"Harika" dedi Chanyeol, Baekhyun sesinden onun ne kadar rahatladığını anlayabiliyordu. "Bu işi kendi başıma çözemedim bir türlü."
Daha Chanyeol cümlesini tamamlamadan Baekhyun'un gözünün önünden bulanık bir şekil geçti ve kucağına düşüp hafifçe zıpladı. Baekhyun önce yerinden sıçradı sonra eğilip baktığında düşenin iki numara şişlerin etrafında düğüm olmuş açık mavi bir yün yumağı olduğunu gördü.
"Afedersiniz," dedi Chanyeol karman çorman olmuş yünü almak için eğilirken "özür dilerim..."
Yüzü Baekhyun'unkiyle aynı hizaya gelince birden sustu göz göze geldiler.
Artık suni deri sandalyenin üzerinde eriyip yok olmayı bile umamıyordu.
"Byun" diye fısıldadı Chanyeol ama bu isim ağzından bir beddua gibi çıkmıştı.
Kalbinin düzensiz atışını ve gözlerindeki pırıltıyı görmezden gelen Baekhyun, aynı şekilde karşılık verdi.
"Park."
Uzun parmaklarıyla Chanyeol'un ilk örgü teşebbüsünün acıklı kanıtını alıp ona uzattı, dudakları alaylı bir gülümsemeyle kıvrılmıştı.
"Bu senin galiba."
Chanyeol yumağını aldı, tabii o karmaşaya "yumak" demek epey bir hayal gücü gerektiriyordu ve elini arkasına götürüp sakladı.
"Senin burada olacağını bilmiyordum."
"Son mücadelende durum pek iyi değil galiba?" Dedi Baekhyun tatlı bir sesle.
Chanyeol'un gözünün köşesi seğirdi bu küçük istemsiz hareket şüphesiz aşırı stresten kaynaklanmıştı.
Baekhyun bilincinin derinliklerinde bir yerde birinin yüzünde böyle bir tike neden olduğu için kendini suçlu hissetmesi gerektiğini biliyordu ama daha da derinlerde dördüncü yaş gününde Teletubby'ler tarafından ziyaret edilen bir kız çocuğu gibi kıkırdıyordu.
"Bir ay daha zamanım var" diye hatırlattı Chanyeol. "Henüz işim bitmedi."
"Öyle olsun." Dikkatini Chanyeol'dan kendi örgüsüne çevirdi. "Şu GDisk Ödülü şifonyerimde çok güzel duruyor geri vermek için acele etmiyorum doğrusu. Hatta o ödül ve gelecekte senden alacağım diğer ödüller için küçük bir vitrin yaptırmayı bile düşünüyorum."
Artık Chanyeol'a bakmıyordu ama gözünün yine seğirdiğini hayal etti. Chanyeol gazetecilikteki başarısı için aldığı GDisk Ödülü'nü gerçekten çok seviyordu ve Baekhyun o yazıyı okuduğu için gönülsüzce de olsa Chanyeol'un o ödülü hak ettiğini kabul ediyordu. Tabii bunu Chanyeol'un veya başkasının yanında itiraf edecek değildi. Biri onu öldürmekle veya berbat bir perma yapmakla tehdit etse bile itiraf etmezdi.
Ödülün onda olması Chanyeol'u çok üzüyor bu da Baekhyun için ödülü ondan almayı daha da cazip kılıyordu.
Chanyeol alçak ve gergin bir sesle sert, öfkeli bir karşılık verdi.
"Dediğim gibi, henüz işim bitmedi. Ödülümü geri aldığımda tükürdüğünü yalamak zorunda kalacaksın ve çok canın yanacak."
Baek homurdanıp daha hızlı örmeye başladı, şişlerin makineli tüfek ateşini andıran tıkırtısını Chanyeol'un duymasını istiyordu.
"Elinden geleni ardına koyma Park."
Tıpkı küçük kızıl saçlı bir iyilik meleği gibi sandalyelerin oluşturduğu çemberi yürüyerek geçen Dahee, Chanyeol'un arkasından yaklaşıp elindeki yumağı aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMBAT
Fanfiction"Ben spor muhabiri olmak istiyorum, hem de çocukluğumdan beri. Beyzbol, basketbol, Amerikan futbolu, hokey, tenis, futbol, golf... hepsini seviyorum. Günün on iki saati spor istatistikleri beynimde dolaşıp duruyor." "Kalan on iki saatte ne düşünüyor...