I'm You, You Are Me

2.4K 255 77
                                    

Birkaç gün sonra, cuma günü, Maria Claire dergisinin yeni sayısı masasına gelince Baekhyun nefesini tuttu. Geç olmuştu, neredeyse eve gitme zamanıydı.

ve o gün Chanyeol'un köşe yazısının günüydü. Örgü derslerinden başarılı olup olmadığını o gün öğrenecekti.

Kaybetmesi, çok sevdiği GDisk Ödülü'nü Chanyeol'a geri vermek anlamına gelse de Baekhyun başarılı olduğunu umuyordu.

Sayfaları karıştırıp aradığı yazıyı buldu, gözleri metnin üzerindeki uzun, koyu renk, el örgüsü atkının siyah beyaz fotoğrafına takıldı.

Aferin Chanyeol'a.

Baekhyun'un itibarı veya sözde rekabetleri için kötü olmuştu belki ama onunla gurur duyuyordu. Mücadeleyi kabul etmiş, kendi başına asla denemeyeceği bir şeyi öğrenmek için bayağı sıkı çalışmıştı.

Birkaç hafta önce Chanyeol'un buna cesaret edebileceğini düşünmezdi ama artık onun pek çok konuda cesur olduğunu biliyordu.

Daha önce olsa kaşlarını çatmasına neden olacak bu haber şimdi Baekhyun'u memnun etmiş içini ısıtmıştı. Chanyeol'un başarılı olduğunu anlamak için yazıyı okuması gerekmiyordu ama yine de kelimeleri gözden geçirdi.

Rahat okunan akıcı yazısında -bu Baekhyun'un hep hayranlık duyduğu bir özelliğiydi- Chanyeol Baekhyun'un kendisine nasıl meydan okuduğunu, örgü örmenin çok kolay olduğunu sandığını, şişlerle yün planlarını bozunca nasıl sinirlendiğini, kafasının karıştığını yazmıştı.
Baekhyun'un adını vermese de özel ders aldığından, bu derslerin ne kadar yararlı olduğundan, zaman zaman geç saatlere kadar sürdüğünden, kendisini uzun süre ayakta tuttuğundan bahsetmişti.

Yazıyı okuyan herhangi biri bu tanımlar ve kelime seçimleri üzerinde düşünmezdi bile ama Baekhyun kinayenin farkındaydı ve bahsedilenin örgü dersleri değil, dersler sırasında yaşananlar olduğunu anlamıştı.

Sinsi köpek.

Bir kez daha, eskiden Baekhyun'u çıldırtacak bir şey şimdi en ufak bir rahatsızlık vermiyordu. Tam tersi, yüzüne bir gülümseme yerleşmiş, zihnine üşüşen güzel anılar vücudunun belli yerlerinin sızlanmasına neden olmuştu.

Chanyeol'un ''Al işte başardım!'' konulu diğer yazılarının aksine bu seferkinin sonunda bir karşı meydan okuma yoktu. Baekhyun buna biraz şaşırmıştı. ''Sen ne yaparsan ben daha iyisini yaparım.'' oyununu o kadar uzun zamandır sürdürüyorlardı ki Chanyeol'un meydan okumasına neredeyse kendini hazırlamıştı ama Chanyeol'un fikir değiştirmesi de çok beklenmedik bir şey değildi. Nedense beraber yaşadıkları, yaptıkları, konuştukları onca şeyden sonra aralarındaki rekabetin sessizce ve barışçıl bir biçimde sona ermesi gayet doğal geliyordu.

Belki Chanyeol'un niyeti meydan okumaları tamamen sona erdirmek değildi. Belki henüz aklına bir şey gelmemişti ve sonraki haftanın köşe yazısında yayınlayacaktı. Tabii o zaman çok geç kalmış olabilirdi, Baekhyun çoktan gitmiş olurdu belki.

Chanyeol'un başarısının kanıtı olan dergiyi kolunun altına sıkıştırıp yüzünde geniş bir gülümsemeyle binadan çıktı. Yeni iş konusunda hala bir karar vermemiş ama diğer derginin editörüne eposta atarak teklif için teşekkür edip pazartesi sabahı erkenden kararını bildireceğini söylemişti.

Karar vermek için bir hafta fazlasıyla yeterli bir süreydi aslında ama kararsızlığı sürdüğü için kendini iki yoldan birini seçmeye mecbur etmek amacıyla böyle bir tarih belirlemişti.

Pazartesi sabahı seçimini yapacaktı. Evet ya da hayır. Gitmek ya da kalmak. Karar vermek için bütün bir haftasonu vardı ve bu sürenin sonunda ağzından hangi karar çıkarsa ona sadık kalacaktı. Lafı gevelemek, vazgeçmek yoktu.

KOMBATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin