Millward

7.6K 296 102
                                    

ONE DİRECTİON- RİGHT NOW İLE OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM...

Üstunden indim ve yavasca yanina uzandim. Benim Millward'ım ne kadar büyümüş ve değişmişti böyle. Aslinda ayni kalan tek şeyin gamzeleri olduğu bile söylenebilir.

Küçükken, yani biz ilk tanistigimizda saçlari sapsariydi. Ve dümdüz. Şimdi ise koyulasmisti ve bukleler halindeydi. Gözlerinin rengi bile koyulaşmıştı. Onu taniyamam normaldi aslinda. Ama o ses tonuyla tommo demesi beynimde firtinalar kopmasina yetmisti. Bana hep böyle seslenirdi.Onu inanılmaz bir biçimde özlemiştim.

Hergün mutlaka ikimizden birinin evinde kalırdık. Geceleri korkunç hikayeler anlatırdık,sonra da sabaha kadar korkudan sarılıp uyurduk. Annelerimiz de çok yakındı. Babam öldüğü için  onun annesi benim anneme hep destek olurdu. Aslında onun ailesini de özlemiştim. Ablası Gemma bizim oyunlarımıza sinir olurdu. Ama onun hep tatlı olduğunu düşünmüştüm.

Ben ona hep ''Millward'' derdim. O buna sinir olmasına rağmen. O da bana hep ''Tommo'' derdi. Ama bana böyle demesi çok hoşuma giderdi. Çünkü ondan başka kimse bana öyle seslenmezdi. 

VE ŞİMDİ TAM YANIMDAYDI.

''Harry. Tanrım inanamıyorum. Ne kadar değişmişsin.''

'' Ah biliyorum.Ergenliği atlattıktan sonra evrim geçirdim Lou ama sen yine aynısın.''

''Seni ne kadar özlemişim''

''Ben de Lou. Ben de.''

Bunu söylerken sesi çatladı ve birden sessizleşti. Ona baktığımda sol gözünden inen gözyaşı beni mahvetmişti.

''Ah. Gel buraya'' 

İyice ona yaklaştım ve bana sarılmasını sağladım. Ağlarken bir yandan da omuzlarımın içinden bir şeyler mırıldanıyordu.

'' Sen gittikten sonra hiçbir şey aynı olmadı Louis. Senin gitmen benim için bir yıkım olmuştu sanki. Her gece yatağımda sessizce ağlıyordum. Yalnızdım artık. Kimsem yoktu. O kadar kötü depresyondaydım ki bir-iki ay hastanede yattım. Ama hiçbir ilaç senin yokluğunu dolduramamıştı.''

Bu söylediklerine cevap vermek yerine ben de onun omzunda ağlamamı sürdürdüm

--

Kaç saat sarılıp ağladık hatırlamıyorum ama ikimiz de çok kötü durumdaydık. Biraz zaman geçtikten sonra ayağa kalktım ve gözlerimi sildim

''E yeter ama ikimiz de sümüklü çocuklar gibi ağlayıp duruyoruz. Mutlu olmamız lazım Hazza. Gel buraya.''

Onun elinden tuttum ve ayağa kalkmasını sağladım.Gözlerini sildim ve saçlarını düzelttim. İyice sarıldıktan sonra valizini fırlattığı yerden aldım ve salona getirdim. Bu sırada kendini toparlamaya çalışıyordu.

''Hadi geceliklerini giy de eski günlerde yaptığımız gibi beraber uyuyalım.''

Valizini karıştırdı ve eşofmanlarını çıkardı.Bunları giymeyeceğini biliyordum. O her zaman çıplak yatardı. Yani bir tek iç çamaşırıyla. Tahmin ettiğim gibi yüzünü buruşturup onları valize tekrar koyu ve üstündekileri çıkardı. Oda mın kapısını açtım ve beraber yatağa girdik.

EVET YİNE DUYGUSAL BİR BÖLÜM :)) OKUYUCULARIMA GERÇEKTEN ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM BENİ ÇOK SEVİNDİRİYORSUNUZ :3

Love is Love (Larry Smut)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin