"İnsan
ya hayrandır sana, ya düşman.
Ya yokmuşsun gibi unutulursun
ya bir dakika bile çıkmazsın akıldan..."***
*Medyadaki Melsa'nın fotoğrafı.
Dalya Kuday
Melsa'nın, Kamran Bey'in biricik yeğeni olduğu haberini alalı yaklaşık bir hafta olmuştu. Çağkan'ın da yıllardır sevgilisiydi, en azından kendi tüm şirkete bu bilgiyi yaymıştı.
Bazen ikisini birlikte görüyor ve yakıştırmaya çalışıyordum. Birbirlerini pek güzel tamamlıyorlardı ama bir kere olsun Çağkan'ın ağzından birlikte olduklarını duymamıştım.
Biri omzumu dürtünce olduğum yerde zıpladım. Döndüğümde Çisil gülerek bana bakıyordu. "Kimi dikizliyorsun bakalım?"
Sitemle yüzümü astım. "Kimi dikizleyeceğim canım, dalmışım öyle."
Çisil inanmış gibi yaparak Melsa ve Çağkan'ın olduğu tarafı işaret etti. "Kutlama yemeğinde şu ikisinin arasında ne var öğreniriz." Gösterdiği yere baktım.
"Yemeğe kadar meraktan çatlamazsan neden olmasın." dedim.
"Dalyacığım, unutma; en iyisini medya bilir. Şimdi milletin uydurma dedikodularına inanacak değilim, o günün akşamı her şey açığa çıkar nasıl olsa. Biraz sabır ise, yüce rabbim tarafından benim bile içime konmuş."
Başımı kaldırıp hayranca Çisil'e baktım. "Bazen senden korkuyorum." dedim. Çisil gülümseyerek tırnaklarını bir kaplan pençesi edasıyla kaldırdı.
"Hırr! Kork benden."
Kahkaha atacakken kendimi son anda tuttum. İzem, Vera ile odasına doğru yürürken bizi gördü, el salladı ve odasına girdi. Artık yeteri kadar takip edemiyordum, İzem, stajyeri ile samimiyetini ne kadar ilerletti göremiyordum. Aklıma geldikçe deli olacaktım.
Umursamamak kötüydü, umursadığımdaysa çok daha kötü.
Ofisten çıkışta kime kulak versem kutlama yemeğinden başka bir şey konuşmuyordu. Erkeklerin bir kısmı, dün oynanılan maçta ki hakem kararlarını eleştiriyordu, onları saymazsak tabi.
Çantamdan çıkardığım anahtarlarımı alıp arabama yaklaşırken ön cama sıkıştırılmış bir kağıt parçası dikkatimi çekti.
Otoparkta ceza yememişimdir umarım.
Topuklu ayakkabılarım sessizlikle yarışıyordu. Minik kağıdı elime aldığımda gülümseyerek yalnız olduğumdan emin olmak adına etrafa göz attım.
Şimdi gülüşümü yüzüme iyice yayabilirdim.
"Sonunda! Kokundan bahsedip dururken, onun bir şişeye sıkıştırılacağı hiç aklıma gelmemişti. Rica etsem, arabana bir puf fazla sıkar mısın?"
~aptalKağıdı katlayıp cebime koydum. Arabamın kapısını açıp koltukta ki şişeye baktım. Şirketten birkaç kişi gelmişti, parfümü koklayıp çantama koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
APTAL
Teen FictionAdı sanı bir camiânın içinde doğan, birbirlerine tamamen tezat iki gencin yolları, her şeyin olağan akışında kesişirse? ∆ 23.04.17 "Bana bir çocukluk, kalbimi onaracak iyi bir ilaç ve sonsuza kadar dinleyebileceğim mırıltılar borçlusun." ~yazar