At The School

4.8K 167 105
                                    

YAA BİTANELERİM KUSURA BAKMAYIN AYAĞIMİ KIRDIĞIM İÇİN YB ÇOOOK GECİKTİ FARKINDAYIM AMA AFFEDİN BU SEFERLİK LÜTFEN UZUN OLDU ZATEN :D ÖPTÜM ÇOK :3

Louis

Sabah kalktığımda alarmın çoktan çalmayi bıraktığını ve yaklasık on beş dakika geç kaldığımızı fark ettim. Hızlıca kalktım ve Harry'i de uyandırmaya çalıştım. Ama beyefendi kalkmaya pek de hevesli gözükmüyordu. Üstüme dolapta bulduğum herhangi bir tişört ve pantolon geçirdim. Harry'i biraz daha sarstım ve sonunda uyandırmayı başardım.

"Bebeğim hızlı ol, geç kalmışız."

"Sana da günaydın." diye homurdandı.

Dudağına küçük bir öpücük bıraktım ve onun dolabını da açtım.O da ilk bulduğu şeyleri giymişti ama mükemmel görünüyordu. Saçlarımızla uğraşacak kadar vaktimiz yoktu bu yüzden direk kapıya yöneldik. Arabaya kendimizi kelimenin tam anlamıyla attık. Okula giderken Harry hala saçlarıyla uğraşıyordu. Ben aynaya bakmamıştım bile. Biraz daha düzeltip bana döndü.

"Nasılım?"

"Mükemmelsin." bunu sormasına bile gerek yoktu ve cevabımı zaten biliyordu. Yanağıma sevimli bir öpücük bıraktı ve gülümsememe engel olamadım. Bu sahne bana biraz dejavu gibi gelmişti. Eskileri kafamdan atmaya çalıştım.

Arabadan asil denilebilecek bir biçimde indik. Arkadan fon müziği gelseydi tam olurdu.  Belli belirsiz sırıttım. Yumuşak eliyle benimkini kavradı ve ben de elini sıktım.Bugün üç dersimiz ortaktı. Bunun verdiği mutlulukla elini alip öptüm. Okula girene kadar ellerimizi bırakmadık.

Aslında okulda pek beraber gözükmüyorduk ama bizi birbirimize bakarken yakalayan biri kolayca bizim aşkımızı anlayabilirdi.  Ne yalan söyleyeyim birilerinin bir şeyler ögrenmesinden o kadar da korkmuyordum. Harry de o kadar takıyor gibi değildi.

Sınıfa beraber girdik ve yanyana oturduk.Bu gün geç kaldığımız için Profesör hemen gelmişti. Onu sınıf olarak ayakta karşıladık.

Profesör konuşmaya başlamıştı ama zaten ders özetlerinden bu konuyu okumuştum. Derslere her zaman önceden göz atardim ve hep aklımda bir şeyler kalırdı.Kendimi bildim bileli düzenli bir öğrenci olmuştum.Bu özelliğim biraz Harry'e de bulaşmıştı. Beraber çalışıyorduk.Eskiden de böyleydi. Sınavlara hep beraber çalışırdık.

Profesör tam olarak akşamdan çalıştığımız konuya giriş yaptığı sırada Harry'nin bana bakıp gülümsedigini fark ettim. Sanırım ayni şeyi düşünüyorduk. Ders dinlemek zorunda değiliz.

Harry

Profesör konuşmaya başladığında Lou'ye bakıp güldüm. O da çoktan bana bakıyordu.Elimi onun dizinin üstüne getirdim ve parmaklarımla daireler çizmeye başladım.Güldü ama elimi alıp kendinden uzaklaştırdı. Bu hareketi gururuma dokunmuştu ama daha da hırslanmıştım.Bu sefer elimi direk oraya götürdüm ve sertçe sıktım.Bağırmamak için eliyle ağzını kapattı ve bana pis pis baktı.İntikam planları yaptığını bilmek için medyum olmak zorunda değildim.Elini nazik hareketlerle dizime yaklaştırdı ve okşayarak oraya geldi. Eli uzun bir süre orada kaldı.

Ders biter bitmez koşarak sınıftan çıktı ve beni de sürüklemeye başladı.Ne yapmaya çalıştığını anlamamıştım. Temizlik malzemelerinin oraya geldiğimizde durdu ve beni yakamdan sertçe çekip dudaklarımızı buluşturdu. Hoşuma gitmişti evet ama burasi yeri değildi.

Nefes nefeseyken kendimi çektim ve konuşmaya çalıştım.

"Lou birileri görecek."

"Saçmalama buraya kimse gelmez."

Ve tekrar dudaklarıma yapıştı. Gitmek istiyordum ama yapamıyordum. Lanet olsun harika öpüşüyordu.

****

Sabahtan öglene kadar derslerimiz ortaktı ama günün diğer yarısı beraber degildik. Öğle arasının geldiğini belirten zil çaldığında yüzümü buruşturdum.

Kafeteryaya indik ve bir şeyler atıştırmaya başladık. Çok aç hissetmiyordum bu yüzden Lou tıkınırken buklelerimle oynamaya başladım.

"Bebeğim yemeyecek misin? "

"Aç değilim" tabağı ona ittirdim "istersen yiyebilirsin."

Gülümsedi ve benim burgerimi de yemeye başladı. Onun böyle doğal olmasını seviyordum. Öğle arası bitiminde ayrılmamız çok zor oldu. Özlüyoruz birbirimizi napalim.

Sınıfa geçtim ve her zamanki yerime oturdum.Genelde burada beni kimse rahatsiz etmezdi. Kulaklığımı taktim.

Gözlerimi kapatmış müziğin ritmine kendimi kaptırmıştım ki sol kulağımdaki kulaklıgin çıkarıldığını fark ettim. Böyle yapılmasından daima nefret ederdim.

Gözlerimi açtığımda tanıdık olmayan bir yüzle karşılaştım.Sarışın bir kız.Daha önce onu etrafta görmüştüm ama ismini bilmiyordum. Ama popüler olduğu belliydi.

Hala bana bakmış gülümsüyordu.Ben de istemsizce gülümsedim.

"Selam kıvırcık.Ben Lisa."

Uzattığı eli sıktım.

"Ben de Harry. " Gülümsedi.

"Ben okulun gazetesinde editörüm.Yani bu okulla ilgili bilmek isteyeceğin her şey bende. Gazetenin açılışı biraz geç oldu ama roportaj köşesinde bize konuk olur musun diye soracaktım.Hani yeni çocuk olarak."  dudaklarını ısırdı "Okulla ilgili düşüncelerin falan."

"Üzgünüm ama bunu yapabileceğimi sanmıyorum."

"Neden? "

"Bilirsin , ben öyle hayatını ortalık yerde yaşayanlardan değilimdir. Bu gazete işleri de pek bana göre değil.Üzgünüm."

"Tamam. Anladim. Keşke gelebilseydin. Neyse , eğer herhangi bir şeye ihtiyacın olursa ben hep etrafta olurum. Hani anlarsın ya , ağlayacak bir omuz , bir arkadaş, bir dost. "

"Teşekkürler..Lisa."

Güldü ve yanımdan uzaklaştı.Çok tatlı birine benziyordu.

Love is Love (Larry Smut)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin