2 | Y Ü Z L E Ş M E

20K 990 431
                                    

Eric Serra - Noon

Ağzımın içine sokulmuş bir tabancayla uyandım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ağzımın içine sokulmuş bir tabancayla uyandım.

Sersemliğim kısa sürdü. Uyanmıştım çünkü başımdan aşağı bir şişe su dökülmüştü.

Gözlerimi kırpıp odaklanmaya çalıştığımda yüzüme doğru yürüyen böcekleri gördüm. Biraz daha uzağa ve hafifçe yukarı baktığımda ise bir dizinin üstüne çökmüş, yüzü yüzüme yakın, gözleri gözlerime dikili adamı gördüm.

"Şimdi sana söyleyeceklerimi iyi dinle."

Sesinin kuru ve kısık, tehlikeli tonlamasını kafamın içinde evirip çevirdim. Tanıdık değildi. Sesini hiç duymamıştım.

"Beni ne kadar hızlı anlarsan senin için o kadar iyi olur. Kim olduğumu ve silahımın neden ağzının içinde olduğunu merak ediyorsun, öyle değil mi?"

Başımı salladım. Çamurun saçlarıma işlediğini hissettim.

"Adım Enis. Enis Koçyürek. Ağzına silahımı soktum çünkü bir şeyi çok net anlamanı istedim."

Durdu. Gözleri bir şeyin tadını çıkarır gibi acımasızca yüzümde gezindi. Sonra eğildi ve "Seni öldüreceğim." diye fısıldadı.

Anlaşılmaz sesler çıkararak karşı koyunca, "Şşş..." diyerek beni susturdu. "Senden istediklerimi yapmazsan... seni öldüreceğim. Silahım ağzının içinde çünkü bana inanmanı, bir yalancı olmadığımı anlamanı istiyorum. Inanasın ki yapmayasın. Anlaşıldı mı?"

Başımla onaylamadım bu sefer. Sadece gözlerinin içine bakmaya devam ettim.

Silahını boğazıma doğru itti. Sert bir sesle, "Anlaşıldı mı?" diye tekrarladı.

Soğuk metalin boğazımda yarattığı öğürme isteğiyle boğuşurken ve tehditkâr baskısını şüphe kalmayacak şekilde hissederken sıcak yaşlar yanaklarıma yuvarlandı. Başımı salladım.

"Güzel. Çok güzel. Şimdi silahımı ağzından çıkaracağım. Dilersen... Çığlık atabilirsin."

Söylediği gibi silahı ağzımı terk etti. Sessizce, işine odaklanmış bir ifadeyle ellerimi ve ayaklarımı çözerken şaşkındım bu yüzden çığlık atmadım ya da yardım dilenmedim. Hızlı, gürültülü ve kesik kesik soluklarımla kıpırdamaya korkarak onu izledim.

"Çığlık atsan bile seni kimse burada duyamaz." Ayağa kalktı ve benden uzaklaştı. Bir süre yüzümü inceledikten sonra bakışları anlayışlı bir ifadeyle yumuşadı. "Bana inanmayacaksın elbette. Bu yüzden seni kaçman için serbest bırakacağım." Elinde tuttuğu telefonu bana doğru çevirdi. "Otuz saniye sonra peşine düşeceğim."

Kafam allak bullak olmuş bir şekilde telefon ekranına baktım. Parmağıyla ekrana dokundu ve geri sayım başladı.

Hareketsiz bir şekilde yerde yatmaya devam ettim.

Ateşler Bulvarı Kurban Vezir (AB #1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin