"Kökü bende bir sarmaşık
Olmuş dünya sezmekteyim,
Mavi, masmavi bir ışık
Ortasında yüzmekteyim."***
*Medyadaki baş karakterlerimizden Sonat'ın fotoğrafı.
Dalya Kuday
Çağkan değneklerini çıkarmış, ayağı sonunda sargıya dönmüştü. Ne zamandır öyle olduğunu bilmiyordum, belki de önemsememeye çalıştığımdan gözümden kaçmıştı.
Herneyse!
İzem elini omzuma attığında kafamı kadırıp ona gülümsedim.
Akşam yemeğinde beraber olmak Arden'in fikriydi. Çağkan ve Öniz çoğu zaman bize katılıyordu ya da bizden biri onların yanındaysa, çok geçmeden masa kalabalıklaşıyordu.
Garsonun önüme koyduğu tabakta ki maydanozu ağzıma götürecekken İzem dişleriyle benden önce kapıp çiğnemeye başladı. Gülerek yanaklarını sıktım.
"Şuna bak, kendi tabağını bitirmeden benimkini yemeye başladı." İzem yemekle meşguldü, cevap vermedi.
Sonat dirseğini masaya dayayıp başı eğik vaziyette Vera'yı dinliyordu. Çisil peçeteliğe ulaşmaya çalıştı, Öniz ona vermek için bir tanesini koparıp uzatırken, ikisinin parmakları buluştu.
Tebessüm eden Öniz'di. Çisil hızla, aldığı peçeteyle birlikte elini çekti. Yutkunurken gözleri adeta yerde süzüldü.
Gecenin sonunda sipariş verenler tatlılarını bitirdi. Sandalyeler geriye itildi.
Kolasını kafaya dikmeden önce "Uyku vakti!" diye bağıran Vera'ydı.
İzem, ona bakan Vera'ya gülümsedi. "Seni daha önce yatırmam gerekirdi, iyi hatırlattın." Vera şakayla karışık somurttu. "Annemin ajanı olduğunuza dair şüphelerim arttı." İzem küçük bir kahkaha koparırken, diğerleriyle beraber asansöre yetişti.
Sabah
Nefes nefese kalmıştım. Elimi Sonat'ın omzuna koyarak yere eğildim. Uzun zamandır koşmuyor, ya da onun gibi şeyler yapmıyordum, onun verdiği bir yorgunluk olsa gerek kendimi yere attım. Sonat yanıma yaklaştı.
"Naif bedenin kendinden geçmiş gibi, korkmalı mıyım?" Gülümseyerek, elimi tepedeki güneşe kaldırdım. "Sadece..." Nefesimi dizginleyerek, Sonat'ın uzattığı eli tutup ayağa kalkmaya çalıştım.
"Sadece biraz hamlamışım. Hem seninle yarışmak benim fikrimdi, bedelini ödüyorum." Saçlarımda ki kumu temizlerken soğuk gazozu enseme yapıştırdı.
Gözlerimi ani soğukla sıkıca kapatıp, Sonat'ı işkence moduna getirmem iki saniyemi aldı.
Sonat elimden kurtulduğu gibi hızla suya koştu. Arkasından da bağırarak ben koşuyordum. Tereddüt etmeden suya girdiğimde tişörtünden tutuverdim. "Hamlamamış mıydın sen?" Gülmekten konuşamayacak durumdaydık, elbiselerimiz ıslanmıştı.
Yüzüne su attım. "Şu halimize bak!" Hâlâ gülüyorduk, çocuk gibiydik. Halimize bakıp tekrar yüzüne su savurdum. "Öcümü almadım daha ona göre."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
APTAL
Teen FictionAdı sanı bir camiânın içinde doğan, birbirlerine tamamen tezat iki gencin yolları, her şeyin olağan akışında kesişirse? ∆ 23.04.17 "Bana bir çocukluk, kalbimi onaracak iyi bir ilaç ve sonsuza kadar dinleyebileceğim mırıltılar borçlusun." ~yazar