaysa Can'ın olduğunu gördüm. "Can dur". Can'ı çekmeye çalışıyordum ama yok çocukta resmen ayı gücü var. Tekrar denedim ve başarılı oldum. "Bir daha seni Derin'in yanında görmeyim"
Mert bana bir bakış atıp arabasına bindi ve uzaklaştı. "Derin iyi misin?"
"Bunu bana mı soruyorsun?! Kavga eden sensin. Asıl sen iyi misin?".
"Kiti olduğumu ne zaman gördün"
"Ego tavan diyorsun" Can kahkaha attı. "O kimdi ya?". "Mert. Annemin arkadaşının oğlu. O akıllanmıyorm. Eymen de dövmüştü. Ama yine geldi"
"Eymen kim?". "Arkadaşım vardı ya anlatmıştım". "Hadi gidelim". Birlikte arabaya bindik. Okula gidene kadar hiç konuşmadık. Hatta sınıfa kadar hiç konuşmadık. Sınıfa girdiğimizde herkes farklı dünyalardaydı. Masal ve Alp kavga ediyordu. Buse Aras'a bir şeyler anlatıyordu. Yeni bir koz gelmişti.
Yeni kız derken
Çiğdem?! "Aa sen bu sınıftamıydın"
"Evet. O olaydan sonra bu sınıfa geldim". "Hoşgeldin". "Hoşbuldum"
Bizimkilerin yanına gittim. "Neden kavga ediyorsunuz ". "Senin bu kuzenin var ya çok inatçı". "Biliyorum". "Senin bu arkadaşın var ya çok kurnaz". "Biliyorum".
"Derin". "Efendim enişte". "Bugün ne yapacaksın?". "Aile yemeği varmış babamların oraya gideceğim". "Tamam". "Neden sordun?". "Hiç"

Son derse girdik.
Hoca geldi. Yoklama alındı. Ders anlatmaya başlamıştı ki sınıfa bizden küçük bir çocuk girdi. "Hocam toplantı varmış. Sizde gidecekmişsiniz". "Tamam". Çocuk sınıftan çıktı. Ardından hoca da çıktı.
"Ben eve gidicem ya". "Aynen". Annemi aramak için telefonumu çıkardım. Annemi aradım.
"Efendim"
"Anne ben eve gidiyorum"
"Neden?"
"Toplantı varmış"
"Sen bilirsin kızım. Akşama hazırlan"
Annem görmese bile giz devirdim.
"Göz devirdiğini biliyorum"
"Nerden bildin ya?"
"Ben anneyim her şeyi bilirim"
"Neyse anne Hadi görüşürüz"
Telefonu kapatıp çantamı toplamaya başladım. "Ben gidiyorum". "Bizde gidiyoruz". Hep birlikte dışarı çıktık.
"Bir kafeye gidip bir şeyler mi içsek?"
"Siz gidin. Ben gelemem.". "Neden"
"Akşama hazırlanmam lazım". "Pekala". "Biz gidelim mi?". "Benimde canım istemiyor". "O zaman herkes eve". Vedalaştık ve ayrıldık.

Eve geldiğimde odama çıktım. Berna ortalarda yoktu. Odasında olabileceğini düşündüm. Odasına gittiğimde yatğının üstü tüm elbiselerle kaplıydı. Bu haline gülümsedim. "Abla?". "Efendim". "Sen ne giyeceksin". "Bilmiyorum ablacım". "Ben karar veremedim."
"Senin toz pembe kabarık bir elbisen vardı ya onu giysene". "Deneyim mi?". "Dene bakalım". Berna elbiseyi alarak denemek için yanıma geldi. Bende giymesine yardım ettim. "Abla çok güzel oldum". "Evet ablacım.". Altına da beyaz bir ayakkabı seçtim. Onu da giydirdim. "Abla saçıma maşa yapar mısın?"
"Tabii ki". Elinden tutarak benim odama götürdüm. Makyaj masamın önüne oturtturdum.

Saçını da yaptıktan sonra beyaz taşları olan bir taç taktım. "Abla çok teşekkür ederim". "Rica ederim. Babamlar gelmiştir. Koş göster kendini onlara". Bana kocaman gülümseyip koşarak odadan çıktı.

DERİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin