KOMBAT

"Grave Sights"

Chanyeol kaşlarını çattı. Arkadaşlarının cehennemin en derin, en karanlık çukurlarına gitmelerini diliyordu. Box'ta her zamanki masalarında oturmuşlar birkaç bira deviriyorlardı,ama Jongin ile Luhan bira alma sırasının kimde olduğuna dikkat etmek yerine maymunlar gibi kahkaha atmakla meşguldüler.

Zorluklar karşısında destek olmak buraya kadardı demek ki. Azıcık vefa bile beklememek lazımdı bunlardan.

Jongin parmağıyla gözünden akan yaşları sildi.

"Ah dostum, inanılmaz bir şey bu. Bu sefer seni fena köşeye sıkıştırdı değil mi?"

Gözlerini kısan Chanyeol içkisinden bir yudum aldı ve arkadaşına karşılık vermedi.

Arkadaşları durumu eğlenceli bulsalar da Chanyeol onlara katılmıyordu. Hafta sonunu hiçbir şey anlamadığı lanet şişlerle yünü ne yapacağını çözmesine zerre kadar faydası olmayan o aptal örgü kitabını okuyarak geçirmişti.

Başlangıç ilmeği, kesmek, düz örmek, ters ilmek, ip dolamak, kaydırılmış ilmek... sanki tamamen farklı bir dildi. Uzaylıların konuşması gibiydi, kıçınıza bir alet takılmadan anlamanız mümkün değildi.

O bir erkekti. Kafasında sporla ilgili milyonlarca istatistik dolaşıyordu, gerektiğinde hepsini sayıp dökebilirdi ama ters ilmeğin ne olduğunu çözmeye çalışırken kafası patlayacak gibi oluyordu.

Kitaptaki çizimler daha da beterdi. Bir türlü içinde bir şekil görmeyi başaramadığı üç boyutlu sihirli resimlerden farksızdılar. Saatlerce hiç ara vermeden resimlere baktıktan sonra gözleri şaşı olmuş, şişlerden biriyle kendi gözünü oymak gelmişti içinden. Nasılsa yeteri kadar sivri görünüyorlardı.

Ama kabul etmek gerekirdi ki, kitap ilk üç-dört duvara fırlatışında güzel insana mutluluk veren bir pat sesi çıkarmıştı.

En sonunda bu işe balıklama dalıp eski yöntemlerle öğrenmeye karar vermiş ama sonuç yumruğu büyüklüğünde ve asla açılmayacağını sandığı bir düğüm olmuştu. İşin kötüsü bu düğümün içinden şişleri çıkarıp yeniden başlamak da pek mümkün görünmüyordu.

Başladığı noktaya dönmüştü ne yapacağı, bu işi nasıl kıvıracağı konusunda konusunda hiçbir fikri yoktu. Üstelik Baekhyun'un ona meydan okumasının üzerinden sadece birkaç gün geçmiş olsa da zamanı gittikçe azalıyordu.

"Bu sefer seni mahvedecek" dedi Luhan. Chanyeolun düştüğü duruma epey gülmüş olsa da kahkalar atmaya devam eden Jongin kadar eğlenmişe benzemiyordu.

"Cesedimi çiğnemesi lazım" diye homurdandı Chanyeol. "Bana o lanet çubukları kullanmayı öğretmeleri için bir sürü yaşlı kadın tutmam gerekse bile umrumda değil, Baekhyun beni yenemeyecek."

Jongin sandalyesinde geriye yaslandı, bira şişesini de eline almıştı.

"Ben yine de diyorum ki bir erkeğin nasıl kullanacağını bilmesi gereken iki çubuk vardır; bir hokeyde kullanılan, bir de bacaklarının arasında bulunan."

"Düzenli olarak seks yapan bir profesyonel hokeycinin cesur lafları."

Arkadaşı nispet yapar gibi sırıttıktan sonra bira şişesini dudaklarına götürdü.

"Bir örgü grubu bulabilirsin." Bu cümle daha mantıklı bir adam olan Jongdae'den gelmişti. Birasını kaldırırken kıpırdayan pazısı dar siyah tişörtünün kolundan görünen sarmaşık dövmesinin oynamasına neden oldu.

Chanyeol biraz canlanıp arkadaşına dikkatini vererek masaya yaslandığında etraftaki gürültü kaybolup gitmişti sanki.

"Örgü grubu dediğin ne?"