Baekhyun yavaș yavaș uyandığında güneş yatak odasının penceresinden süzülüyor, bedenindeki her kas fazla kullanılmaktan ağrıyordu. Parlak ışık yüzünden gözlerini kısıp başını çevirdiğinde Chanyeol'un yanında yattığını gördü.
Sırtüstü yatıp kollarıyla bacaklarını açmıştı, derin uykuda gibi bir hali vardı. Önceki gece harcadığı enerji düşünülünce uyuması normaldi tabii. Baekhyun'u defalarca ağzıyla, parmaklarıyla, penisiyle orgazma ulaştırmıştı. Baekhyun'un varlığını bile bilmediği pozisyonlarda sevişmişti onunla. Sırt üstü, yan dönük, kucağında...
Bu pozisyonların, sabaha kadar yaşadığı inanılmaz zevklerin içinden en iyisini seçecek olsa Chanyeol'un kendisini kanepenin arkasına doğru eğerek, açık perdelerden gecenin karanlığında şehrin ışıklarını izlerken onunla sevişmesini seçerdi.
Bir ara kimsenin onları görüp görmediğini merak etmişti. Acaba sapığın biri elinde dürbünüyle Chanyeol'un ona çığlıklar attırmasını izliyor mudur diye geçmişti aklından. Bu olasılık aldığı zevki de, ardından gelen orgazmı da güçlendirmişti.
O ana kadar, tutkunun çalkantıları arasındayken izlenme düşüncesinden tahrik olabileceğini hiç bilmiyordu.
Ama bir gecede bu kadar çok orgazm yaşayabileceği veya seks dolu bir geceden sonra Park Chanyeol ile aynı yatakta uyanacağı da aklına gelmemişti.
Arka arkaya keşifler yapıyordu sanki.
Yatak Chanyeol'un azımsanmayacak ağırlığıyla çukurlaşmıştı. Zavallı yatağı da, tıpkı kendisi gibi iri, uzun kaslı adamlara alışkın değildi. Yataktaki çukur Baekhyun'u ortaya, Chanyeol'a doğru çekip duruyordu. Kendini yerçekimine bırakıp onun yanı başında kıvrılmak, erkeksi sıcaklığına sarılmak ne güzel olurdu.
Chanyeol harika görünüyordu. Seksi, uykulu ve şahaneydi.
Bu manzara karşısında dudaklarını yalayıp kararlı, pişmanlık dolu bir ifadeyle başını çevirdi. Onu birkaç öpücük ve doğru bölgeleri hedefleyen dokunuşlarla uyandırmak cazip bir fikir olsa da bunu daha fazla sürdürmenin manzur görülecek bir yanı yoktu.
Önceki gün çakırkeyif ve arzulu olduğu için sağduyusunu bir yana itip Chanyeol'un gecede on iki kez orgazma ulaştırdığı iddialarının gerçek mi yoksa palavra mı olduğunu görmeye hazırdı. Chanyeol'un, iddia ettiği kadar iyi olduğunu öğrendiği için mutluydu.
On üç tanede mi yoksa Chanyeol'un söz verdiği gibi on ikide mi kaldıklarını bilmiyordu, beş veya altıdan sonra da uzun süre devam ettiğine, arka arkaya orgazm olmasını sağladığına göre Chanyeol hedefine ulaşmış hatta geçmiş olmalıydı.
Sırf seks yüzünden bu kadar ağrı çektiğini hatırlamıyordu hiç. Buna iyi bir ağrı denebilirdi ama varlığından beri haberdar olmadığı kaslar Baekhyun yataktan inip dolabına giderken isyan çığlıkları atıyorlardı.
Neyse ki Chanyeol her seferinde penisini uyarmaya kalkmamıştı. Yoksa bedeninin en kıymetli parçası daha gecenin yarısı olmadan dayanamayıp düşebilirdi.
Turkuaz rengi tişörtünü giyerken inledi, kıpırdayıp kıpırmadığını görmek için başını çevirip Chanyeol'a baktı. Saat dokuzu geçmiş, yani Baekhyun işe geç kalmıştı. Suçluluk duyması gerekirdi belki ama içi rahattı. Hasta olup işe gitmediği günlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi bu yüzden kovulacak değildi. Arayıp bir saat kadar gecikeceğini söylemesi yeterliydi, kaybettiği zamanı ise günün sonunda telafi edebilirdi.
Yatak odasından çıkıp telefon etmeye gidecekken vazgeçip banyoya, duş almaya gitti.
Duştan sonra kendini daha iyi hissediyordu. Daha sağlam ve güçlü, yapılması gerekenler konusunda daha kararlıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMBAT
Fanfiction"Ben spor muhabiri olmak istiyorum, hem de çocukluğumdan beri. Beyzbol, basketbol, Amerikan futbolu, hokey, tenis, futbol, golf... hepsini seviyorum. Günün on iki saati spor istatistikleri beynimde dolaşıp duruyor." "Kalan on iki saatte ne düşünüyor...