KEYİFLİ OKUMALAR
••
Arkadaşlarım ile geçirdiğim güzel dakikalardan sonra kantinin girişinde dikilen Çağdaş'ı görünce moralim büsbütün bozuldu. Ne cehennemdeyse orada kalsaydı keşke. Tüm öğlen boyunca gelmeseydi ne güzel olurdu. Ama sanki farklıydı. Yanımıza gelmiyordu. Arkasından kantine giren Bera'ya öyle bir bakış attı ki... Yoksa... Bera bana göz kırpıp rahat bir gülüş attı. Aman Allahım! Yoksa ondan kurtuldum mu? Çağdaş yanımıza gelmedi ve kantinin kapısından çekilip yok oldu. Neredeyse kalkıp göbek atacaktım. Bir anda tüm bedenim neşe ile doldu. Bera'ya kocaman gülücükler atıyordum. Kalkıp sarılasım öpesim vardı onu.
Bunu yapmanda bir sakınca yok. Git, git ve ona teşekkür et.
İçimdeki benin gazına gelip sandalyemden kalktım ve abimlerin tayfanın yanına gittim. Abim şaşkınca bana bakarken ben sadece Bera'ya bakıyordum. Ağzımı açıp konuşacaktım ki ayağa kalktı Bera. Onu çağıracağımı anlamıştı illaki.
"Yürü," deyip kantinin çıkış kapısına ilerledi ve ben de arkasından gittim. Bahçeye çıkıp beni kenara çekti. Kahkahalar ile gülmek istiyordum.
"Bera! Bera! Sen! Allahım! Seni... gerçekten teşekkür ederim. Sana öyle minnettarım ki," deyip kendimi daha fazla tutamayıp kollarımı boynuna sardım. Az sonra onun da kolları belimdeydi. Öyle mutluydum ki... beni bu sıkıntıdan o kurtarmıştı. Ona aşık olmak için bir sebep daha.
"Söyle, gerçekten ne istersen yapacağım," deyip ondan ayrıldım. Yüzü benim kadar gülmese de dudağında hafif bir tebessüm vardı. Mutluluğum onu da mutlu etmişti.
"Bir şey istemiyorum Fındık. Bunu yaptım, çünkü..." duraksadı. Şu an kız kardeşim kelimesini duyarsam yere yığılabilirdim.
"Çünkü..." diye teşvik ettim. Ne olursa olsun duymak istiyordum.
"Çünkü... sen benim küçük Fındığımsın," deyip burnumu sıktı. Beklediğimden kötü değildi. En azından kız kardeşim gibisin dememişti.
"İyi ki varsın. Ve ben seni seviyorum Bera."
Bunu normal bir sözcük olarak görebilirdi. Ama benim için anlamı büyüktü.
"Seveceksin tabii. Ben sevilmeyecek biri miyim?" deyip dalgaya vurdu. Normal bir sevgi sözcüğü sanıyordu. Halbuki bilmiyordu. Bu söylediğim sadece minnet için değildi. Kalbimden geçen buydu. Gerçekten seviyordum onu. Ama o bunu göremiyordu.
••
Günüm o kadar güzel geçmişti ki... yine Serkan'ın yanına dönmüştüm. Onunla oturuyordum. Nedenini sorduğunda geçiştirmiştim. Kısa zamanda onlara söyleyecektim Çağdaştan ayrıldığımı. Çıkış zili çaldığında otoparka inip abimleri beklemeye başladım. Çağdaş arabasına ilerlerken beni görmemesi için kolonun arkasına saklandım ama çok geçti. Ağır adımlarla yanıma geldi.
"Bunun bedelini ödeyeceksiniz," deyip gitti. Bense arkasından ağzım açık bakakaldım. Az sonra merdivenleri inen abim ve Bera'yı görünce kendimi toplamaya çalıştım. Çağdaş sert bir manevra yapıp otoparktan çıktı. Tekerleklerin acı çığlıkları kulaklarımı tırmalamıştı. Bera alaycı bir bakış attı arkasından. Abimse şaşkın şaşkın baktı.
"Ulan Yeşim'e bir şey olmasın," diye mırıldandı abim telaşla. Henüz beni fark etmemişti.
"Pişt! Buradayım yakışıklı," diye seslendim. Kendimi hiç olmadığım kadar mutlu hissediyordum. Abim sesimi duyunca etrafa bakındı. Kolonun arkasından çıkıp onlara yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ
Teen FictionHadi şimdi bir dürüstlük oyunu oynayalım. Doğru söyleyin beyler, hiç dostum dediğiniz birine ihanet ettiniz mi? Ya da siz kızlar, abinizden gizli saklı işler çevirdiniz mi? Hatta şöyle söyleyeyim hiç abinizin en yakın arkadaşına aşık oldunuz mu? O...