57. BÖLÜM

72 10 3
                                    

Asya

Ağır bir baş ağırısı ve selinin bağırış sesleriyle gözlerimi aralarken karşımda oturan ve yanında üç adamı ayakta dikilen patronu görmemle tüylerim ürperdi. Bana o kadar dik bakıyordu ki bakışları kormama neden oluyordu. Kendime gelmeye çalışırken yan tarafa döndüm. Selinin önünde iki tane adam kollarına iğneler batırıyorlardı. Gözledim korkuyla açılıp bağırmaya başlarken patrona döndüm. "Ne yapıyorsun ona. Bırak onu. Onun suçu ne senin adamın benim"  patron alayla gülerken selinin acı çığlıkları kulağıma doluyordu. Gözlerim dolmaya başlarken "bırak onu lütfen. Ne veriyorsun ona" patron eliyle o adamlara işaret yaparken iki adam selinin yanından ayrıldı. Selinin  kollarının belirli yerlerinde morluklar ve ter içinde kalan yüzünü gördüm. Patronun sert otoriter sesiyle irkilirken ona döndüm. "Her zaman lider vasıflıydın asya. Ama unutma burda lider benim" ayağı kalkıp iki adamdan iğneyi alırken ona korkuyla baktım. Sandalyeye bağlı olan kollarımı zorlarken kurtulmaya çalıştım. Çok sert bağlamışlardı. Patron yanıma yaklaşıp sağ kolumu elinin arasına alırken "ne yapmaya çalışıyorsun"dedim. Eli kolumda gezerken hala debeleniyordum. Eli debelenmelerime karşılık sert bir şekilde kolumu kavrarken acı içinde dişlerimi sıktım. Ona acımı gösteremezdim. "Rahat dur" diyerek iğneyi koluma geçirirken acıyla gözlerimi yumdum. İğnenin kolumdan çıktığını hissederken gözlerimi aralayıp ona baktım. "Ne diye bizimle uğraşıyorsun. Direk sıksana kafamıza. Öldürsene direk " patron elindeki iğneyi arkada kalan adama uzatırken "o o kadar kolay değil asya" boşta kalan eliyle çenemi kavrarken yüzüne tükürmemek için kendimi sıktım. Burdan kurtulmam gerekiyordu belaya batamazdım. Eli sert bir şekilde çenemi sıkarken kulağıma doğru eğilerek "erkeklerin bu halinizi görmesini istiyorum. Bu rezil sefalet içindeki halinizi " öfkeyle dilimi ısırırken gözlerimi yumdum. O kadar pislik bir insandı ki elimden gelse şuanda onu bir karış suda boğardım. Çenemdeki eli gevşerken ona baktım. Arkasını dönüp depo değilde daha çok sığınağa benzeyen yerin kapasına ilerledi. Başımın ani ağrıması ve dönmesiyle gözlerim yavaş yavaş kapanırken "bana ne verdin"dedim son bir uğraşla gözlerime ağırlık çöküp kapanmaya çalışırken arkadan onun kahkahasını ve"kaçmanıza izin veremem asya"dediğini duydum.

Yüzüme çarpan ani su dalgasıyla gözlerim korkuyla açılırken karşımda duran kişiye bakmaya çalıştım. Görüşümün bulanık olması onu görmemi engellerken sesini işittim " evet hanımlar şimdi sorgu zamanı. İlk kim başlar " eli üçümüzün üstünde gezerken öfkeyle debelenmeye başladım. Yüzüme çarpan sert tokat etkisiyle yüzüm sağa yatarken ağzımda alışkın olduğum metalik tadı aldım. Yüzümü silkelerken gözümün kendine gelmesiyle karşımdakine baktım. Adam bana alayla bakarken "evet, ilk gönüllümüz sensin." Arkada duran sandalyeyi önüme çekerken karşıma oturdu. Selin ve ezginin bağırmasını duyabiliyordum. Adam bana bakaraken "söyle bakalım gönüllü. Sizin meşhur mafya aşklarınızın planı ne" dişlerimin arasından "bunu asla bilemezsiniz"dedim. Adam gülerek yüzüme sert bir tokat daha atarken bu sefer kanı yere tükürdüm. "Bizi bu kadar eğitmişlerken bu kadar kolay anlatmamızı beklemiyorsunuz herhalde"  adam yüzümü kavrarken "bunu bildiğim için hazırlıklı geldim"diyerek ayağı kalktı. Kollumu ipten kurtarmaya çalışırken adam bir bıçakla yanıma geldi. Sevdiğim aleti bana karşımı kullanacaktı. Gözlerim bıçakta kalırken adam bıçağı elinin arasında döndürmeye başladı. Ardından ani hareketle bıçak boynumda yerini alırken zorla yutkundum "duyduğuma göre en sevdiğin şey bıçakmış. Şimdi söyle bakalım ilk nerden başlayalım" bıçak boynumda baskı yaparken "demek amacınız öldürmek değil"dedim. Adam bıçakla boynuma küçük bir çizik açıp bıçağı boynumdan uzaklaştırırken o çizikten kan aktığını hissedebiliyordum. Selinin gözleri üstündeyken bakışları adamın benden uzaklaşmasıyla boynumu buldu. Selin boynumu dikkatle bakarken sandalyede debelenmeye başladı. Çokmu kanıyordu. Selinneden böyle tepki vermişti. Adam bıçağı yeniden parmaklarının arasında gezdirip oyun oynarken bıçağı ban çevirdi. Bu sefer bıçak kolumda hareket etmeye başlarken derin bir nefes aldım. Buda geçicekti.  Ne demişti ufuk her gecenin bir gündüzü var sabret asya sabret. Bıçağın derimde sert ilerleyişi canımı yakarken kapalı olan gözlerimden yaş akmaya başladı. Sakin ol diyerek kendime teskin etmeye çalışırken adamın hala işine devam ettiğini hissebiliyordum. Canım yanıyordu hemde çok. Aklıma gelen buğrayla ikimizin görüntüsüne gülümserken acaba şuanda kaçırıldığımdan haberç varmıdır diye düşünmeye başladım. Belkide hiç bir şeyden haberi yok öylece odasında oturuyordu. Canımdan mana bu sefer kalbim acımaya başlamıştı. Kırgın ayrılmıştık. Onun bana kırgın olduğunu bilerek ölmek istemiyordum. Adamın elinin kolumdan çekilmesi dikkatimi dağıtırken gözlerimi araladım. Kolumda boydan boya büyük bir çizik vardı ve içinden bir sürü kan akıyordu. Gözlerimden yaşlar süzülürken gözlerim selini buldu. Onun benden beter olduğunu gördüm. Benim yerime de ağlıyordu. Gözleri şimdiden şişmişti. Kan çanağı gözlerine bakıp tebessüm etmeye çalışırken adam "bu akşamlık yeter "diyerek yanımızdan ayrıldı. Selin adamın gitmesiyle"asya iyimisin. Çok kan kaybediyorsun. lanet olsun" deli gibi sandalyede tepinmeye başladı. Ezgi arkadan "ne oldu asyaya. Ben bir şey göremiyorum. Neler oluyor neresi kanıyor." Selinin sandalyesi yere devrilirken ezgi o sırada beni gördü. Ezginin ağzından çığlık kaçarken "lanet olsun. Sana ne yaptılar böyle." Buruk bir tebessüm etmeye çalışarak "ben iyiyim" dedim oldukça sessiz çıkan sesimle.  Selinin düşme sesine içeri iki adam girdi. kapının aralık olmasından dışarıyı görebiliyordum. havanın karardığını görmem uzun bir süre uyduğumu gösterirken bakışlarım seline kaydı.  Selin hala yerde tepinirken adamlar selini ayağa kaldırıp  yerine oturttular ve biri sabah bize yaptığı iğneden seline yaptı. Adamlar odadan ayrılırken selinde bir kaç dakika içerisinde uykuya daldı. Gözlerim koluma kayarken hala kanadığını görmem midemi bulandırdı. Kolumun hemen altında Yerde bir kan birikintisi oluşmuştu. Beni kan tutardı özelliklede kendi kanım. Başım dönmeye başlarken gözlerim yavaş yavaş kapandı.

SIRLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin