39.Bölüm

89 11 0
                                    

Asya dan devam
2 günün ardından Sonunda bizimkileri ikna etmiş ve hastaneden ayrılmayı başarmıştım. Villaya vardığımızda onlara iyileştiğimi gösterir bir şekilde rahatça ilerleyerek odama girdim. Arkamdan gelen kızlarla koyu bir sohbete dalmıştık. İçeri giren berkle sohbetimiz ve dikkatimiz dağılmıştı. Berk hepimize göz gezdirirken söz aldı"sen gerçekten kendini iyi hissediyormusun asya?" Başımı olumlu anlamda sallarken devam etti. "O halde beş dakika sonra buğranın odasına gelin siz dördünüz" aslı kaşlarını çatarken ve biz dördümüz dehşetle birbirimize bakarken. Aslı "ben niye yokum berk abi"diyerek çemkirirken berk "bazen dahil olmaman gerekir değilmi aslı" aslı omuz silkerken "siz dördünüz beş dakikanız var"diyerek odadan ayrıldı. Aslı hala şişinirken ben niye çağrıldığımızı düşünüyordum. Kızlarla ayaklanıp odadan çıkarken buğranın odasına gelince hepimiz aynı anda durduk. Selin neden çağrıldığımızı sorarken kayla bilmiyorum dedi. Ezgi bana dönerken kapıyı çalda öğrenelim belkide iyi bir şeydir dedi. Tedirginlikle kapıyı tıklatırken içeriden buğranın sert ve tok sesiyle içeri yavaşça girdik. İçerde bulunan bütün erkekler bize dönerken hepimiz ayakta merakla onlara bakıyorduk. Giray oldukça ciddi ifadeyle önce beni süzüp "evet hanımlar. Şimdi olayları anlatmanız gerekiyor" biz birbirimize bakarken delin"neyi anlatmamızı istiyorsunuz giray bey" kaan kısa çaplı kahkahadan sonra "belli değilmi zaten selin. O erkekerin nasıl oldu da hepsi yerde yığılmış vaziyetteydi." Korkuyla yerime dinerken bu seneryoya hiç hazırlanmadığımızı fark ettim. Uzun bir sessizlik olurken söz alarak başladım. "Zaten biz dövüşmeyi biliyorduk kaan bey. Hatta hatırlarım bu işi de böyle almıştı. " Berk aniden sözümü keserek "bu dövemk değil asya bu ADAM ÖLDÜRMEK... Nesiniz siz ajan falanmı" başını çevirerek söylerken boğazım düğümlendi. Evet ajandık evet gözümüzü bile kırpmadan adam öldürmüşlüğümüz vardı ama ama bunu onlara nasıl anlatırdık nasıl derdik biz sizi satmaya geldik.... Ezgi öksürükle "ne ajanı berk bey. Elimizde tek bir tercih vardı oda ölmek mi yoksa öldürmekmi. Biz kendi hayatımızı kurtardık başka bir amacımız yoktu" ezgi mantıklı konuşurken derin bir nefes aldım iyi kurtarmıştı. Kaan bana dönerken "peki ya asya. Sen nasıl bu kadar iyi bıçak kullanıyorsun. Ve bu kadar bıçağı nerden buldum"işte şimdi ayvayı yedim derken kayla araya atladı" sizin işleriniz olduğunda biz antrenman yaparız diyerek bir sürü bıçak almıştı asya. Kendisi çok iyi nişan alırda bizede öğretecekti. Ama neye niyet neye kısmet"derken buğra oldukça donuk bakışlarıyla bana bakarken ürkütücü bir ses tonuyla "bu söylediklerinize siz gerçekten inanıyormusunuz" kalbim hızlı atmaya başlarken ellerin gerginlikten terlemeye başladı. Kızlarla kısa çaplı bakışırken "evet buğra bey çünkü bunların hepsi gerçek" don bir umut diyerek can verirken inanması için dua etmeye başladım. Berk olumsuz anlamda başını sallamaya başlarken "burda bazı ucu açık noktolar var hanımlar. Dedikleriniz örtüşmüyor" huzursuzca yerimde kıpırdanırken bu konuşmanın tatlıya bağlanmasını istiyordum. Kaan "bilmiyorum.... Ama içimde huzursuz bir his var. Bize yalan söylediğinize dair." Ezgi lafa atlayarak"hayır size yalan söylemiyoruz. Ben kendi adıma konuşabilirim ki ben kavga etmeyi zorbalığa maruz kaldığımda öğrendim." Kaan gözlerini kısarken buğra bana döndü. Ellerimi masumca havaya kaldırırken "ben sadece zevkten öğrendim. Nişan yeteneğim çocukluktan kalan bir şeydi bende neden bunu kullanmayım dedim." Buğra başını eğerken berk söz aldı." Selin..?" Seline döndüğümde zorla yutkunduğunu gördüm. "Ben.... Ben eski anılarımı anlatmasam. Lütfen...." Gözlerinin dolduğunu görünce yanına giderek sarıldım. Kulağıma "bunu anlatamam asya bu... Bunu hatırlamak bile istemiyorum" dedi. Bakışlarım berke kayarken şaşırmış bir vaziyette aval aval baktığını ve diğer erkeklerin ciddi yüz ifadeleriyle bizi izlediğini fark ettim. Kayla "soru sormanız bittimi peki" derken buğranın telefonu çaldı. Bütün bakışlar ve dikkatler ona yoğunlaşırken selin benden ayrılmış ve göz yaşlarını silerek dim dik dikilmişti. Gülümseyerek ona destek olurken buğra telefonu açtı. Konuşmadan karşıdakini dinlerken bakışları bana döndü. Tamam diyerek telefonu kapatarak "yol kapısını aç asya misafirim geldi" kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken arkamı dönerek yol kapısına gittim arkamdan kızlar ve erkeklerde geliyordu. Kızlar odalara dağılırken buğra ve diğerleri kapının önünde dizilşmişti. Yavaşça kapıyı açarken gördüğüm kişi karşısında dona kalırken "sen.."diye bildim. Meryem bana gülümserken "süpriz"diyerek arkama yöneldi. Yanımdan geçerek buğraya elini uzattı. Korkuyla arkama dönüp buğraya bakarken buğra meryemle el sıkışarak konuşmaya başlamıştı. Bu... bu olmamalıydı. O bütün planları bozuyordu. O.. o benim ezeli düşmanımken bu olamazdı
Meryemin sesiyle irkilirken düşüncelerden ayrıldım. "Asya diğerleri nerde onlarıda görseydim. Hem neden bana söylemedin burda çalıştığını hazırlıklı gelirdim" itici ses tonuyla yüzümü ekşitirken buğra tanışıyormusunuz diye sordu. Hızla Meryeme bakarken "evet eski dostuz biz. Her şeyini bilirim asyanın" dedi. Alayla ona bakarken o sırada odadan çıkan kaylayla dikkatimiz dağıldı. Kayla meryemi görünce dona kalırken meryem yetmezmiş gibi konuşmaya devam etti. "Ahh kayla nerelerdesin. En son sevgilinle yanıma gelmiştin adı neydi... Her neyse ona ne oldu hala berabermisiniz" kaylanın gözleri giraya kayarken girayın kaşları çatık bir şekilde izlediğini fark ettim. Kaan her zamanki yersizliğiyle olaylar kızışacak ben diyorum. Giray buğraya dönerek "izninizle önemli bir toplantım vardı" diyerek yanımdan geçerek villadan gitti. Kayla meryeme dönerek "her zamanki yersizliğin ve sen. Ne iyi ettin dr geldin. Bir tek sen eksiktin"diyerek yeniden odaya girdi. Kaan kahkaha atarken "burda sıkı düşmanların var Meryem. Kendine dikkat et çok iyi dövüşüyorlar." Diyerek mutfağa yöneldi. Meryem buğraya dönerek yapmacık şekilde"ne dedim ki ben şimdi..." Berk başını olumsuz anlamda sallayarak mervenlere yönelirken"yapmacık insanlardan nefret ederim" dedi. Odada tek ben kalırken gözlerim buğraya kaydı. Meryem buğranın koluna girerken "her neyse şu tatsız şeyleri unutalım da konuşmaya başlayalım." Meryeme tiksinerek bakarken "iyi çalışmalar"diyerek kızların odasına girdim. Kayla öfkeyle odada volta atarken diğerleri bana merakla baktı. "Kızlar asıl görev şimdi başlıyor. Yakalanmadan meryemi postalamak." Selin ve ezgi kaşlarını çatarken odaya aslı girdi. Arkasına bakarak odaya adım atarken "şu dışarda gördüğüm kız yapmacık biri olup abime mi sulanıyor" kayla hızla evet derken bende ekledim "tam yerinde tespitte bulundun ve bundan ötürü sana da görev veriyoruz." Aslı ellerini birbirine sürterek heyecanlanla "görev mi. Ben bu işlerin kızıyım. Seni dinliyorum" kod adı meryemi bizimkilerden uzak tutmak derken aslı haince sırıtarak "bizimkiler derken ?" Dedi. Utanarak lafın gelişi o diye çemkirsekde hemen ekledim. "Aynı zamanda uguğa abayı yakmış bir hanımefendidir kendisi"dememle Birlikte "meryemde kimmiş ben o öldü diye biliyordum. Varım..beni de yazın" dedi. Kayla araya girerek "ben zaten varım"dedi selin ve ezgi meryemi tanımasa da "o felaket tellalının sonu olucaz"dedi. Gülümserken aniden aklıma yeni gelen şeyle korkuyla kızlara baktım. Hepsi endişeyle bana bakarken"kaan mutfağa gitti. Benim engel olmam lazım. Ezgi bana yardıma gel" diyerek koşar adımlarla mutfağa doğru yol aldım. Bildiğim tek şey aç bir kaanın mutfağa girmemesiydi.

SIRLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin