Yatağın içinde öyle oturmaktan belim agrımıştı. Ayağa kalktım. Harry'nin de elinden tuttum ve kalkmasini sağladim.
"Ee ne diyorsun Millward oynayacak mıyız, eski günlerdeki gibi?
"Tabi Lou. Ama bu sefer kaybedeceğimi düşünmüyorum."
"Umarim. Ama ilk önce enerji toplamamiz gerekiyor ve bence kahvaltiya ne dersin?"
"Ah bu dahiye Tommo fikirlerin ."
İkimiz de güldük. O fırlatılmak istediğim gamzelerden söz etmeme gerek yok sanırım.
Ne onda ne de ben de yemek yapma yeteneği olmadığını bildiğim için tabaklara onun en sevdiği gevreklerden doldurdum.
"Oh.Tanrim. Harfli gevrekler. Bunlara bayiliyorum."
"Ben de. Tatlari harika."
"İşte bu yüzden yanındayım Tommo. Bu gevrekleri sevmeseydin yüzüne bile bakmazdım."
Kahkahalarımızı durduramazken bir yandan da kahvalti etmeye çalışıyorduk. İşte uzun süredir aradigim kişi. Diye iç geçirdim.
Kahvaltimizi bitirdigimizde hala doymadigimi farkedip tabagimi tekrar gevreklerle doldurdum.
"Huylarin hiç değişmemiş Lou. Hep oburdun sen. Ama yiyip yiyip kilo alamazdin."
"Sen de hep kuş kadar yerdin pis sıska."
Gülüştük. Uzun zamandir bu kadar gülmüyordum. Kendimi Harry ile ödüllendirilmiş gibi hissediyordum. Benim ödülüm.
Artık ikimizin de yemeğe yeri kalmadığını anlayinca sofradan kalktik.
İçeri geçerken televizyonun altindaki dolapta biriktirdiğim arşiv geldi aklima. Bunlari Harry'e göstermeliydim. Müzik ve Film olmak üzere iki tane arşivim vardi. Ve müziklerin yarisi Arctic Monkeys ve Lana Del Rey şarkılarından oluşuyordu.
"Harry, müziklerime bakmak istiyordun öyle değil mi?"
"Evet tabii."
Dolabı açmamla Harry'nin çığlık atması bir olmuştu.
"Tanrı aşkına Louis. Sen harikasın."
Boynuma atlamıştı. İyice sarıldım ve kokusunu çekebildiğim kadar içime çektim.
"Bana böyle sarılacağını bilseydim bunları daha önce gösterirdim Harry."
Gülüştük
"Ne zaman istersen sana sarılabilirim Tommo."
Böyle konuşması bana bir şey hatirlatmıştı. Tahrik etmece?
"Ee hadi oyuna başlayalım istersen."
"İlk önce sen Lou."
"Tamam."
Oyunun bir kuralı da oyun süresince hiç konuşmamaktı.
Onu bir süzdüm. İkimizin de üstünde boxer vardi çünkü kalkınca giyinmeye üşenmiştik.
Koltuğa oturdu ve ben de onun üstüne oturdum. Sadece bir oyun. Diye düşündüm.
Boynunu kavradım ve dudaklarımı onun nefis dudaklarına bastırdım. Tadı -tabii ki- mükemmeldi. Dudaklarımız ahenkli bir biçimde dans ederken ona olan özlemimi de gidermeye çalışıyordum. Bu çocuk ne ara bu kadar kas yapmıştı? Belimden tutup beni kendine bastırırken istemsizce birkaç sözcuk mırıldandım.
"SENİ SONSUZA DEK ÖPEBİLİRİM STYLES."
EVET CANLAR BİRAZ GEÇ GELDİ FARKİNDAYİM AMA KUSURA BAKMAYİN LUTFEN, HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUM ÖPÜLDÜNÜZ!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love is Love (Larry Smut)
Fanfiction"Seni sonsuza dek öpebilirim,Styles." *2.KİTAP YAYIMDA