Siyah Beyaz Aşk (Tamamlandı)

15 Ekim ?

Son 3 bölüm...

Eve geldiklerinde Tian Qi, Michael' ı aradı. Michael telefonu açtı. "Alo patron daha gelmiyor musunuz ?" diye sordu. Tian Qi "Michael biz bu gece Xiao Bei'nle bizim evde kalıcaz sen orada kal" dedi. Michael, Aie Wei' ye bakarak "Tamam abi siz keyfinize bakın  bende bi otele falan giderim " dedi. Tian Qi sert bir şekilde "Michael orada kal diyorsam kal" dedi. Michael itiraz edemedi. "Tamam patron" dedi. Aie Wei, Michael' la döndü. "Ne oldu ?" diye sordu. Michael "Bu gece burada kalacağım" dedi. Aie Wei çok şaşırdı "Nee !" Michael bir şey söyleyemedi. Xiao Bei, Tian Qi'nin dizlerinde yatıyordu. Sonra Tian Qi' ne döndü. "İyi bir şey yaptığımıza emin misin ?" diye sordu.Tian Qi güldü. "Tabiki de aşkım hatırlamıyor musun ? Bizde birlikte kalmaya başladığımızda birbirimizden hoşlanmıştık" dedi. Xiao Bei güldü "Öyle mi ?" diye sordu. Tian Qi gülümsedi. "Öyle değil mi ?" Aie Wei, Michael için yastık ve battaniye getirdi. Koltuğun üzerine koydu. "Burada uyuyabilirsin değil mi? " diye sordu. Michael gülümsedi. "Evet teşekkür ederim" Aie Wei "O zaman ben yatmaya gidiyorum. İyi geceler" dedi. Michael "İyi geceler" Aie Wei yatmak için odasına gitti. Yatağa uzandı. Aslında hiç uykusu yoktu ama içeride Michael' ın yanında çok gergin hissediyordu. Bu yüzden odaya gelmişti. Michael koltuğa uzandı.O gece orada kaldığı için hem seviniyor hemde rahatsız hissediyordu. Çünkü Aie Wei' yi huzursuz etmek istemiyordu. Böyle düşürken uykuya daldı. Xiao Bei, Tian Qi'nin dizlerinde yatarken uyuyakaldı. Tian Qi bunu farketti, bir süre saçlarını okşayarak onu izledi. Sonra koltukta rahatsız olacağını düşündüğü için Xiao Bei'ni kucağına aldı. Yukarıya çıkartırken Xiao Bei uyandı, gözlerini yavaş yavaş açtı. Tian Qi "Şşş kapat gözlerini odamıza çıkıyoruz, uyumaya devam et" dedi. Xiao Bei gülümsedi, gözlerini kapattı. Tian Qi, Xiao Bei'ni kendi yatağına yatırdı, üzerini iyice örttü. Yavaşça anlından öperek yanına yattı. Saat çok geç olmuştu, ama Aie Wei hala uyuyamamıştı. Su içmek için mutfağa gitti. Su içerken Michael' ın uyuduğunu farketti. Üzerinide örtmemişti. Battaniyeyi aldı. Michael' ın üzerini örterken Michael birden uyandı ve Aie Wei' nin bileğinden tuttu. Aie Wei çok şaşırdı. Michael, Aie Wei'nin bileğini bıraktı. "Özür dilerim " dedi. Aie Wei gülümsedi "Önemli değil, ben... Özür dilerim üzerini örtmek istemiştim sanırım uyandırdım" Michael "Yo hayır önemli değil, uykum biraz hafiftir" Aie Wei "Sen uyumaya devam et. Ben rahatsız etmeyeyim" dedi, odasına doğru yürürken Michael "Aie Wei " diye seslendi. Aie Wei arkasını döndü. Michael "Aslında benim uykum kaçtı. İstersen biraz sohbet edebiliriz. " dedi. Aie Wei gülümsedi. Bunu gerçekten çok istiyordu. Çünkü hiç uykusu yoktu ve canı çok sıkılmıştı. Hemde Michael' la sohbet etmeyi seviyordu. Aie Wei, Michael' ın yanına oturdu, battaniyenin altına girdi. Birlikte uzun bir sohbet ettiler. Aie Wei ona ailesinden, arkadaşlarından ve Ru Feng' den bahsetti. Michael' da ona hayatını anlattı. Saat çok geç olmuştu, neredeyse sabah olacaktı. Aie Wei'nin çok uykusu gelmişti. Ama Michael' ın sözünü kesmek istemiyordu. En sonunda dayanamadı, ayakta uyuyakaldı ve kafası Michael' ın omuzuna düştü. Michael şaşırdı, Aie Wei' ye baktı. Uyuduğunu farkedince güldü. Bir süre rahatsız etmemek için hareket etmedi. Sonra Aie Wei' yi kucağına aldı.  Michael, Aie Wei'yi kucağına alır almaz Aie Wei, Michael' ın boynundan sıkıca tutmuştu. Michael odasına götürdü, yatağına yatırdı. Ama Aie Wei hala Michael' ın boynundan tutuyordu. Elinin biriyle Aie Wei'nin ellerini çekti. Ama bu seferde kolu Aie Wei'nin başının altında kalmıştı. Sabah ilk Tian Qi uyandı. Sessizce Xiao Bei'ni uyandırmadan duşa girdi. Aradan çok geçmeden Xiao Bei uyandı. Yanında Tian Qi'ni göremeyince merak etti, doğruldu. Su sesini duydunca duşta olduğunu anladı. Tian Qi banyodan çıktı. Xiao Bei'ni gördü "Günaydın prensesim" dedi. Xiao Bei gülümsedi "Günaydın" Tian Qi "Ben mutfağa iniyorum, sende duşunu alıp gel" dedi. Tam gidecekken geri döndü "Ha bu arada senin için temiz kıyafet bıraktım. Benim kıyafetlerim ama idare et " dedi. Xiao Bei duşa girdi. Üzerini giyinip dışarıya çıktı. Bir yandan da havluyla saçlarını kurutuyordu. Tian Qi aşağıdan seslendi. "Hayatım, hala işin bitmedi mi?" Xiao Bei "Geliyorum" dedi. Ve aşağıya indi. Tian Qi 'nin kıyafetleri Xiao Bei' ne bol olmuştu. Tian Qi güldü. Xiao Bei'nin yanaklarını sıkarak "Ama sen çok tatlı' sın" dedi. Xiao Bei gülümsedi. Tian Qi, Xiao Bei'nin saçlarının ıslak olduğunu farketti. Xiao Bei'nin omuzundaki havluyla saçlarını kurutmaya başladı. "Saçlarını niye iyi kurutmadın, hasta olacaksın" dedi.Xiao Bei gülümsedi. Tian Qi her zamanki gibi çok düşünceliydi. Beraber kahvaltı masasına oturdular Xiao Bei "Acaba Michael ve Aie Wei ne yaptılar? Uyanmışlar mıdır ? " diye sordu. Tian Qi "Michael kesin uyanmıştır o erken kalkar" diye cevap verdi. Xiao Bei "Aie Wei geç kalkar, uyanmamış olabilir" dedi. Tian Qi Michael' ı aradı. Michael ve Aie Wei uyuyorlardı. Michael kolunu kurtarmaya çalışmış ama başarılı olamamış ve orada uyuyakalmıştı.Michael ' ın telefonunun sesiyle ikiside uyandı. Aie Wei, Michael' ı yanında görünce çok şaşırdı. Michael' da şaşkınlıktan birden yataktan düştü. Aie Wei, Michael' ın yataktan düştüğünü görünce güldü. Michael' da gülümsedi. Tian Qi, Xiao Bei' ne döndü. "Açmıyorlar" dedi. Xiao Bei "Belki hala uyuyorlardır, rahatsız etmeyelim" Tian Qi tamam anlamında başını salladı. Ama yinede şaşkındı. Çünkü Michael' ın hiç bu saatte kadar uyuduğu pek olmazdı. Michael ve Aie Wei kahvaltı yapıyorlardı. Michael kendini çok suçlu hissediyordu ve çok utanıyordu. Bunu Aie Wei' ye nasıl açıklayacağını bilmiyordu. Aie Wei' de nasıl beraber uyudularını bilmiyordu, ama merak ediyordu. İkisi de aynı anda "Ben..." dedi. Sonrada ikiside güldüler. Michael biraz daha rahatlamıştı. "Yanlış anlama, gece seni yatağına götürmek için kucağıma aldım, kolum başının altında kaldı. Kurtarmaya çalışırken uyuyakalmışım" dedi. Aie Wei şimdi herşeyi anlamıştı. "Önemli değil" dedi. "Teşekkür ederim beni yatağıma götürdüğün için" Bu sırada telefon çaldı. Arayan Tian Qi' ydi. Michael telefonu açtı. Tian Qi "Uyandın mı uykucu ?" diye sordu. Micheal gülümseyerek "Evet abi " Tian Qi güldü. "Biz birazdan çıkıp geleceğiz. Bugün ayın kaçı ? Toplantımız var mı ?" diye sordu. Micheal tarihi bilmiyordu. Telefondan tarihe baktı. Tarihi görür görmez gözleri açıldı, yüzü bozuldu. Bu ani değişikliği Aie Wei bile farketmişti ve çok şaşırmıştı. Tian Qi telefondan "Michael orada mısın ?" diye sordu. Micheal kendine geldi "Şey... Buradayım" Tian Qi "Bugün ayın kaçı ?" diye tekrarladı. Michael isteksizce "14" dedi. Tian Qi "14 ?" Michael "14 ekim" dedi. Tian Qi' nin yüzü birden değişti. Telefonu kapattı. Michael "Abi... Abiii" dedi. Telefona baktı. Telefonun kapandığını görünce "Of..." diye bağırdı. Aie Wei şaşırmıştı.Michael' la döndü "Bir sorun mu var ?" diye sordu. Micheal, Aie Wei' ye baktı. Bir şey söyleyemedi. Tian Qi şok olmuştu. Xiao Bei ona sesleniyordu. Ama o duymuyordu. 15 ekim Tian Qi'nin doğum günüydü. Ve aynı zamanda annesinin ölüm yıl dönümüydü. Annesinin ölümünden sonra hiç doğum gününü kutlamamıştı. Michael' da çok iyi biliyordu. Tian Qi her sene bütün hafta hem yas tutar hemde hayalet gibi olurdu. Ama bu sene Xiao Bei sayesinde o günü unutmuştu. Açıkçası Michael bile unutmuştu. Michael, Tian Qi nin ömrünün sonuna kadar böyle yaşamasını her sene durumun böyle olmasını istemiyordu. Tian Qi adına çok üzülüyordu. Bu sene Xiao Bei' n olduğu için durumun değişmesini umuyordu. Ama Xiao Bei' ne söyleyip söylememek konusunda kararsızdı.Xiao Bei tekrar seslendi. "Tian Qi" Tian Qi kendine geldi. "Efendim ?" dedi. Xiao Bei endişeliydi,Tian Qi'nin yüzü çok kötü görünüyordu. Xiao Bei"İyi misin ?" diye sordu. Tian Qi "İyiyim, hadi çıkalım " diyerek, Xiao Bei'ni bile beklemeden dışarı çıktı. Arkasından Xiao Bei çıktı, arabaya bindi. Hiç konuşmadan Xiao Bei'nin evine kadar gittiler. Xiao Bei bir terslik olduğunun farkındaydı. Tian Qi 'ni daha önce hiç bu kadar soğuk, sert, ve tepkisiz görmemişti. Onunla konuşmak, ona soru sormak istiyordu.