KİTABIN TANINMASI İÇİN LÜTFEN VOTE VE YORUMLARINIZI ESİRGEMEYİN. KEYİFLİ OKUMALAR
••
Bu gün okulda resmen ruh gibiydim. Bera'nın, bir dün söylediklerini bir de bu gün söylediklerini düşünüyordum. Çağdaş'ın bana zarar vereceğini iddia ediyordu. Öyle birine benzemiyordu. Çok sessizdi ama zaten hep sessizler değil miydi en manyaklar. Bu akşam Çağdaş'ın sahnesini izlemeye gideceğim. Bera'nın söylediğini aklımdan attım. Kendince sallıyordu işte. Bilerek yapıyordu. Belki mutlu olmamı istemiyordu. Bu yüzden öyle söylemişti. Serkan ve Ayça akşamın nasıl geçtiğini soruyordu. Onlara kabaca anlattım. Bera'nın söyledikleri dışında... onun ne söylediği umurumda değildi. İstediğimi yapacaktım. Çağdaş'ı tanımak istiyor muydum bilmiyorum. Onunla sevgili olabilir miyim hiç mi hiç bilmiyorum. Yalnızca, anlamsız bir şekilde onun yanında iyi hissediyordum. Birine alışmam çok zordu. Yaşadıklarım beni buna itmişti. Kimseye güvenemiyordum. Daha çocukken saf ve masumluğumdan yararlanmışlardı. Kendimi toparlamam çok zor olmuştu. Lanet olası bir durumdu bu. O kadının bana yaptıkları... iğrençti! Aklıma geldikçe tüylerim ürperiyordu. Küçüktüm daha. Çok küçük... Nereden girmişti yine bunlar aklıma? Kendimi düşüncelere kaptırmayacaktım. Arkadaşlarıma odaklandım.
"Öyle işte. Bu akşam da onun sahnesi var. İzlemeye gideceğim."
İkisi de benim adıma mutluydu. Olmayacak, imkansız bir aşkın peşinden koşacağıma Çağdaş ile takılmamı doğru buluyorlardı. Ama ben kesinlikle ona bir şey hissetmiyordum. Tamam hissetmek bir süreçti ama ilk görüş de önemliydi. Hiç o anlamda bir şey hissetmemiştim. Onunla bunu paylaşmalıydım. İkimiz gerçekten iyi arkadaş olabilirdik.
"Aa biz de gelelim mi?" dedi Ayça hevesle. Harika olurdu. Ama Çağdaş rahatsız olur muydu bundan?
"Evet çok güzel olur. Gelin bence."
"Saat kaçta?" diye sordu Serkan kibirle. Ay! Haspam. Sanırsın ki iş adamı.
"Sekizde başlıyor sahne."
Düşünür gibi yaptı.
"Bir düşüneyim..." elini çenesinin altına koyup iki saniye gözlerini yukarı dikti. "tamam uygundur. Sizi ben alırım."
"Şey, beni Çağdaş alacak siz Ayça ile gelir misiniz?" dediğim imayla başını salladı.
"Adresi söyle o zaman."
Neydi mekanın adı? Çıkmazı... ne çıkmazı? Manolya Çıkmazı? Hayır hayır.
"Manifesto Çıkmazı," dediğimde Serkan şaşırmıştı.
"Vaov, orada mı sahne alıyor?" diye sordu hayretle.
"Evet neden o kadar şaşırdın ki?"
"Yeşim, sen ben gibiler oranın önünden geçemez bile."
Ne? Nasıl? Ben kolaylıkla girmiştim.
Yanında Çağdaş vardı çünkü.
"Neden böyle söyledin şimdi?" diye sordu Ayça merakla.
"Oraya sadece oraya ait olanlar girebilir."
"Saçmalıyorsun. Gayet normal bir yer."
Bu söylediğime kendim de inanamamıştım bir parça. Çünkü normal olmadığı barizdi.
"Pekala. Oraya gidip de içeri giremezsek şaşırma," diye uyarıda bulundu. Bunu Çağdaş'a söylemeliydim. Nasıl ki ben problemsiz içeri girecektim arkadaşlarım da aynı şekilde girmeliydi.
Onunla sınıfta konuşacaktım. Ya da hazır öğle arasındayken de konuşabilirdim. Ona bir mesaj çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ
Novela JuvenilHadi şimdi bir dürüstlük oyunu oynayalım. Doğru söyleyin beyler, hiç dostum dediğiniz birine ihanet ettiniz mi? Ya da siz kızlar, abinizden gizli saklı işler çevirdiniz mi? Hatta şöyle söyleyeyim hiç abinizin en yakın arkadaşına aşık oldunuz mu? O...