Yalanların Sonu

45 2 0
                                    

Eğer o olmasa ne yapacağını bilemezdi.  O olmasa nasıl ayakta duracaktı, nereye gidecekti. Artık Xiang Yu' da olmadan kim onun yanında olacaktı. Ama bu soruların cevapları yoktu. Cevaba gerek yok diye düşündü. İyiki Mike onun yanındaydı. Xiang Yu' yu çok özlemişti. Amerika' ya gittiğinden beri onunla hiç konuşmamıştı. Xiang Yu onu aramıyordu. Xiao Bei' de onu çok özlemiş olsada arayamazdı. Çünkü Xiang Yu onu unutmak için Amerika' ya gitmişti. Xiao Bei'nin onu araması doğru olmazdı. Hem Tian Qi ile ayrıldığını bilse tekrar umutlanırdı. Xiao Bei bunun olmasını istemiyordu. O gün yorgun oldukları için hemen uyudular. Tian Qi odasında otururken içeriye Michael girdi. Kapıyı çalmamıştı. Çünkü çok mutluydu. Patronu için çok üzülüyordu. Ve sonunda güzel bir haber gelmişti. Tian Qi biraz şaşırdı ama sinirlendi. "Ne oluyor?" diye sordu. Micheal "Patron çok iyi bir haberim var" Tian Qi "Ne haberi?" dedi. Açıkçası ne gibi bir iyi haber olacağını merak ediyordu. Michael "Yu Ri..." dedi. Tian Qi heyecanlandı, doğruldu. Michael "Aslında kendiniz dinleseniz daha iyi olur" dedi. Laptop'u getirdi. Tian Qi kulaklığı taktı. Burada Yu Ri ve bir arkadaşının telefon konuşması vardı. Yu Ri "Alo tatlım, nasılsın?" "İyiyim canım ama senin sesin çok neşeli geliyor?" Yu Ri "Evet çünkü Tian Qi yine benim" "Ne? Nasıl yani?" Yu Ri "Ne sandın kızım Tian Qi ve sevgilisine hamileyim dedim" "Ne gerçekten hamile misin?" Yu Ri gülerek "Çok safsın kızım ya tabikide değilim" "Nasıl ya eee siz birlikte olmuş muydunuz? Nasıl inandı?" Yu Ri " Aslında hayır ama o öyle sanıyor, yani içkisine ilaç atıp uyuttum sonrada yanına yattım" "Kızım... sen şeytansın" Yu Ri "Ee biraz öyleyim ama Xiao Bei denen salağın da hakkını yememek lazım bana çok yardımı dokundu. Biraz ağladım, yalvardım hemen bıraktı, Tian Qi'yi " Tian Qi git gide sinirleniyordu. Dayanamadı laptopu duvara fırlattı. Çok sevinmişti, ama öfkeliydi.Onun yüzünden Xiao Bei çok acı çekmiş, ağlamıştı. Düşündükçe daha da sinirleniyordu. Tian Qi hızla evden çıktı. Arabaya bindi. Michael onu bu kadar sinirli görünce peşinden gitti. Tian Qi, Yu Ri'nin evinin önüne geldi. Kapıyı çaldı. Yu Ri kapıyı açtı. Gülümsedi "Hoşgel..." diyecekken Tian Qi, Yu Ri 'yi duvara yasladı. Boğazını sıktı. "Herşeyi biliyorum" dedi. Yu Ri çok şaşırdı ama belli etmedi. Bir şey anlamamış gibi davranarak "Ne demek istiyorsun?" diye sordu. Tian Qi daha da sinirlendi. "Rol yapma, artık bir daha seni benim yada Xiao Bei'nin etrafında görmeyeceğim, görürsem..." dedi. Yu Ri' ye baktı. Ciddi bir şekilde "Seni öldürürüm" dedi. Bu sırada Michael geldi. Tian Qi'yi iteledi. Tian Qi tam gidecekken geri döndü. "Xiao Bei'nin beni sana bırakma sebebi salak ya da saf olduğu için değil, kendi mutluluğundan çok senin ve bebeğin mutluluğunu düşünmesiydi. O senin kadar bencil değil" dedi. O gün Tian Qi biraz daha rahat uyudu. Sabah ilk Mike uyandı. Xiao Bei' ne baktı hala uyuyordu. Gülümsedi. Her sabah kalktığında onu görmeye çok alışmıştı. Her gece sabah onun yanında olacağını bilerek uyumak, aynı evin içinde sürekli onun sesini duymak harika bir duyguydu. Kalktı, duşa girdi. Üzerini giyindi, çıktı. Xiao Bei hala uyuyordu. Yanına gitti. "Hey! Uykucu uyan artık" dedi. Xiao Bei' den ses çıkmadı. Hatta duymamıştı bile. Kendi kendine güldü. "Bu kız uyumayı gerçekten çok seviyor" dedi. Bu kez dürttü "Kalk artık prenses" dedi. Xiao Bei gözlerini ovalayarak "Birazcık daha ya" dedi. Mike, Xiao Bei' nin yastığını hızlıca çekti. "Kalk çabuk" dedi. Xiao Bei gözünün birini açtı. Mike' dan kurtulamayacağını anladığı için kalktı. Mike "Çabuk duşa gir, kahvaltıya ineceğiz" dedi. Xiao Bei "Tamam ya tamam zaten bi uyutmadın" dedi. Mike güldü."Buraya tatile geldik prenses uyumaya değil" dedi. Xiao Bei duşa girdi. Tian Qi sabah erkenden kalkmıştı. Xiao Bei' ni çok merak ediyordu, aklı hep Xiao Bei' ndeydi. Ama Mike' ın ona zarar vermeyeceğini hatta onu hayatı pahasına koruyacağından emindi. Ama yinede Xiao Bei'nin orada Mike' la yalnız olması onu rahatsız ediyordu. Mike ve Xiao Bei önce otelin kahvaltı salonunda güzel bir kahvaltı yaptılar. Sonra adım adım Tokyo' yu gezmeye başladılar. Mike' ın Tokyo' ya ilk gelişi değildi. İş sebebiyle birçok kez Tokyo' ya gelmişti. Bu yüzden Xiao Bei' ne rehberlik ediyordu. Beraber Tokyo'nun neredeyse her yerini gezdiler. Tokyo Disneyland, Tokyo Kulesi, Ueno Parkı ve daha bir çok yer gezdiler. Otele geldiklerinde Xiao Bei hemen yatağın üzerine uzandı. Çok eğlenmişlerdi ama çokta yorulmuşlardı. Xiao Bei gülerek "Wow, çok yoruldum" dedi. Mike gülümsedi. Xiao Bei'nin kolundan tuttu. Ayağa kaldırdı. Xiao Bei "Yine nereye gidiyoruz?" diye sordu. Mike cevap vermedi. Xiao Bei' de soru sormayı bıraktı. Mike Xiao Bei'ni çatıya çıkardı. Çatıda bir helikopter vardı. Xiao Bei çok şaşırdı. Şaşkın şaşkın Mike'a baktı. Mike "Kyoto' ya gidiyoruz" dedi. Xiao Bei güldü. Bir şey söyleyemedi. Beraber helikopter' e binip Kyoto' da bir otelin çatısında indiler. Mike her şeyi ayarlamıştı. Xiao Bei ineceğinde Mike onu kucağına aldı. Xiao Bei şaşırdı. Mike "Seni çok yordum, şimdi taşımalıyım" dedi, gülümsedi. Xiao Bei 'nde Mike'a baktı, güldü. Mike, Xiao Bei'ni yatağına yatırdı. Xiao Bei' de Mike' da yorgun oldukları için hemen uyudular. Sabah yine ikiside erkenden uyanıp kahvaltı yaptılar. Sonra Kyoto' yu gezmeye başladılar. Kyoto, Japonya' ya 500 yıl başkentlik yapmış tarihi bir şehirdi. Xiao Bei' n tarihi çok severdi. Bu yüzden resmen Kyoto' ya aşık olmuştu. Tarihi tapınakları, saraylarıyla muhteşem bir yerdi. Özellikle Nanzen Ji tapınağını çok beğenmişti. Tian Qi odasında oturuyordu. Yanına Michael' ı çağırdı. Michael hemen yanına gitti.  Merak etmişti. "Yu Ri' nin telefonlarını dinlemek senin fikrindi değil mi?"diye sordu Michael "Evet patron" diye cevap verdi Tian Qi gülümsedi "Neden böyle bir şey istedin ki ?" Michael güldü "Çünkü Yu Ri ye başından beri inanmadım, onun güvenilmez bir kız olduğunu biliyordum. Ve siz ne kadar sarhoş olursanız olun Xiao Bei' ni bu kadar severken ona ihanet etmezsiniz"dedi Tian Qi güldü, elini Michael in omuzuna koydu. "Yine hayatımı kurtardın teşekkür ederim" dedi Michael da gülümsedi "Hadi ama biliyorsun sen benim bir tek patronum değilsin... Abimsin" Tian Qi sadece güldü. Sonra "Xiao Bei ne zaman dönüyor?" diye sordu. Michael "Bu gece" dedi. Tian Qi dayanamadı Xiao Bei' ni aradı. Xiao Bei, Mike ile geziyordu. Telefona baktı. Tian Qi' nin aradığını görünce morali bozuldu. Telefonu kapattı.Akşam uçaktan indilerinde Tian Qi oradaydı.Xiao Bei onu gördü ama görmezden geldi. Yanından geçti. Tian Qi, Xiao Bei'nin kolundan tuttu."Konuşmalıyız" dedi. Xiao Bei, Tian Qi'nin yüzüne bile bakmadan "Konuşacak bir şeyimiz yok" dedi. Kolunu asılmaya çalıştı. Ama Tian Qi kolunu bırakmadı. Mike, Tian Qi'yi iteledi. "Konuşmak istemiyor!" dedi. Tian Qi, Mike' a baktı "Sen karışma" diye kızdı. Xiao Bei bu arada oradan uzaklaşmıştı. Tian Qi peşinden koştu.

Siyah Beyaz Aşk (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin