APTAL*14

96 11 0
                                    

"Yumurta dıştan bir güçle kırılırsa yaşam son bulur, içten bir güçle kırılırsa yaşam başlar. İçten başlamayan dönüşümler ölümcüldür."

***

"Bu raporlar kime ait? Tamam bu, bunu seçiyorum. Toplantı bitmiştir." Tardu Bey elindeki kalemi masaya fırlattı adeta. Hangi dosyayı aldığını görmek için eğildiğimde yüzümde bir gülümseme belirdi. Başarmıştım.

Herkes kendi dosyasının seçilmesi ümidiyle gözlerini masaya dikmişti. Çağkansa hazırladığı raporun babası tarafından rağbet görmeyeceği düşüncesiyle hiç oralı olmuyordu.

"Dosyanın sahibi kim arkadaşlar?" Almina sandalyesinden kalkıp etrafa bakındı ama kimseden ses soluk çıkmıyordu. "Şaka mı şimdi bu?" Dosyayı eline aldı ve salladı. "Gökten inmiş olamaz ya." Dosyayı açarak tüm sayfaları karıştırdı ve son sayfa da gördüğü imzayla beraber şaşkınlığını gizleyemedi.

Çağkan hâlâ kendine güvenmiyordu ve Tardu Bey'in sabrı tükenmekteydi. Sandalyesinden kalkarak kapıya yöneldi. "Almina, bu kişi gerçekten şirketten biriyse, yanıma gönderirsin. Toplantı bitmiştir arkada-"

"Ta-, Tardu- Tardu Bey!" Almina Çağkan'la göz göze geldi. "Dosyanın sahibi Çağkan Bey efendim."

Sırıtmaya devam ediyordum. Yazı konusundan bir takım yardımlarım olmuştu tabi, ama mimari ve çizimlerin bütünü, Çağkan'ın yakın zamanda ortaya attığı mühendislik iç güdülerinin yansımasıydı. Gerçekten öyleydi.

Tardu Bey, yaklaşarak Almina'ın elinden aldığı dosyayı sertçe incelemeye başlamıştı. "Bu nasıl olur..." diye söylenmekten de, sayfaların satırlarını okumaktan da kendini alamıyordu.

Sonra bir ara kendini toplar gibi oldu. Çağkan'a bakarak mahçup olmuş halde gülümsedi. "Bu durumda İtalya'ya gidecekler, resmi açıdan netleşmiş olmuş oldu." Gözleri uzun zaman tavanda asılı kaldı. "Dağılabilirsiniz arkadaşlar."

Toplantı salonu yavaşça boşalırken Çağkan gram kımıldamamıştı, yüzünde daha önce görmediğim bir ifade vardı. Elinde ki kalemi parmaklarıyla çevirip duruyordu.

"Başardın." dedim. "Bu ilk adım ve daha fazlası da olacak."

Kalemi elinden düşürmeyişini izliyordum. "Bana güldü, gördün değil mi? Herkes için sıradan bir andı, benim içinse 20 yıl beklenmiş bir gülümseme."
Kalemi masaya bırakıp bana döndü.

Tardu Bey'den bahsettiği açıktı. Başarının getirdiği memnuniyet, babalık duyularını kabartmış olmalıydı. Hangi ebeveyin, içinde evladının olduğu bir yarışta başkasının kazanmasını isterdi?

Kaşlarını şüpheyle havaya kaldırdı. "Aklına komik bir fıkra da gelmiş olabilir, bilmiyorum."

Masayı toparladıktan sonra beraber odadan çıktık. Öğle yemeğinden sonra ofiste ki monoton işleri tamamladım.

Eve gittiğimde yemek masası kuruluydu, üzerimi değiştirip yerime geçtim. "Afiyet olsun."

Babam dumanı tüten çorba kasesine kaşığını daldırdı, hafifçe üfleyerek ağzına götürdü. "Hiçbir restorant ya da cafe, evde içtiğim tek bir bardak suyun tadını veremiyor."

"Haklısın canım, sadece yiyecek değil, hiçbir şey insanın yuvasında ki gibi olmuyor." Annem bana baktı. "Değil mi Dalya?"

APTALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin