Unutamam.

48 2 0
                                    

Xiao Bei koltukta oturuyordu. Mike geldi. Bir süre  uzaktan onu izledi sonra  yanına oturdu. Sohbet açmaya çalışıyordu çünkü Xiao Bei 'ni nasıl mutlu edeceğini öğrenmek istiyordu. Xiao Bei birden "Mike, laptop' un var mı?" diye sordu. Mike "Evet" dedi. Xiao Bei "Kullanabilir miyim?" dedi. Mike "Tabiki" dedi. Laptop' u getirdi. Xiao Bei' ne verdi. Xiao Bei laptop' u aldı. Ve yazmaya başladı. Mike merak etti. "Ne yazıyorsun?" diye sordu. Xiao Bei rahat bir şekilde "İstifa mektubu" dedi. Mike çok şaşırdı. "Ne?" dedi. "İstifa mı ediceksin?" dedi. Xiao Bei evet anlamında başını salladı. Mike "Neden? " diye sordu. Xiao Bei "Bir süre çalışabileceğimi sanmıyorum, kendimi toparladıktan sonra yeni bir iş bakarım" dedi. Mike gülümsedi. "Merak etme, istediğin kadar dinlen çalışmak istediğin zaman bizim şirkette işe başlayabilirsin" dedi. Xiao Bei "Hayır, olmaz" dedi. Zaten Mike ona fazlasıyla yardım etmişti. Xiao Bei daha fazlasını kabul edemezdi. Mike bunu biliyordu. Ama şakaya vurarak "Neden patronun olmamı istemiyor musun?" diye, sordu "Tamam, doğru çalışanlarıma karşı biraz sertim ama sen torpillisin sana eğlenceli bir patron olabilirim" dedi. Gülümsedi, göz kırptı. Xiao Bei gülümsedi. Mike Xiao Bei' ne baktı. Keşke onu bu dünyadan acılarından kurtarabilsem diye düşündü. Sonra aklına bir şey geldi."Peki..." dedi. "Dünyada gezmek istediğin bir yer var mı?" diye sordu. Xiao Bei " Bilmem, hiç düşünmedim " dedi. Mike "Düşün o zaman" dedi. Xiao Bei biraz düşündü. " Sanırım Japonya'ya gitmek isterdim" dedi. Mike heyecanlı heyecanlı "Peki benimle gitmek ister miydin?" diye sordu. Xiao Bei "Evet, niye sordun?" dedi. Mike güldü. " Gidelim o zaman" dedi. Xiao Bei şaşırdı. " Ne?" Mike "Evet, artık işinde yok hem kafan dağılır" dedi. Xiao Bei ilk başta kabul etmedi. Ama Mike' ın uzun ısrarlarının sonunda onun çok heyecanlı olduğunu anladı. Onu kırmamak için kabul etti. Hem buralardan uzaklaşmanın ona iyi geleceğini düşünüyordu. Mike ile birlikte 2 gün için anlaştılar. Mike "O zaman biletleri aldırıyorum" dedi. Xiao Bei gülümsedi tamam anlamında başını salladı. Xiao Bei "O zaman önce istifamı verelim" dedi. Mike kabul etti. Beraber arabaya bindiler. Arabayı şoför sürüyordu. Mike genelde şoförle bir yere gitmezdi. Çünkü araba sürmeyi çok severdi. Ama şu an sadece Xiao Bei'nle ilgilenmek istiyordu. Şirketin önüne geldiler. Xiao Bei içeriye girdi. Mike dışarıda bekledi. Tian Qi 'nin adamları onları izliyordu. Xiao Bei çıktı. Dışarıdaki lunapark' a baktı. Aklına Tian Qi'nin ona evlenme teklif ettiği an geldi. Mike onu izliyordu. Xiao Bei bir süre durdu sonra gözünden yaş aktı. Mike hemen yanına gitti. Gözündeki yaşı sildi. Arabaya bindirdi ve oradan hızla uzaklaştılar. Mike "Geçecek" dedi. Xiao Bei 'nin elini tuttu. Xiao Bei onu onaylar gibi kafasını salladı. Bu sırada Mike' ın telefonu çaldı. Mike açtı. "Tamam" dedi. Sonra Xiao Bei' ne döndü. "Yarın 1' de uçağa bineceğiz" dedi. Xiao Bei "Tamam" dedi. Tian Qi odasında oturmuş, Xiao Bei 'nin fotoğraflarına bakıyordu. Birden kapı çaldı. Tian Qi "Gir" dedi. Gelen Michael'dı. Michael "Patron" dedi. Tian Qi " Ne var?" diye sordu. Michael " Şey..." Tian Qi sinirlendi aslında Michael' la hiç sesini yükseltmezdi.Ama bu kez yükseltti. "Gevelemede söyle çabuk" dedi. Michael "Xiao Bei istifa etmiş" dedi. Tian Qi çok şaşırdı. "Ne? Neden?" diye sordu. Michael "Tam nedenini bizde bilmiyoruz ama yarın Michael' la Japonya'ya gidiyorlar" dedi. Tian Qi telaşla "Japonya mı?" dedi. Michael "Evet patron ama telaşlanmayın sadece 2 gün kalacak" dedi. Tian Qi bundan rahatsız olmuştu. Ama bu belkide Xiao Bei' ne iyi gelir diye düşündüğü için müdahale etmedi. Aslında Xiao Bei 'nin istifa etmesinin sebebi orada hep Tian Qi ile anılarının olmasıydı. Oraya her gün gittiğinde kötü olmak Tian Qi 'yi hatırlamak, kötü olmak istemiyordu. Xiao Bei "Mike, eve uğrayabilir miyiz?" diye sordu. Mike bunun iyi bir fikir olmadığını düşündü. Xiao Bei'nin kötüleşmesinden korkuyordu. "Neden?" dedi. Xiao Bei "Evden almam gereken şeyler var" diye cevap verdi.. Mike "Evden alman gerekenlerin yenisini alsak olmaz mı?" dedi. Xiao Bei, Mike' ın kendisi için endişelendiğini biliyordu. Mike'ın elinden tuttu. "Biliyorum beni düşünüyorsun, ama bundan ömür boyu kaçamam. Yüzleşmek zorundayım" dedi. Mike, Xiao Bei'nin haklı olduğunu düşündü. Onu bu acıdan ne kadar koruyabilir ne kadar saklayabilirdi ki. İsteksiz de olsa "Tamam" dedi. "Gidelim" Xiao Bei gülümsedi. Ama evin önüne geldiğinde kendini çok tuhaf hissetti. Sanki arabadan inecek gücü kendinde bulamadı. Sonra arabadan indi. Mike' da Xiao Bei 'ni yalnız bırakmamak için yanında indi. Eve girdiler. Xiao Bei kıyafetlerini hazırlarken Mike salonda bekliyordu. Çerçeve' de Xiao Bei ile Tian Qi 'nin fotoğraf' ını gördü. Hemen çerçeve' yi, çekmece' ye sakladı. Xiao Bei'nin görmesini istemiyordu. Xiao Bei' ne bakmak için odasına girdi. Xiao Bei albümü bulmuş, yatağın üzerine koymuştu. Mike albümü farketti. Merak etti. Albümü eline aldı. İçinde Xiao Bei ve Tian Qi 'nin fotoğrafları vardı. Xiao Bei gülümsedi "Çıkalım" dedi. Mike albümü aldığı yere bıraktı. Xiao Bei gülümsüyordu ama mutlu olduğu için değil ağlayamadığı için ağlayıp ta Mike' ı üzmemek için gülümsüyordu. İçi çok yanıyordu. Bir saniye bile aklından Tian Qi çıkmıyordu. Bazen kendi kendine keşke bencil olabilseydim, keşke bencilce davranabilseydim diyordu. Çünkü Tian Qi 'ni gerçekten çok özlemişti. Tian Qi işe gitmiyordu. Hep evdeydi. Doğru düzgün yemek yemiyor, uyumuyordu. Aklı hep Xiao Bei' deydi. Onu çok özlemişti. Ama elinden bir şey gelmiyordu. Onun karşısına çıkamıyordu. Çıksa ne diyecekti, ne diyebilirdi. Tek yapabildiği evde oturmak, kendi acısı 'yla boğuşmaktı. O gece Xiao Bei hiç uyumadı. Bütün gece ağladı. Bu sırada Mike, Xiao Bei'nin odasının önünden geçiyordu. Xiao Bei'nin sesini duyunca durdu. Bir süre orada öylece durdu. Canı çok yanıyordu. Sessizce ağladı. Sonra gözlerini sildi. Odaya girdi. Niye ağladığını sormadı. Yada onu teselli etmeye çalışmadı. Tekrar hatırlatmak istemedi. Sadece "Film izlemek ister misin? " diye sordu. Tek istediği onun mutlu olması, gülmesi Tian Qi' yi ve çektiği bütün acıları unutmasıydı. Xiao Bei sinirlendi. Ayağa kalktı. Sinirle bağırdı "Boşuna uğraşma. Boşuna onu unutturmaya çalışma. Çünkü yapamam. " dedi.Biraz sakinleşti. "O benim ilk öpücüğümü, ilk randevumu çaldı." dedi. Nefes aldı. "Daha da önemlisi o benim ilk aşkımı çaldı." "O benim ilk aşkımdı" Devam etti " Söyle şimdi onu unutabilir miyim? söyle" diye bağırdı. Mike çok şaşırmıştı. Xiao Bei 'ni ilk defa böyle görüyordu. Ama belliydi çok canı yanıyordu. Mike "Gel buraya" dedi. Xiao Bei'nin kolundan tuttu, kendine doğru asıldı ve sarıldı. Xiao Bei' nde ona sarıldı, ağlamaya başladı. Mike' da dayanamadı, ağladı. Sonra "Yapabilirsin" dedi. "Unutabilirsin" "Bana inanıyor musun?" diye sordu. Xiao Bei evet anlamında başını salladı. Saat sabah sekiz gibi ikiside koltukta uyuyakaldı. Mike uyandı. Saat 10.30' du. Hemen kalktı.Kahvaltıyı hazırladı. Ve yarım saat sonra Xiao Bei'ni uyandırdı. Beraber kahvaltı yaptılar. Kahvaltıdayken Xiao Bei kendini kötü hissetti. Mike' a "Özür dilerim" dedi. Mike sanki ne için olduğunu bilmiyormuş gibi "Ne için?" diye sordu. Xiao Bei başını yere eğdi "Dün gece sana bağırdım, üzgünüm nasıl oldu gerçekten anlamadım" dedi. Mike gülümsedi "Sen kendini iyi hissediyorsan önemli değil" dedi. Xiao Bei biraz daha rahatladı. Kahvaltıdan sonra hemen valizleri arabaya yerleştirdiler. Tian Qi kapının önündeydi. Tek istediği uzaktan da olsa Xiao Bei 'nin iyi olup olmadığını görmekti. Ama Xiao Bei bütün gece ağladığı için iyi görünmüyordu. Xiao Bei ve Mike arabaya bindi. Tian Qi' de onları takip etti. Xiao Bei ve Mike uçağa binene kadar onları izledi. Mike, Tian Qi'nin onları izlediğini başından beri biliyordu. Ama bir şey demedi. Xiao Bei uykusuz olduğu için bütün yolculuk boyunca Mike' ın omzunda uyudu. Mike bazen uyanıp Xiao Bei'ni izliyor, bazende başını koltuğa yaslayarak uyuyordu. Tokyo' ya geldiklerinde saat gece yarısını geçmişti. Hemen taksiye binip kalacakları otele gittiler. Beş yıldızlı güzel bir otelde aynı ama iki yataklı bir odada kalıyorlardı. Mike, Xiao Bei'ni yalnız bırakmamak için böyle istemişti. Xiao Bei' de bu durumdan rahatsız değildi. Çünkü Mike'a çok güveniyordu.

Siyah Beyaz Aşk (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin