22. Bölüm

93 15 2
                                    

Asya
Hazırlanmış kızlarla dışarı çıkmıştık. Tabi çıkmadan aslıyı da kontrol etmiş uyuduğunu görünce rahat hareket ederek işimizi halletmiştik. Villanın arkasından dikkatle çıkarak korumalara yaklanmamaya çalıştık. Hızla çitlerden atlayarak diğerleriyle ormanda ilerlemeye başladık. Ufuğu aramış ama cevap alamamıştım. İlk kez aramalarıma cevap vermiyordu. İçimde tedirgin edici bir his oluşmuştu. Daha önce bu his hiç oluşmamıştı. Selin durgunluğumu farkederek iyi olup olmadığımı sordu. Kısa ve net cevap vererek "ufuğa ulaşamıyorum." Dedim. Selin bana bakarak "sıkıntı yok bana MERT motor getirdi beraber gideriz." Demişti. Gülümseyerek onayladım. Motorlara ulaşınca motora bindim arkama selin binerek belime sarıldı. Hızla selinin tarif ettiği adrese gitmeye başladık. Kulağımıza takmış olduğumuz iletişim aletiyle konuşmaya başladık. Kayla "buğralar sabit bir yerde duruyor sanırım iş yerlerindeler" dedi. Onlar bizden sonra geleceklerdi bu iyi haberdi. Selin"tamam bizim giraya yaklaşmamıza az kaldı." Diyerek telefonundaki konuma bakarak gideceğim yönleri söyledi. Yaklaşık beş dakika sonunda başka bir ormanın içine girdik. Burdan sonra yürüyerek ilerledik. Biraz ilerleyince karşımızda duran binaya baktım. Ormanın içinde duran bir tek kocaman bina. Önünde 3 koruma duruyordu. Kızlara bana bakarak ilerlediler. Uygun bir yer bularak yere kuruldum ve keskin nişancı silahımı çıkarıp hazırladım. İşte Hazırdım. Dürbünle kızlara baktım kayla ve ezgi binanın iki zıt yanında duruyordu selinde erkeklere doğru gidiyordu. Plan işliyordu. Silaha sarılarak selini takip ediyordum. Erkekler ani haraket yaptıklarında ezgi ve kayla susturuculu silahlarıyla adamlara ateş etti. Selinde önündeki erkeğin boynunu kırarak yere serdi. Etrafa bakarken onlara doğru yaklaşan adamı farkedince hızla adama nişan alıp sıktım. Kayla adamın yanına gidip sağmı diye bakmış sonra deponun kapısına toplanmışlardı. İşte şimdi başlıyorduk. Yerinden çıkacakmış gibi atan kalbimi sakinleştirerek derin bir nefes aldım. "Kızlar hazırmısınız "dedim. Hepsi başını sallarken "ŞİMDİ" diyerek içeri girişlerini izledim. Sayısız silah sesi...

Yarım saat önce
Odada toplanmış kızlarla plan hakkında tartışıyorduk hepsinin gerginliği ve telaşı yüzüne vurmuştu. Korkuyorlardı , korkuyordum. Kayla sessizliği bozarak "girayı neden kaçırdılarki" dedi. Sesi o kadar boğuk çıkmıştı ki üzülmüştüm ona ve giraya. Ezgi ona sarılarak "işleri mafya illa olur böyle şeyler giray pisikopat sende biliyorsun üzülme" dedi. Hepimiz sessizce gülerek birbirimize baktık. Kaylada  tebessüm ederek "evet giray pisikopat o kendini korur"dedi. Gülümseyerek "korur tabi sadece aptallık ederek yem olmuş"dedim. Kayla "o zaman vakit kaybetmeden onu kurtarmanın planlarının yapalım" dedi. Başımı sallayarak söz aldım."benim bir planım var"dedim. Hepsinin dikkati bana dönerken devam ettim.

Günümüz
Kayla
Plan kararlaştırılmış ve yola koyulmuştuk. Heyecanlıydım ve korkuyordum. Ya zamanında yetişemezsek ve giraya bir şey olursa kafamda bu sorular canlanırken nasıl başarılı bir şekilde planı yürütecektim bilmiyordum. Sakinleşmek adına bir kaç kez nefes aldım. Asyaya bakarak yanıt bekledim. Başıyla işaret verince kızlarla kararlaştırdığımız gibi depoya doğru indik. Ezgi deponun diğer köşesine geçti. Selin erkeklere doğru giderek küçük bir kız çocuğu gibi kıvranarak onlarla konuştu. Bir erkeğin elinin silahına gittiğini gördüğüm gibi silahımla ona ateş ettim diğeride bana dönerken ezgi benden önce davranarak  ona ateş etmişti. Selinde önündeki adamın boynunu kırarak yere devirdi. Arkamızdan silah sesi gelince silahla oraya baktım. Asya iyi nişancıydı. Adamı vurmuştu. Deponun önünde kızlarla toplanıp bekledik kalbim deli gibi atmaya başlamıştı. Ya başaramazsam kafamı bu düşüncelereden nasıl ayıracaktım. Asyanın sesini duymamla olayın ciddiyetine bir kez daha vardım. Ya şimdi yapacaktım. Yada giray ölecekti ve bilgi edinemicektik.  Herkes başına maskesini geçererek ŞİMDİ komutuyla içeri girdik. Silahım önden ben arkadan ilerlerken önüme çıkan ilk kişiye ateş ederek resmi savaşı başlatmış oldum. Hemen bir yere geçerek kendimi korunaklı alan yaparak ateşleri sürdürdüm. Giray ortada gözünkmüyordu. Arka taraftaki kapı gözüme ilişti. Orda olmalıydı. Telsizden "kızlar beni koruyun arka kapıya gidiyorum." Dedim ezginin tamam sesiyle ilerledim. önüme geleni sıkarak kapıdan içeri girdim. Girayın yanında 4 adam duruyordu. Ve giray başı önünde baygın bir şekilde sandalyeye bağlanmış duruyordu. İçim acımıştı. Yanağımdaki ıslaklığı hissettim. Ağlıyordum hemde giray için. İçim acıyordu canım yanıyordu. Onun canı yandıkça. Bana doğru yaklaşan erkeği görünce harekete geçtim silahımla ona ateş ettim. Diğer üçü silahını çıkarmıştı. Hızlı davranmalıydım. Üçe tektim. Üç silaha tek silah. Bu çok saçmaydı. Daha gençtim  Ölemezdim ölmemeliydim. Diğer erkeğe koşarak hızlı bir manevrayla boynuna sarıldım. Tık sesiyle boynu kırılan adamı kendime siper ettim. diğer ikisine ateş ederek yere yığılmalarını izledim. Siper ettiğim adamı yere atarak giraya doğru yol aldım. Yeni yeni ayılan giraya baktım. Bana kaşları çatık bakarken yüzündeki yaraları saydım. Kaşı dudağı morolan gözü... çok kötü dayak yemişti. Gözlerimin dolduğunu hissederken güçlü durmalıydım. Benim olduğumu anlamamalıydı. Girayın arkasına geçerek sandalyeden kurtardım. Elleri hala  bağlıydı. Giray ellerini öne alırken sordu "sen kimsin" onu duymazdan gelerek ayaklarını çözdüm bu sefer bana tekrar aynı sordu bu sefer bağırarak. onu dinlemeyerek ayağı kaldırdım. Elimden hızla kurtulurken ona baktım. İlla uğraştıracakmıydı. Bana öfkeyle bakarak "sen kimsin??" Dedi. Omuz silkerek "ölmeni istemeyen biri" diye cevap verdim. Ezgi gerçekten zekiydi. Sesimi değiştirmesi için maskeme bir alet takmıştı ve gerçektende işe yaramıştı. Giray sesime şaşırmıştı "kızsın ama sesin garip. Ne istiyorsun benden" dedi. Kolundan yeniden tutmuş ve "sadece soru sormak sonra serbestsin. İşleri zorlaştırma." Diyerek. Kapının önüne ilerledim. İçerden silah sesi gelmiyordu. Kapıyı yavaşça açarak içeriyi kontrol ettim. Ezgi ve selin bir adamın başında durmuş dövüyorlardı. Gülümsedim. Kafamı çevirerek beni izleyen giraya baktım. " Ne bakıyorsun" dedim. Kafasını yana eğerek "bana tanıdık geliyorsun"dedi. Gülümsedim. Tabiki tanıdığınım ama sen bilmiyorsun "gizli hayranınım ordan tanıyorsundur" dedim. Giray kaşlarını çatarak"hadi ya benim ne zamandan beri hayranlarım kurtarır oldu" dedi. Kahkaha atarak cevap verdim. "Her şeyin bir ilki vardır giray bey. Şimdi ilerleyin" dedim onu ittirirken. Kolundan tutup odaya girerken kızlar bana baktı ve olumsuz anlamda başını salladı. Giray şaşkınlıkla" bir kız çetesi olarak iyi iş tebrikler" dedi. Ona sinirle bakarak "kızları hor görme " diyerek çıkışa yöneldim. Arkamdan kızlar geliyordu. Ezgi adama kurşun sıkmıştı. Girayın dudağının kıvrıldığını gördüm. Pisikopat olduğunu söylemişmiydim.  Telsizden talaşlı gelen asyanın sesiyle durdum. " Buğralar geliyor hızlı olun. Onları oyalayabilirim ama hızlı olun. Gelmeleri uzun sürmez." Dedi ardarda. kızlarla kısa süren bakışmamızın ardından giraya bakarak "seni neden kaçırdılar" dedim. Giray omuz silkerek "canları sıkılmış" dedi. Sinirle ona bakarak "bu oyun değil. Seni neden kaçırdılar" dedim bağırarak. giray kaşlarını çatarak "bana bağırma"dedi tıslar şekilde. Sinirle nefes vererek "senden ne istiyorlar."dedim giray gözlerini kısarak "sana gerçekten söyleyeceğimi düşünüyormusun??. Beni kurtarmış olabilirsin ama bu sana anlatacağım anlamına gelmez." Dedi. "Öğrenemeyeceğimi mi sanıyorsun"dedim ona doğru bir adım atarak. Giray bana alayla bakarak "peki ya sen seni bulamayacağımı mı sanıyorsun"dedi benim gibi bir adım atarak. Telsizden asyanın sesi duyuldu. "Geliyorlar çıkın. O depodan hemen çıkın" giraya sinirle bakarak "bu burda bitmedi." Dedim ve kızlarla hızla ormana koştuk. Yoldan buğraların koşarak geldiklerini gördüm. Ormana girdiğimiz gibi bizi bekleyen asyayla motorlara bindik ve ormandan çıktık. Gerizekalı inatçı giraydan dolayı hiç bir şey öğrenememiştik. Aptal. Vaktimizi boşa harcamıştı. Şimdi ne olacaktı. Patrona ne diyecektik

SIRLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin