••
Hey sen! Güzeller güzeli, yakışıklı mı yakışıklı okuyucum! Yeni kitabıma hoşgeldin. Eğer bu satırları okuyorsan kitabıma bir şans vermişsin demektir. Ve emin ol her kitap bir şansı hakeder. Şimdi bu sıkıcı satırları okumak yerine direk şu tanıtımı yap diyor olabilirsin. Tanıtım falan yok bu defa. Bodoslama dalıyoruz kitaba. Sıradan bir hikaye değil. Uzun süre düşünüp yazdıktan sonra taslak olarak 2 ay beklettiğim ve şimdiden 20 hazır bölümü olan bir hikaye bu. Tek istediğim bu hikayede kendinizden bir şeyler görmeniz. Hikayeyi beğenmeniz. Ve evet şimdi giriş yapabiliriz. Karakterleri tanıtmayacağım. Çünkü siz zaten tüm karakterlerimi ilerleyen zamanlarda tanıyacaksınız. Ve hepsinde kendinizden birer parça bulacağınıza eminim. Sizi şimdiden sıkmayayım. Beğeneceğinizi umuyorum. Hadi bakalım serüven başlasın.
⤵️
Eğer sizde 11. sınıf öğrencisiyseniz ve MF okuyorsanız hayat gerçekten zor, ama hayatımı seviyorum. Ailemi, okulumu, arkadaşlarımı... Ailem; annem, babam, abim. Abim ile aramızda bir yaş var ve aynı okuldayız. Bunun ne kadar acı bir şey olduğunu çoğunuz bilirsiniz. Sadece iki arkadaşım olduğu için dalga geçiyordu benimle. Ama ben arkadaşlarımdan memnundum. Okulumdan da öyle. Tabii arada parazitler olmuyor değil. Öyle bir okul ki... tüm çeşitler bizde. Değişik değişik kızlar, uçan kaçan erkekler. Enteresan cidden. Yalnız biri vardı ki o benim yıllardır gönlümde taht kurmuştu. Herkesten farklıydı. Herkesten... Bera... Abimin çocukluk arkadaşı. Dolayısıyla benim de öyle gibi. Yaz tatilinin büyük kısmını bizimle geçirirdi. Birlikte büyümüştük. O benim çocukluğumun ilk aşkıydı. Bera'nın aile gibi bir problemi yoktu. Ne zaman kafasına eserse çıkar bizde kalırdı. Yalnız bildiğim bir şey vardı. Bir amcası vardı. Babamın ortağı. Ailesi hakkında konuşmayı sevmiyordu zaten bizde sormuyorduk. Tıpkı abim gibiydi. Birbirlerine ancak bu kadar benzeyebilirler. İkisi de spor manyağı. Bera futbol ve basketbola bayılıyor. Abim de öyle. Ayriyetten yüzmeyle de ilgileniyorlar. Bera bir de boks yapıyordu. Abim, Tunç... Bera ile onu ayrı görmenin imkanı yok gibiydi. Göbek bağlarının birlikte kesilip kesilmediğini sormuştum Bera'ya. Tabi sonra azar işitmiştim. Göbek bağlarından konuyu ailesine getirdiğimi iddia edip bana sinirlenmişti. Halbuki aklımın ucundan bile geçmemişti öyle bir şey. Bera bizim evin üçüncü çocuğu gibiydi. Annem de babam da onu çok seviyordu. E ben de tabii... Gerçi onu sevmeyen mi var?
Yarın gireceğim matematik sınavına abim çalıştıracaktı beni. İkisi de gerçekten matematikte çok başarılıydılar. Zaten ikisinin de amacı mühendis olup kendilerine ait bir şirket kurmaktı. Bazen bu yüzden dalga bile geçiyordum onlarla.
"Yeşim." Abim aşağıdan sesleniyordu. Merdivenleri paldır küldür inip abimin yanına gittim. Üzerini giymişti ve dışarı çıkıyor gibiydi. Ama...
"İdman varmış çıkmam ger-"
"Ama, ama bana kim ders çalıştıracak o zaman?" deyip yalandan burnumu çektim.
"Bera gelecek. O çalıştırsın. Olmaz mı abicim?" Olmaz mı mı?
"Abi o çalıştırmasın." Çünkü anlamadığım bir şey olunca çok çabuk sinirleniyordu ve bu yüzden hep kavga ediyorduk.
"Yapacak bir şeyim yok gitmem gerekiyor," deyip yanağımdan bir makas aldı ve salondan çıktı. Oflayarak odama geri döndüm. Bera ile ders çalışmam mümkün değildi. Bana kızması bahaneydi. O anlatırken derse falan odaklamıyordum. Bilmiyorum. Bir garip. Ona aşık değilim. Seviyor olabilirim ama bu normal bir sevgi değildi. Bağlılıktı. Alışmışlıktı. Ona bağlıydım. O beni bir kız kardeşten farksız görse de o benim genç kızlık hayallerimin baş kahramanıydı. Tüm bunlardan haberi olmaması gerekiyordu. Zira öğrenirse sıkı bir dalga geçer ve yüzüme kakardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ
Teen FictionHadi şimdi bir dürüstlük oyunu oynayalım. Doğru söyleyin beyler, hiç dostum dediğiniz birine ihanet ettiniz mi? Ya da siz kızlar, abinizden gizli saklı işler çevirdiniz mi? Hatta şöyle söyleyeyim hiç abinizin en yakın arkadaşına aşık oldunuz mu? O...