BÖLÜM-4

21.3K 739 189
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR. SATIR ARASI YORUM YAPMADAN GEÇMEYİN LÜTFEN.

••

Okuldan abimle birlikte çıktık. Bera'yı görmemiştim. Biz arabaya binince abimi biri aradı ve abim kısa kesip arabayı kullanmaya başladı. Galiba arayan Bera'ydı. Abim arabayı bizim evin önünde durdurdu. Motoru kapatmamıştı sanırım bir yere gidecekti.

"Abi nereye gideceksin?"

"Ne yapacaksın abicim? Hadi eve geç sen." Aman sanki söylesen ölürsün. Gıcık! Arabadan inip eve doğru yürüdüm. Arka kapıdan girdim eve. Saat beşe geliyordu. Birkaç saate Çağdaş gelecekti ve bir şeyler yapacaktık. Nasıl olacaktı ne yapacaktık hiç bilmiyorum. Ama buluşacaktık işte. Gizemli bir çocuktu. Pek dikkatimi çekmemişti daha önce. Gerçi gözüm aptal gibi ondan başka birini görmüyor ki... artık gerçekten bu saplantıdan kurtulmam gerekiyordu ve bu benim için güzel bir fırsattı.

••

Yaklaşık kırk beş dakikaya hazırlanmıştım. Aşağı indiğimde annem şöyle bir bana baktı. Üzerimdeki siyah deri pantolona ve üstüme giydiğim omuzları açık siyah kazağa baktı.

"Sen gerçekten tarz düşmanısın," diye dalga geçti benimle. Elimde deri ceketi görünce daha da şok oldu.

"Kızım düzgün bir şeyler giysene. Çocuğun yanına böyle mi gideceksin?" Anneme Çağdaş'dan bahsetmiştim ve annem buna çok şaşırmıştı. Çünkü daha önce hiç bir erkek ile dışarı çıkmamıştım.

"Aman anne. Ne var sanki? Beni beğenen böyle beğensin."

"Çocuğu kaçıracaksın ona üzülüyorum," deyip güldü. Ona gözlerimi kısıp baktım.

"Aşk olsun anne."

Botlarımı giydiğimde
artık hazırdım.

"Botlar kurtarıyor gibi. Bilirsin erkekler çekici bulur," deyip göz kırptı annem. Bu dediğine gülüp evden çıktım. Saat tam yediydi. Bahçeye çıktığımda BMW model bir araba gördüm. Sanırım Çağdaş'dı. Arabanın camını indirip başı ile binmemi işaret etti. Kapıyı açıp arabaya bindim.

"Merhaba."

Gülümseyerek karşılık verdi.

"Merhaba. Çok hoş görünüyorsun," dediğinde tebessüm etmiştim. Annemin aksine o beni beğenmişti. Ve ya centilmen gözükmek için söylemişti.

"Teşekkür ederim," deyip gözlerimi kaçırdım. Kibar biriydi.

"Gitmek istediğin bir yer var mı?" diye sorması ile daha da gözüme girdi.

"Hayır sen takıl kafana göre."

Başını sallayıp arabayı çalıştırdı. Ehliyeti var mı diye merak ettim. Ben 17 yaşıma yazın girecektim. O kaç yaşındaydı ki?

"Ehliyetin var mı?" Dilimi tutamayıp sormuştum.

"Evet," deyip gülümsedi.

"N-nasıl?"

"18 yaşıma geçen ay girdim. Bazı özel sebeplerden bir yıl okula gitmedim," dediğinde mesele açıklığa kavuştu.

"Anladım." Bir an ehliyetinin olmadığı düşüncesi beni dehşete düşürdü. Hatta arabayı babasından kaçırmış olma düşüncesi falan...

İMKANSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin