Korumam Olabilirsin.

34 1 0
                                    

Tian Qi "Michael ben Xiao Bei 'nin evine gidiyorum sen eve geç" dedi. Ve Xiao Bei'nin evine geldi. Kapıyı çaldı. Xiao Bei uyuyordu. Gözlerini açmadan ayağa kalktı, kapıyı açtı. Sonra geri dönüp  salona koltuğa yattı. Tian Qi çok şaşırmıştı. Kendi kendine güldü. İçeriye girdi. Xiao Bei koltukta yatıyordu onun yanındaki sehpanın üzerine oturdu ve onu izlemeye başladı aradan çok geçmeden Xiao Bei aniden doğruldu. Gözleri hala kapalıydı. Tian Qi şaşkın ve meraklı gözlerle onu izliyordu. Xiao Bei yavaş yavaş ayağa kalktı, su içmek için mutfağa gitti. Su içti. Tam koltuğa geri dönecekken Tian Qi önünde durdu. Xiao Bei, Tian Qi' ye çarptı. Ama hala onu iteliyor ve gitmeye çalışıyordu. Birden Tian Qi koltuğun üzerine düştü. Xiao Bei' de onun üzerine düştü. Xiao Bei gözlerini açtı. Tian Qi'yi karşısında görünce çok şaşırdı. Tian Qi gülerek Xiao Bei'ni öptü, gülerek "Sersem" dedi.Xiao Bei ayağa kalkmaya çalıştı. Ama Tian Qi buna izin vermedi. Xiao Bei'nin belinden sıkıca tutuyordu.  "İyiydik böyle" dedi. Xiao Bei güldü. Tian Qi'yi gıdıklayarak kurtuldu. Tian Qi "Sayılmaz bu, faal var. " dedi. Xiao Bei "Ne işin var burada?" diye sordu. Tian Qi "Niye nişanlımın evine gelemez miyim? " Xiao Bei saate baktı. "Bu saatte ?" dedi. Tian Qi "Bundan sonra burada kalmaya karar verdim" dedi. Xiao Bei şaşırdı. "Ne ? Nedenmiş o ?" Tian Qi gülerek "Baksana uykulu uykulu kapıyı kime açtığını bile bilmiyorsun, hadi başkası olsaydı ?" dedi. Xiao Bei "Ben kendimi korurum" dedi. Odasına doğru giderken Tian Qi, Xiao Bei'nin kolundan tuttu, acıtmayacak şekilde arkasına katladı. Kendine doğru çekti. Xiao Bei ne olduğunu bile anlamamıştı. Tian Qi, Xiao Bei'ni duvara yasladı. "Böyle mi koruyacaksın kendini ? " diye sordu. Xiao Bei bir şey diyemedi. Sonra Tian Qi'ni öptü. Tian Qi çok şaşırmıştı çünkü her zaman ilk kendi öperdi. Sonra karşılık verdi. Tian Qi kendini öpücüğe kaptırdıktan sonra Xiao Bei onu yavaşça yere yatırıp üstüne oturdu. Kollarını sıkıca tuttu. Sonra "Korurum demiştim" dedi. Tian Qi "Ama bu haksızlık" dedi. Sonra "Hem eve hırsız girse onada mı böyle yapacaksın ?" diye sordu. Xiao Bei gülerek "Neden olmasın? " dedi. Tian Qi sertçe "Ya..." Xiao Bei kalktı, odasına doğru giderken Tian Qi' ne döndü. "Neyse... korumam olmana izin veriyorum" dedi. Tian Qi güldü. Xiao Bei yatmaya gitti. Tian Qi derin bir nefes aldı. Sonra "Bu kız beni öldürecek" dedi. Aradan çok geçmeden Xiao Bei 'nin odasına girdi. Xiao Bei çoktan uyumuştu. Tian Qi şaşırdı. Sonra gülerek "O öpücükten sonra nasıl bu kadar çabuk uyursun ?" dedi. Xiao Bei 'nin yanına yattı. Ve uykuya daldı. Tian Qi sabah çok erken kalktı. Xiao Bei'ni uyandırmadan alnından öptü. Ve çıktı. Kendi evine gitti. Duşa girdi, üzerini değiştirdi. Kapının önünde Michael bekliyordu. Beraber şirkete gittiler. Xiao Bei sabah uyandı. Tian Qi'ni göremeyince merak etti. Bütün odaları gezdi. Sonra Tian Qi'ni aradı. Tian Qi "Günaydın prensesim uyandın mı ? " diye sordu. Xiao Bei "Günaydın hayatım yeni uyandım ama sen çıkalı çok mu oldu ?" diye sordu. Tian Qi "Evet eve gidip üzerimi değiştirmem gerekiyordu, erken çıktım" Xiao Bei "Keşke benide uyandırsaydın birlikte kahvaltı yapardık" Tian Qi "Seni uyandırmak istemedim" dedi. Xiao Bei telefonu kapattıktan sonra tek başına kahvaltı yaptı. Bir yandan da bugün ne yapsam diye düşünüyordu. Sonra Mike'ın evine gidip sürpriz yapmaya karar verdi. Mike' a "Nerdesin ?" diye mesaj attı. Mike şirketteydi. Bugün girmesi gereken çok önemli bir toplantı vardı. Mesajı gördü. "Şirketteyim" diye cevap verdi. Xiao Bei şirkete gidip gitmemek konusunda kararsız kaldı. Sonra gidersem Mike mutlu olur diye düşündü. Ve hazırlanıp şirkete gitti. Şirketin girişinde sıralı bir şekilde bir çok sekreter vardı. Birinin yanına gitti. "Pardon ? Mike... Imm Müdürün odası nerede acaba ?" diye sordu. Sekreter "Randevunuz var mı ?" diye karşılık verdi. Xiao Bei şaşırmıştı açıkçası böyle bir soru beklemiyordu. "Yok ama Xiao Bei geldi derseniz beni tanır " dedi. Ama ne kadar uğraşsada sekreter onu içeriye almamakta kararlıydı. Çünkü daha önce iş dışında onu görmeye gelen kimse olmamıştı. Xiao Bei mecburen Mike' ı aradı. Mike telefonu açtı. Xiao Bei "Mike danışmaya iner misin ?" diye sordu . Bu arada Xiao Bei'nin konuşmalarını sekreterler dinliyorlar hemde bu kadar samimi konuşmasına şaşırıyorlardı. Xiao Bei ile ilgilenen sekreter güldü. Yanındakilere sessizce "Blöf yapıyor" dedi. Mike elinde telefonla danışmaya indi. Xiao Bei, Mike' a el salladı. Mike, Xiao Bei' ni görünce telefonu kapattı. Xiao Bei'nin yanına geldi. Onu görünce çok sevinmişti. Mike "Ne yapıyorsun burada ? " diye sordu. Xiao Bei "Sürpriz yapmak istemiştim" dedi. Mike gülümseyerek "Çok sevindim, odama gelseydin ya niye burada bekliyorsun ?" Xiao Bei "Bende seni bu yüzden çağırdım" dedi, sekreterlere baktı. Mike' da bunu anladı. Sekretere döndü. Sekreter "Özür dilerim" diyerek eğildi. Mike elini Xiao Bei'nin omuzuna atarak "Ofisime geçelim" dedi. Ofise geçtiler. Mike, Xiao Bei'ni gördüğüne gerçekten çok sevinmişti. Bu yüzden de girmesi gereken toplantıyı tamamen unutmuştu.Onlar konuşken içeriye Mike ' ın sekreteri girdi. "Sizi toplantıdan bekliyorlar efendim" dedi. Mike "Of... tamamen unutmuşum" Xiao Bei ayağa kalktı "İşin varsa ben gideyim" dedi. Mike' ın toplantıya girmesi gerekiyordu ama Xiao Bei'ni de göndermek istemiyordu. Xiao Bei' ne "Hayır, hayır gitme bana bir saat ver bir saat sonra istediğini yaparız burada bekle" dedi. Xiao Bei güldü "İstediğimi yapacağız ama..." dedi. Mike "Söz ne istersen" dedi. Xiao Bei'ni kendi koltuğuna oturttu. "Bilgisayar oynayabilirsin, bir istediğin olursa dışarıdaki sekretere söylersin, kafana göre takıl" dedi. Xiao Bei tamam anlamında başını salladı. Mike toplantıya girdi. Xiao Bei önce Tian Qi' yi aradı. Ama telefonu kapalıydı. Xiao Bei toplantıdadır diye düşündü, bir daha aramadı. Gözü masanın üzerindeki fotoğraflara takıldı. Biri Xiao Bei ile Mike' ın Kyoto' da çekildiği bir fotoğraf diğeriyse Xiao Bei'nin yalnız olduğu bir fotoğrafıydı. Başka hiç fotoğraf yoktu. Xiao Bei' de çok iyi biliyordu ki Mike' ın fotoğrafını koyabileceği başka biri daha yoktu. Onun adına çok üzüldü. Biraz etrafı karıştırdı, bilgisayar oynadı. Sonra masanın üzerinde uyuyakaldı. Mike bir türlü işine odaklanamadı. Xiao Bei'nin onu beklediğini bildiği için bir an önce toplantı bitsin istiyordu. Nihayet toplantı bitti. Mike hemen odasına gitti. Xiao Bei'nin uyuduğunu görünce güldü. Ceketini çıkarıp üzerine örttü. Yanına sandalye koyup oturdu ve onu izlemeye başladı. Aradan çok geçmeden Xiao Bei uyandı. Mike "Günaydın " dedi. Xiao Bei doğruldu, gülümsedi. "Çok bekledin mi? " dedi. Mike "Hayır yeni geldim" dedi. Xiao Bei masanın üzerindeki fotoğraflara bakarak "Yakışmış buraya" dedi. Mike da gözlerini fotoğraflara çevirdi "Evet" dedi. "En büyük hayalim' di. Masanın üzerine bir fotoğraf koymak, hep heves ettiğim bir şeydi" dedi, gülümsedi. Xiao Bei ' de güldü. Mike "Ne yapıyoruz şimdi?" diye sordu. Xiao Bei "Tian Qi'nin şirketine gidelim" dedi, gülümsedi. Mike çok şaşırdı. Çünkü Tian Qi' nin şirketiyle rakip şirketlerdi ve daha önce hiç oraya gitmemişti. Gitmemek için çok ısrar etsede Xiao Bei'ni kıramadı. Beraber Tian Qi'nin şirketine gittiler. Daha kapının girişindeyken Michael' la karşılaştılar. Michael gülerek "Hoşgeldin Xiao Bei " dedi. Sonra Mike'a döndü bozuk bi şekilde "Sende " dedi. Michael "Patronu çağırayım mı ?" diye sordu. Xiao Bei "Evet çok iyi olur" Tian Qi aşağıya indi. Xiao Bei'ni görür görmez sıkıca sarıldı. Mike'ı görmemişti bile. Xiao Bei' ne "Seni özledim" dedi. Xiao Bei "Herkes bize bakıyor" dedi, gülümsedi. Tian Qi, Xiao Bei'ni bıraktı. Yanında Mike' ı görünce şaşırdı. "Hoşgeldin" dedi. Elini uzattı. Mike elini sıktı. Xiao Bei ikisininde koluna girdi. "Ben çok acıktım hemen yemeğe gidebilir miyiz..." diye ikisinide sürükleyerek dışarıya çıkardı.

Siyah Beyaz Aşk (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin