BÖLÜM-6

21.1K 757 85
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR. LÜTFEN YORUMLARINIZI YAZIN. FİKİRLERİNİZİ BENİMLE PAYLAŞIN.

••

Ertesi gün okula gidemedim. Kendimi yorgun hissediyordum. Öyle ki yataktan kalkıp tuvalete bile gidemiyordum. Uyandığımda yataktaydım. Kriz geçirdiğimi biliyordum. Hatırlamak istemiyordum. Bera bizde kalmadı dün gece. Bu sabah da yoktu. Bizimkilerin krizden haberi yoktu. Bilmelerini istemiyordum. Tekrar psikoloğa gitme niyetinde değildim. O günlere dönmek istemiyordum.

Akşama kadar bir güzel dinlendim. Yarın karnelerimizi alacaktık. Ve ertesi gün de Bursa'ya gidecektik. Buna hazır mıydım bilmiyorum. Gitmek istediğimden emin değildim. Abimleri ve Bera'yı istemiyordum. O gerizekalı kızları da. Çağdaş da gelebileceğini söylemişti. Serkan davet etmişti. Bera ve Çağdaş'ın aynı ortamda olmasını istemiyordum. İkisi de ayaklı bomba gibiydi.

  Bu tatile ihtiyacım vardı. Her manada. Olacakları düşünmek yerine olduğu gibi hareket edecektim. Kendime gelmem gerekiyordu. Bu da bu tatille mümkün olabilirdi. Yanlarında huzur bulduğum kişiler ile beraber olacaktım nasılsa. Diğerleri zaten umurumda değildi.

••

Ertesi gün gelip çattığında okula beni babamın bırakmasını istemiştim. Abime kızgındım. Ciddi ciddi hemde. Böyle pislik bir arkadaşa sahip olmasına değil, beni bu denli üzen arkadaşını görmemesine. Mümkün olduğunca o ikisini uzun bir süre görmek istemiyordum. Abimin de ondan bir farkı yoktu. Bunu bir kez daha kanıtlamıştı Ayça'nın üzerinde. Kızı mahvetmişti. Kendimi suçlu görmüştüm yine. Lanet olsun ki her şeyin sorumlusu benmişim gibime geliyordu. Ayça'yı herkesin önünde küçük düşürmüştü. Ayça'nın ona hissettiklerini nereden öğrenmişti anlamamıştım. Tek anladığım Ayça'nın çok üzgün olduğuydu. Bursa'ya bile gelmek istemiyordu. Oysa ne kadar hevesliydik hepimiz.

  Karneleri dördüncü ders alacaktık ve o zamana kadar kantinde oturmaya karar verdik. Çağdaş da bizimleydi. Arkadaşlarım onu kabullenmişti. Yanımızda olmasını onlar da istiyordu.

"Yeşim sen iyi misin?" deyip elini yanağıma koydu Çağdaş. Yüzüme çabucak yalandan bir gülümseme kondurdum.

"Evet, çok iyiyim baksana. Öyle değil miyim?" diye saçmaladım. Bana bakıp gülümsedi. Gözlerime dikkatle bakıyordu. İkimizin de gözleri yeşildi. Onunki daha tehlikeli bir yeşildi. İçinde bolca hare vardı. Kahverengi dallar budaklanıyordu gözlerinde. Benimki ise yemyeşildi. Sırf yeşil.  

  Gözlerini kaçıran taraf ben oldum. Hâlâ bana baktığını hissediyordum.

"Yarın gidiyor muyuz?" diye sordu Serkan sessizliği bozarak.

"Bilmiyorum," derken sesi çok kırgındı Ayça'nın. Abime hesabını soracaktım. Hem de çok ağır.

"Gidelim, hepimiz için iyi olur," dedim.

"Bence de," diye bana katıldı Serkan.

"Ne kadar kalmayı planlıyorsunuz?"

Çağdaş nihayet konuşmuştu.

"15 gün boyunca kalabiliriz bence," dedi Serkan ciddi ciddi. Olabilirdi. Neden olmasın ki?

"Sizinle bir hafta geçirebilirim. Daha sonra gruba dönmem gerek." Bunu söylerken hiç de istemiyor gibiydi. Yani gruba dönmeyi. Ama onun da işi buydu. Orada çalışıyordu anladığım kadarıyla. Keyfi sahne almıyordu.

"Tamam, harika."

Serkan hepimizden heyecanlı gözüküyordu.

"Öyleyse yarın yola çıkıyoruz. Öyle mi?" Ayça da yeni yeni canlanıyordu. Arkadaşımı böyle görmek beni mahvediyordu. Üstelik sorumlusu abimken daha da üzüyordum kendimi.

İMKANSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin