"Hurt Locker"

2.9K 276 42
                                    

Çin yemeği kutularını, yün çilesiyle şişlerini kucağında dengelemeye çalışan Chanyeol apartmanın sahanlığında, Baekhyun'un dairesine doğru yürüyordu. Islık çalmakta olduğunu fark etti, keyfinin yerinde olduğunu anlayınca daha da şaşırdı.

Baekhyun aralarında fiziksel ilişki olmayacağını açıkça söylemişti. Chanyeol hayal kırıklığına uğrasada -öyle bir geceden sonra hangi normal insan uğramazdı ki?- yeni durumlarını kabullenmeye hazırdı.

Onunla geçirdiği on iki saatte muhtemelen sonraki on iki yılda olamayacağı kadar şanslıydı. Bu yüzden o zevkli anları saklayıp bir çeşit cinsel inzivaya çekilmesi, kış uykusundan uyanıp tekrar eğlenmeye başlayana denk o anıları saklaması gerekiyordu.

Hem Huysuz Prens ile bir gece beraber olmak sorun değildi ama bunu iki geceye çıkarmak veya sürekli hale getirmek, ilişki kurmak, var olan ilişkilerinden farklı bir ilişki kurmak anlamına gelirdi. Chanyeol bunu yapacak kadar cesur olduğunu hiç sanmıyordu.

Birbirlerine laf atıp kafa tutmak kolaydı.

Gündüzleri birbirlerine laf atıp kafa tutarken gece alt alta üst üste olmak Chanyeol'un aşmak istemediği bir çizgiye çok yaklaşmalarına neden olabilirdi.

Kapıya vardığında deneme halindeki örgüsünü taşıdığı elini kaldırıp kapıya vurdu. Elinde Kore'nin en iyisi Çin usulü yumurtalı çorbası ve yüzünde gülümsemeyle Baekhyun'u selamlamaya hazırdı.

Bir dakika sonra kapı hala açılmamıştı Chanyeol'un gülümsemesi kaybolmaya başladı.

Saatine baktı, Evet o gün cumartesiydi ama saat onu geçmişti ve Baekhyun'un düzenine göre bu saatte evde olması gerekirdi.

Kapıyı tekrar çalıp aşağıdan bir ışık geliyor mu diye bakmak için eğildi. Ama ya ev tamamen karanlıktı ya da kapı yerine öyle sıkı oturmuştu ki içeride projektörler yansa bile bir şey göstermeyecekti.

"Baekhyun?"

Üçüncü seferde kapıya daha sert vurdu ve içeriden herhangi bir ses gelip gelmediğini anlamak için iyice yaklaştı.

"Baekhyun ben Chanyeol. İçerde misin?"

İçeriden bir ses geldiğini sandı ama emin olamıyordu. Sonra Baekhyun tüm şüphelerini yok etti.

"Bu gece olmaz Park. Defol."

Sesi boğuk ve titrek geliyordu. Konuşması da garipti.

"İyi misin?"

"Evet iyiyim. Git artık."

Elindeki örgüyü yemek paketlerinden birinin üzerine koyup kapının tokmağını çevirdi ama kilitliydi. Alçak sesle bir küfür savurup seslendi.

"Kapıyı aç Baekhyun. İyi olduğunu görene kadar bir yere gitmiyorum."

İçeriden Baekhyun kapıya yaklaştıkça yükselen başka sesler, vurmalar, homurdanmalar, boğuk ayak sesleri duydu. Sürgü çevrildi, kapı birkaç santim açıldı ama hala zincirliydi.

Baekhyun'un yüzünün küçük bir kısmı görünüyordu ama gölgeler içinde bile cildinin solgunluğu, gözlerinin şişliği, dudaklarının gerginliği belli oluyordu.

"İyiyim"dedi. "Gördün mü? Hadi güle güle."

Kapıyı kapatmak üzereydi ama Chanyeol daha hızlı davrandı. Kapının kapanmaması için en sevdiği, her mevsim kullandığı yürüyüş botunun burnunu kapının arasına soktu.

"Baekhyun, bırak içeri gireyim" dedi yumuşak bir sesle.

"Bu gece olmaz Chanyeol, tamam mı?" Alnını kapının kenarına dayamış, gözlerini kapatmıştı. "Artık git de beni rahat bırak."

KOMBATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin