KEYİFLİ OKUMALAR
--
Tam unutacağım dediğim anda beliriveriyordu karşımda. Bu defa kesinlikle unutacağım, o sadece abimin bir arkadaşı olarak aklımda gelecek demiştim. Bu konuda epeyce çaba da sarf etmiştim. Sonuç? Boş. Dün gelmiş ve yine tüm dengemi alt üst etmişti.
Eve girdiğim anda anneannemin merak dolu sesine maruz kalmıştım.
"Nerede kaldın kuzum?"
Ona gerekli açıklamayı yaptığımda sabah bana kursa gitmemi tavsiye ettiğine pişman olmuş gibiydi. Bir yandan işime gelmişti. Kursa kalmak istemediğimi söylememe gerek kalmadan o söylemişti bir daha kalmamamı.
Bu günse okula kıl payı yetişmiştim. Bir yerlere geç kalmaktan her ne kadar nefret etsem de buraya geldiğimde beri hep bir yerlere geç kalır olmuştum.
Dün Doruk'tan ders programını istemiştim ve karşılığında onu gördüğümden beri ilk kez gülüşüne tanık oldum. Sence bende inek öğrenci tipi mi var? derken daha fazla kahkaha atmamak için kendini tutuyordu. Dudaklarımın iç kısmını ısırıp başımı iki yana sallamıştım. Sağolsun imdadıma arka sıramdaki kız yetişmişti ve programı bana vermişti.
İlk dersin matematik oluşu tüm moralimi alt üst ederken geç kalmamış olmam iyi hissettiriyordu. Ben girdikten yaklaşık iki üç dakika sonra hoca girmişti. Bu, dün kurstaki hoca değildi. Hoca sınıfa girmişti ama hiç kimse onun sınıfta oluşunu takmıyordu. Özellikle yanımdaki şahıs.
"Ne yani? Gerçekten dersi mi dinleyeceksin?"
Defter ve kitabımı çantamdan çıkarırken bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Elbette dersi dinleyecektim. Seneye çok önemli bir sınava girecektim ve bu günlerimi çalışarak değerlendirmeliydim.
"Evet...bazılarının aksine." Bunu söylerken tüm sınıfta göz gezdirmiştim. Herkes kendi havasındaydı. Önlerdeki sırada oturan öğrenciler hariç kimse hocanın varlığını takmıyordu. Hoca dersi anlatmaya başladığında yanımda kağıda boş boş çizim yapan Doruk'u izlemek yerine derse konsantre oldum. Bu seste ne kadar konsantre olunabilirse...
--
Ders bitmişti. Aslına bakarsak bazılarına göre hiç başlamamıştı. Teneffüste Doruk'un zoru ile kantine inmiştim. Diğer teneffüste arkadaşlarımı arayacağımı aklıma not ettim bir yandan.
Dünden beri merak ettiğim soruyu sormanın tam sırasıydı bence.
"Doruk."
Çayından bir yudum alıp bana baktı sorar gibi. Ona yaklaşıp sır verir gibi konuştum.
"Şey... sen hani şeysin ya.. yani şey... erkek arkadaşın bu okulda mı?" Sorumu sorduğumda rahatlayarak geri çekildim. Ama bu defa gerilen kişi oydu.
"Pardon da bundan sanane?" dedi sertliğini bir nebze olsun kontrol altında tutmaya çalıştığı sesiyle.
"Merak. Sadece merak ettim."
Ve şu an itibariyle de sorduğuma pişman oldum zaten.
"Etme, Yeşimcim."
O, cim ekinin altında yatan tehlikeyi sezdiğimde ortamdaki gerginliği dağıtmak adına gülümseyerek konuştum.
"Yani hiçbir dersi dinlemiyorsun öyle mi?"
Bu konu da onu sıkmış olacak ki geçiştirir gibi omuz silkti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ
Genç KurguHadi şimdi bir dürüstlük oyunu oynayalım. Doğru söyleyin beyler, hiç dostum dediğiniz birine ihanet ettiniz mi? Ya da siz kızlar, abinizden gizli saklı işler çevirdiniz mi? Hatta şöyle söyleyeyim hiç abinizin en yakın arkadaşına aşık oldunuz mu? O...