2. BÖLÜM (YÜZME DERSİ)

215 23 3
                                    

ezgi kızların muhabbetlerinin dışında kalmış buraya gelme süreceni düşünüyordu. her şey çok hızlı gelişmişti. kendi yurdunun dedikoducusu berfinin ezgiye görev geldiği hakkında zırvalarını dinleyen ezgi şaşırmış ve bu bilginin gerçekliğini sormak adına patronun odasına doğru ilerlemişti. 

ezgi kapıyı çalıp içeri girerken patronun ezgiyi beklemediği her halinden belli bir şekilde ezgiye bakıyordu. ezgi  tedirgin bir şekilde berfinin dediğinin asılsız olma olasılığına karşı kendine kızmaya başlamıştı.  patron bu sessizlik karşısında "neden geldin ezgi?" ezgi zorla yutkunurken tedirgin bir şekilde "bana görev geldiğini söyledi berfin efendim. o yüzden gelmiştim" patronun şaşkınlığı bütün yüzzünü kapsarken ezgi afalladı. böyle bir tepki beklemiyordu. 

patronu elini başına götürürken "bu odadan bilgiler nasıl dışarı çıkıyor aklım almıyor. evet öyle bir bilgi var. daha kesinleşmediği için sana bilgi vermemiştim.  sen berfine git sor görev neymiş o söyler belki." ezgi başını sallayıp çıkmaya yeltenirken patronun "şaka yapıyorum ezgi. sana görev hakkında bilgilendirme mesaj yoluyla sana iletilir. sen bana berfini yollat sadece " ezgi gülümseyerek onaylarken kendini odadan dışarı attı. 

berfin ayvayı yemişti. bu ezginin gülümsemesini arttırırken koridorda ilerlemeye başladı. çalışma bölümlerinde berfini görmesiyle patronun onu çağırdığını söyledi. berfinin yüz ifadesi görülmeye değerdi. ezgi o an gülemese de berfinin yanından ayrıldığı gibi gülmeye başlamıştı. berfin hak etmişti. 

ezginin adımları odasını bulurken nihayet telefonuna gelen mesajı açtı. ezgi görevi okurken kaşları çatılmıştı. ezgi görevi asya gibi hususi zannetmiş ve öyle olmadığını anlayınca yıkılmıştı.  ezgi görevin üç kızla yapılacağını ve başlarında asya diye bir lider olacağı yazısını tane tane okudu. en azından bütün sorumluluk benim üzerimde değil düşüncesi ezginin gönlünü rahatlatmıştı. ezgi mesajı okumayı bitirmesiyle birlikte gardılobunun başına geçip kıyafetlerini ayırıp bavul hazırlamaya başlamıştı. 

ezgi asyanın ona soru yöneltmesiyle buraya gelme serüveninden ayrılırken gülümseyerek asyanın sorusunu yanıtladı. tabi o sırada sessizleşen kayla buruk bir tebessümle çağatayla mesajlaşıyordu. çağatay kaylanın hackerıydı. çağatayın egoist bir insan olmasına rağmen kaylayı özlediğini dile getiren mesajı kaylayı duygulandırmıştı. 

kayla yurdunda boksördü. küçük yaştaki ajanları eğiten ve yakın dövüşte usta olan biriydi. dışardan bakan onu duygusuz olarak nitelendirirdi ama aslında tam tersiydi. yakınlaştıkça kaylayla muhabbet ettikçe aslında öyle olmadığını anlardınız. kayla çağatayın video atmasıyla videoyu açtı. kaylanın eğitim verdiği ajanlarının onu özlediğini söylediği video kaylayı oldukça derinden sarsmıştı. yıllardır yurttaydı. bir yanı özgürlüğü nihayet tattığından mutlu diğer yanı yurttaki yaşantısını özlediği için yaslı ve buruktu. 

ikiye ayrılan kayla sevinsin mi üzülsün mü karar veremezken çağataya mesaj yazdı. "ağlamamı istemiyorsan kes  şunu" mesajı göndermesiyle çağatayın "ben ağlıyorum sende ağla" yazısına karşı buruk bir tebessümle "ben varken niye sataşıp duruyordun o zaman? kıymetimi kaybedince mi anladın"dedi. çağatay bunun üzerine sadece orta parmak emojisini atıp çevrimdışı olmuştu. bu kaylayı daha da güldürmüştü. ciddi anlamda egoist olan çağatay için bile kayla için ağladığını dile getirmesi oldukça büyük bir olaydı. bu kaylayı sevindirdi.  

dolan gözlerini yukarı bakarak atlatmaya çalışan kayla kafasını dağıtmak adına kızların muhabbetine dahil oldu. bu görevi başarıyla atlatacak ve yurduna döndüğü zaman çağtaydan daha egoist olmanın verdiği hırsla sırıttı. bu kayla için yeterli motiveydi.

SIRLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin