BÖLÜM-13

17.1K 603 31
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

••

Saat sabahın dokuzuydu ve telefonumun delirten sesi odada yankılanıyordu. Kim bu ahmak sabah sabah beni arayan? Telefonumu elime aldım ve sinirle cevapladım.

"Ne var?"

"Yeşim." Çağdaş! Sabahın köründe de beni uyuz etmeyi becerebiliyordu.

"Ah... pardon sadece uyuyordum. Bilirsin uykumdan uyandırılmaktan nefret ediyorum." Ona bağırdığım için bana trip atabilir hatta yine tehdit edebilirdi. Bunu göze alamazdım.

"Üzgünüm hayatım. Sadece hazırlanmanı söylemek için aramıştım."
Kahretsin! Gün boyu onunla olacaktım ve günün bu kadar erken başlamasını istemiyordum. Böylece daha uzun zaman geçirmiş olacaktık onunla. Ki bu en son istediğim şey bile değildi.

"Ah! Çok erken değil mi?" dedim şirin çıkarmaya çalıştığım sesimle.

"Tüm gün birlikte olmak istediğini sanıyordum," dedi hayal kırıklığını sesine yansıtarak.

"E...evet öyle tabii ki," diye geveledim.

"Öyleyse yarım saate hazır ol sevgilim," dedi ve daha cevap bile vermeden kapattı. Pekala. Bu son gündü. Ondan kurtulacaktım. Dolabımın karşısına geçtim ve ne giymem gerektiğini düşündüm. Şubat ayının ortalarındaydık. Ve hava beklemediğim kadar soğuktu. Siyah kot bir pantolon ve gri tüylü kazaktan yana kullandım tercihimi. Zımbalı siyah botlarımı ve ceketimi giydim. Hazırlanmam pek de uzun sürmemişti. Saçlarımı yukarıda topladım. Kahve saçlarım at kuyruğu olduğu halde yine sırtıma kadar iniyordu. Yine makyaj yapmamıştım. Sevmiyordum. Odadan çıktığımda aşağıdan gelen seslere kulak kesildim. Biri mi gelmişti? Merakla aşağı indim ve Şükran teyzenin abim ve Bera'yı azarladığını gördüm. Burada neler oluyor?

Hemen yanlarına gittim.

"Hey! Neler oluyor?"

Abim ve Bera bana tek kurtarıcıları benmişim gibi baktı.

"Bu... bu ikisi... mutfağı mahvetmiş. Şu etrafa bir bak Yeşim," deyip parmağı ile mutfağı işaret etti. Haklıydı.

"Ah! Gerçekten bu ikisi bir cezayı hakediyor," dedim istemsizce. Abim ve Bera bana öfkeyle baktı.

"Bana katılmana sevindim. Onlara ne ceza vermeliyim?" diye sordu ciddi bir şekilde düşünerek.

"Burayı toplamalarını söylemen yeterli bence."

"Pekala. Duydunuz," deyip mutfaktan ayrıldı Şükran teyze. İki arkadaş birbirine bakıp sırıttı.

"Ucuz yırttık."

Ve mutfaktan çıktılar. İkisi de manyaktı. Onlarla kalıp mutfağı temizlemeleri için baskı yapmak istiyordum ama Çağdaş çoktan gelmişti. Çıkmadan önce Bera ile gözgöze geldik. Bana güven verebilecek bir hareket yapmasını bekledim ama yalnızca boş boş baktı.

••

Araba Manifesto'nun önünde durunca gerildim. Burayı seviyordum ama insanların bakışlarından hoşnut değildim. Arabadan indikten sonra elimi tuttu ve kahvehaneye benzettiğim yeri hızla yürüttü. Asıl mekana giriş yaptığımızda yalnızca bir kaç kişinin etrafta dolandığını gördüm. Sahne temizleniyordu. Burada ne yapacağız ki şimdi diye düşünmeden edemiyordum. Hiç bilmediğim bir yere gitme fikrinden daha iyi gelmişti buraya gelmek. Ama şu an emin değildim.

İMKANSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin