48. BÖLÜM

77 10 1
                                    

Derin bir nefes alıp kendime geldim. Ve hızlıca mert ve diğer hackerlara "hemen gidin burdan yoksa yakalanıcaz"dedim. Herkes korkuyla birbirine bakarken mert ve diğer hackerlar yanımızdan ayrılıp lavaboya doğru yol aldı. Hemen sandalyeme oturup masada duran en sevdiğim şey olan waffle odaklanırken erkekler yanımıza varmıştı bile. Buğra yanıma sandalye çekip kulağıma "sana verdiğim değişmiş"dedi. Sinirle ona bakıp "ne bekliyordun buğra. Herkese rezil oldum. Gören bir daha dönüp bakıyordu." Kaşlarını çatarak"kim bakıyordu"dedi. Herkes derken berk merakla "aslı nerde o sizinle değilmiydi"dedi. Bunu tamamen unuttuğumu yeni fark ederken kızlarla korku komasına girdik. Buğra bana dönerek "evet aslı nerde "dedi. Kalbim hılzanmaya başlarken ne diyeceğimi kestirmeye çalışıyordum. Aslının sesini duymamla derin bir nefes aldım. Çok şükür bundan da kurtulmuştum. "Lavaboya gitmiştim abicim "diyerek başka masadan sandalye çekip oturdu. malum giray kaylanın yanına oturabilmek için selini kaydırmıştı. Selinde bu sefer aslının yerine oturmuştu. Aslı berkin yanında yer bulup sandalyesine yerleştirirken giray poşetleri görünce merakla sordu " bunlar ne böyle " bıkkın bir şekilde"aslının kıyafetleri ne olacak. "Dedim. Berk kafasını eğip poşetlere bakarken "ben bu kadar çok kıyafet almıyorum aslı. Bu ne böyle" selin hak vererek lafa girdi. "Ve inanın bana kendisinin dolabı bir sürü kıyafetle doludur" aslı dudak büzerek "abartmayın sizde. O kadar çok kıyafet yok orda "dedi. Konuyu değiştirmek adına buğraya dönüp"kaan nerde. O neden gelmedi"dedim. Kıyamam ezgi gene yanlız kalmış köşede oturuyordu. Buğra "işi varmış onun."dedi. Kaan ve iş diyerek şaşıran kaylaya hak verdim. Buğra ve diğerleride garsondan bir şeyler isterken bende buğranın omzuna yaslanmıştım. Bu anın  hiç bitmesini istemiyordum ama illa bitecekti. Bir gün benim sırrımı öğrenecekti. Acaba o zaman buğra nasıl tepki verirdi. Beni silip atarmıydı?? Kessinlikle hayal kırıklığına uğrardı. Hatta belki üzülürdü. Bu düşünceler bütün moralimi alt üst ederken gözlerim doldu. Buğra kulağıma "iyimisin"sorusu sorarken düşüncelerden ayrılıp kendime geldim. Gülümsemeye çalışarak "evet"dedim. Elini elime dolarken garsonun getirdiği sade kahvesini yudumladı. Bende soğumuş olan waffle yemeğe çalışıyordum. Ellerimiz birbine kenetliydi ve tek elle yemek çok zordu ama ellerimizin ayrılmasını da istemiyordum. Buğra yiyemediğimi fark edip elimi bırakırken üzülmüştüm. Elim boşta kalmıştı. Aslı gülerek "ne kadar farklısınız"dedi başımı ona çevirirken bize dediğini gördüm. Aslı devam ederek "asya tatlı yerken abim sade türk kahvesi içiyor. Zaten ne demişler zıt kutuplar birbirini çeker" gülümseyip waffle yerken aslıya" e aslı burdakiler arasında bir bekar sen kaldın."dedim. Bir anda herkes buğraya bakarken buğra "o bekarken mutlu"dedi. Aslı surat asarak başını eğmişti. Çok geçmeden cafeden ayrılıp herkes arabalara dağıldı. Aslı abisine kızgın olduğundan berklerle gideceğini söyledi. Ezgi gibi mağdurları oynuyordu aslı. Buğranın arabasına binip "neden aslının sevgilisinin olmasına karşısın"dedim. Buğra kaşlarını çatarak "neden bu işe karışıyorsun"dedi. Gözlerimi kısarak "farkındamısın kız bu duruma üzülüyor Buğra. Belliki sevdiği var. Niye izin vermiyosun" öfkeyle direksiyonu sıkarken "onun sevgilisi olamaz asya. Bu konu burda kapandı"dedi. Gözlerimi kapatıp sakinleşmek için derin bir nefes alıp olabildiğince sakin sesimle "benimde bir abim var buğra. " Buğra aniden  arabayı kenara çekip bana dönerken derin bir nefes alıp devam ettim bu konuşma başlamıştı ve bitmesi gerekiyordu. "Öz abim olmasa da beni her şeyden koruyup kollayan biri" Buğra gözlerini kısarak "kimmiş o"dedi. "Ufuk Buğra o ufuk. Onu kıskanıp dayak komasına soktuğun kişi. Ama o ne yaptı sana hiç bir şey. Çünkü benim sana aptal gibi aşık olduğumun farkındaydı bu yüzden bana güvendi ve sorgulamadı" ellerini saçından öfkeyle geçirip başını geriye atarken devam ettim. "En azından aslıya bir şans ver. Ona güven. Sevdiği kişiye güven" buğra gözlerini açmadan "ya o kişi güvenilmez biriyse "dedi. Buğranın elini  tutup güven vermek adına sıkarken "bunu aslıya izin vermeden bilemezsin. Sadece kardeşine güven ve her ne olursa olsun onun arkasında olduğunu söyle." Gözlerini açıp bana bakarken "o benim tek ailem asya bu... Bu o kadar kolay değil" dedi.  tebessüm edip "biliyorum buğra. İşte bu yüzden kardeşinin sana ihtiyacı var. Senin güvenine ihtiyacı var." Dedim. Ona doğru uzanıp sarıldım. "Bana gösterdiğin tarafı ona da göster. Sevdiğini güvendiğini belli et." Ellerini belime dolarken öylece durduk. Telefonun çalmasıyla buğradan ayrılıp yerime otururken buğra sinirle telefonu açtı. "Ne var."  Camı açıp başımı camdan sarkıtırken buğranın "tamam geliyorum"dediğini duydum. Camı kapatıp ona baktım.  "Şirkette bir sorum var. Seni villaya bırakıp gitmeliyim"dedi. Tamam derken o arabayı çalıştırıp yola koyulmuştu bile. Elini elimin arasına alırken gülümsedim. Bu huyu hoşuma gitmeye başlamıştı. Her araba sürdüğünde elimi tutuyordu. Başımı cama çevirip yolu izledim.

Eve en geç gelen biri olarak bizim kızların kayla ve ezginin odasında toplandığını öğrendim. Hızla oraya gidip içeri dalarken hepsi muhabbeti kesip bana döndü. Selin sitemli bir şekilde"çok erken geldin ya."derken sırıtarak yanına kuruldum "sitem etmesi gereken benim. Bensiz muhabbet ediyorsunuz şuraya bak"dedim. Ve devam ettim. "Ne konuşuyordunuz bakayım. " Ezgi başını kaylanın omzuna yaslayıp yüzünü örterken seline döndüm. Burda iyi bir şeyler dönmüyordu demekki. Selin "kaan şıllık meryemle berabermiş evde "dedi. Ağzım şaşkınlıkla açılırken kayla "kaan gerçekten bu kızı üzmek için yaratılmış bir erkek resmen"dedi. Ne şanstı ki bir zamanlar aynı şeyi ben buğra için yaşamıştım. O anlar gözümün önünden geçerken "üzülme ezgi. Senin şuanda yaşadığını ben daha önce buğrada yaşamıştım. Ama bam şimdi benim "dedim. Selin araya girerek "evet. Bu kız buğra yüzünden ne işkenceler çekti sen biliyormusun. Valla arkadaşlar kusura bakmayın ama erkekler arasında en kötü Buğra sonra kaan"dedi. Ezgi başını kaldırıp bana bakarken "hem ne diye üzülüyorsun. Meryem yakında bu evden gidecek"dedim. Sinsice gülerken kayla da ezgiyi gaza getirmeye çalıştı. Ve başardı. Ezgi de benim gibi gülümserken selin kötü kahkahasını attı. Yani kendisi ona kötü Kahkaha diyor. Hepimiz onun kahkahasına gülerken selin oldukça bu duruma bozuldu. "Ne gülüyosunuz be. Ölümcül kahkaham dı bu benim. Korkmanız gerekiyordu. Gülmeniz değil"dedi. Ezgi gülmesini keserek "kusura bakma selin ama benim acınaklı halimi bile güldürebilecek bir ölümcül kahkahaydı"dedi. Selin buna daha çok bozulurken omzuna vurup "üzülme yakında öğrenirsin. Ne de olsa berkle sevgilisin"dedim. Selinde bu duruma gülmeye başlarken hep beraber yere yığıldık. Artık hiç bir şey komik gelmiyordu sadece birbirimizin kahkahasına eşlik ediyorduk. Sanırım biraz daha gülersem patlıyacağım.

SIRLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin