"Balıkları deniz tutmaz mı ki hiç?"
***
Dalya Kuday
Tardu Bey, öncesinde benim yaptığım tüm hazırlıkları kendisinin halledeceğini söylemişti. Hatta birkaç kez Çağkan'la ilgili verdiğim karardan geri çevirmeye çalıştı ama nafileydi. Kafama koymuştum.
Koridorda ki gürültülü konuşmamızın ardından, ofiste ki odalarından sesi işitmeye çalışan bir grup meraklı gözle karşılaştım. Neyse ki atlatması zor olmamıştı. Tardu Bey'in odasının bulunduğu katta muhasebe, finans ve idari işlere bakan bölümler vardı ve onların da büyük kısmı öğle paydosuna çıkmıştı.
Bu kadar kafamı takıyordum çünkü göze batmak hoşuma gitmiyordu. Birkaç öğrenci ya da sekreter dışında ne olduğunu anlayan -sanıyorum- yoktu.
Kendimi toplar toplamaz asansöre koşmuş, şansıma şükürler olsun ki kimseye görünmeden arabama binip gözden kaybolmuştum. Yaklaşık 4 km sonra, ciddi anlamda kendimle uzun bir iç savaştan sonra kulaklığımı takarak rehberimin "Ç" harfinde Çağkan'ı aramaya koyuldum.
Çiçekçi.
Çisil.Zaten iki isim vardı. Kaydettiğinden emindim ama hatta bunun için kendini arayıp benim numaramı da kaydetmişti. Başımı iki yana sallayarak şu an trafikte bile bana rahat vermediği için hoşnutsuzdum.
"Aptal." diye fısıldadım.
Tabi ya!
Arkadan korna sesi duyulunca irkildim, çoktan yeşil ışık yanmıştı. Aptal. Tam tahmin ettiğim gibi kendini böyle kaydetmişti.
Birkaç kez öksürdükten sonra genzimi rahatlattım. Arama tuşuna basıp bekledim, çalıyordu ama birileri fazla meşguldü anlaşılan, açmaya tenezzül bile etmiyordu.
Derin bir nefes alıp verdiğimde "Efendim." dedi karşı taraf. Kulaklarım, kızların gülüşme sesi ile ile doldu. Her şey Tardu Bey için, hadi Dalya diyerek sıktım dişimi.
"Çağkan?"
"O benim de, sen-" telefonun ekranında ismime bakmaya çalışmasını görür gibi oldum.
"Dalya!" dedi neşeli bir ses tonuyla. "Vay canına. Harika bir tahmin." somurttum.
"Gerçekten beni aradığına eminsin değil mi?" diye sordu. Eminim şaşkındı. "Maalesef." diye fısıldarken hemen toparladım, "Neredesin?"
"Şimdi de dadım falan mı oldun?"
"Seninle konuşmam lâzım, neredesin?"
"Hım, kulüpten çıktım. Bizimkilerle biraz takılıp eve geçmeyi düşünüyorum."
"Beni zorlayacağını düşünmüştüm. Bu, kolay oldu. "Bizimkiler dediği bu kızlar olmasındı. Dilimi şaklattım. "Bu kulüp nerede bakalı-"
"Biraz önce sahilden geçen Range Rover'in senin olmadığını söyle." gülümseyerek sol kulaklığımı çıkardım. "Hey! O, benim!"
Arabamı park ederken, beni kulübün önünde bekleyen Çağkan'a doğru yöneldim. "Bugün sen iyi bir tahmin yaptın, sıra bende." işaret parmağımı şakağıma yaklaştırıp hatırlamış gibi yaptım. "Ofiste çok çalıştın. Spor yapmak ve biraz rahatlamak için buraya geldin." yanında ki çıtırları işaret ederek devam ettim. "Birazdansa bu bebeklerle güzel bir gece geçireceksin." Elimi belime koydum, muhtemelen hepsinden en az 5 santim kısaydım.
"Tahminleri bırakıp, konuşacağımız şu seni, beni merak ettirecek kadar derin mevzuya gelsek artık." Bir iki adım atarak, sarışın mankenvari kızın kolunu Çağkan'ın omzundan iteledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
APTAL
Teen FictionAdı sanı bir camiânın içinde doğan, birbirlerine tamamen tezat iki gencin yolları, her şeyin olağan akışında kesişirse? ∆ 23.04.17 "Bana bir çocukluk, kalbimi onaracak iyi bir ilaç ve sonsuza kadar dinleyebileceğim mırıltılar borçlusun." ~yazar