Baekhyun'un kolunu kaldırcak hali yoktu, kanepede yayılıp kalmış, tam anlamıyla baygın olmasa da kendinden geçmenin sınırlarına olabildiğince çok yaklaşmıştı. Chanyeol onunla sevişerek Baekhyun'un bütün gücünü tüketmişti.
Eğer Baekhyun da ona aynısını yapmamış olsaydı onun bununla böbürlenmesi kolay olurdu. Chanyeol banyoya kadar yürüyebilmek bir yana, hala nefes alabildiği için çok şanslıydı.
Yumuşak halının üzerinde çırılçıplak yürümüş, Baekhyun'u kanepenin üzerinde kısmen kıvrılmış kısmen yayılmış, başını kanepenin koluna koymuş halde bırakmıştı.
Kullanılmış prezervatifi atıp temizlendikten sonra yenilerini bulmaya karar verdi. Henüz ikinci raunda hazır sayılmazdı ama çocukken izcilik yapmıştı ve her zaman hazırlıklı olmayı tercih ediyordu.
Baekhyun içeride uysal uysal yattığına göre biraz da etrafa bakabilirdi. Son yılı hep hayal ettiği gibi ses getirecek haber ve röportajlar yerine seviyesiz, önemsiz yazılar yazarak geçirmiş olabilirdi ama haberci içgüdüleri tamamen ölmemişti henüz.
Raflarda önemli bir şey göremedi, sadece banyonun gül bahçesini andıran dekoruna uyan havlu ve bezlerle küçük bir kasede duran kokulu yapraklar vardı.
İlaç dolabı da pek bir şey anlatmıyordu sadece Baekhyun'un genellikle markasız ürünleri tercih ettiğini gösteriyordu. Diş fırçası, macunu, yara bantları, ağrı kesici, ne olduğunu bilmediği merhemler ve temizlik malzemeleri vardı. Hepsi değilse de çoğu markasızdı.
Lavabonun altındaki dolapta birkaç rulo tuvalet kağıdı, bir şişe ağız gargarası gördü. Asıl dikkatini çekense saç boyalarıydı.
Baekhyun'un modayı takip eden biri olduğundan kuşkusu yoktu. Her zaman kusursuz görünürdü;tabi ölümüne sevişmediği zamanlarda, diye düşündü Chanyeol.
Chanyeol ve tabii Baekhyun'u görme zevkine erişen herkes onun bu kusursuz görünüme profesyonel biri tarafından eriştiğini sanırdı. Saçını bile kendi boyadığı aklının ucuna gelmemişti.
Düşünürken kaşlarını çatıp dudaklarını büzdü. Bu ne anlama geliyordu, Baekhyun'a dair ne anlatıyordu?
Cimri miydi, yoksa sadece tutumlu mu davranıyordu? Belki de maddi sorunları vardı.
İşinden kazandığı para muhtemelen Chanyeol'unkinden az bir şey eksik olduğuna ve kendi gelirine göre iyi bir yaşam sürüyormuş gibi göründüğüne göre böyle bir sorunu olmamalıydı. Tabii bir yığın borç yapmış veya kumar oynuyor olabilirdi.
Nedense Chanyeol onun internetten poker oynamanın veya bahis oynamanın ötesine geçeceğini hayal bile edemiyordu. Belki sonbaharda moda olacak renkler üzerine iddiaya girebilirdi ama atların değil.
Neler olduğunu, gerçek Baekhyun çok daha mütevazi biriyken neden kendini bu kadar farklı gösterdiğini bilmiyordu ama öğrenmeye kararlıydı.
''Ne oldu, uyuyup kaldın mı orada?''
Baekhyun'un bitkin sesiyle Chanyeol yerinden sıçradı. Alt tarafı banyosunu karıştırmıştı, kendini suçlu hissetmesine gerek yoktu ama vicdanındaki hafif hareketlenme yanaklarının kızarmasına neden oldu.
Lavabonun önünde çömelmişken doğrulup kapıyı açtı ve salona geri döndü.
''Şu bahsettiğin prezervatifleri arıyordum. Uyuyakaldın sanmıştım.''
Baekhyun kirpiklerini kırpıştırıp gözlerini açtı ama başını kanepenin kolundan kaldırmadı.
''Birkaç dakikaya kendime gelirim. Buldun mu aradığını?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMBAT
Fanfiction"Ben spor muhabiri olmak istiyorum, hem de çocukluğumdan beri. Beyzbol, basketbol, Amerikan futbolu, hokey, tenis, futbol, golf... hepsini seviyorum. Günün on iki saati spor istatistikleri beynimde dolaşıp duruyor." "Kalan on iki saatte ne düşünüyor...