3.BÖLÜM

6.2K 376 8
                                    

Sustum. Diyecek bir şey yoktu. Şuan tüm göt olmuş halimle olduğum yerde dikilirken o zafer kazanmış gibi gülümsüyordu.Sinir bozucuydu.Dayanamıyordum!Onun her zaman beni alt etmesine dayanamıyordum!

''Ne istiyorsun benden?!''dedim bana yaptığı bütün kötü şeyleri düşünerek tüm nefretimle. Gülümsedi.Tabi ki gülümsemesinden iğrendim. Bir adım attı bana.Bir adım daha.Ve bir daha. Karşımdaydı. Nefret dolu bakışlarıma alay dolu bakışlarıyla karşılık veriyordu.

''Seni''dedi çenesiyle beni işaret ederken.

Kahkaha attım.Gerçekten samimiydi bu kahkaham.Komik bir şey söylemişti sonuçta değil mi?Beni mi istiyordu?Kıçımla bile gülerim.Ama o zaman bile beni pür dikkat izleyeceğine emindim.Şimdi olduğu gibi.Ergen herif sanki kahkahamın yüzümde bıraktığı her izi aklına kazımak istercesine beni izliyordu.Onun ciddi bakışlarını gördüğümde gülümsememin hayalet görmüş gibi sönmesine engel olamamıştım.Gerçek olamazdı değil mi?Yani beni istediği saçmalıydı. Ama bir dakika.Aman Tanrım!Kesinlikle gerçekti.Kanımı donduran bakışlarından bunu rahatlıkla anlayabilmiştim.Ne yani gay miydi?Lanet ergen gay mi İnanmıyorum!

''Seni istiyorum''dedi tekrar aramızda ki mesafeyi kapatırken. Hiç bir şey diyemiyordum.Bu ergen aptal sapık gaye bir şey diyemiyordum.Şaşkınlıktan olsa gerek.Afallamıştım.Çünkü bu klasikleşen sahneler gibi değildi.İlkti.İlk defa bu kadar yakındı ve ben onun nefesini her yüzümde hissettiğimde daha da sakinleştiğimi hissediyordum.Bu doğru değildi.Bu kesinlikle doğru değildi.Biri görse yanlış anlayabilirdi.Lanet olasıca bana o kadar yakındı ki sağlıklı düşünemiyordum.İtmeliydim değil mi?O gücü kendimde bulabilmem için odaklanmam,sinirlenmem gerekiyordu.Sinirlen Luhan.Düşün.Düş ün! Evet sabah ki olay.Kolayı yere dökmesi herkesin içinde beni rezil etmesi...Tanrım! Onu öyle bir ittim ki az daha yere düşmek üzereydi.Ve iyi ki itmiştim.Benim onu itmemle kapı tüm gürültüsüyle açılmış Baekhyun balıklama atlar gibi içeri girmişti.Ve şükürler olsun ki bizi görmedi eğer görseydi eminim ki gelecek 100 yıl içinde benimle dalga geçerdi. Ah düşünemiyorum bile.Tekrar şükürler olsun. Sehun Baekhyun'un odaya girmesiyle ve onu itmemle sinir küpüne dönmüş,yanar dağını kıskandıracak şekilde alevlerini püskürtüyordu.S inirli bakışları Baekhyun'dayken bana döndü.

''Tekrar görüşeceğiz temizlikçi!Bunun hesabını ödeyeceksin''dedi kapıyı kapatıp çıkmadan önce.

Korkmuştum.Sinirlenmiştim de.O kim oluyor da beni tehdit ediyordu? Pis zengin ergen aptal sapık gay Sehun! Şuan çok sinirliyim.Aaaah! Ben tüm sinirimi belli edercesine arkasından küfür ederken Baekhyun ise alışmış olduğu bu manzaradan dolayı hiç yabancılık çekmemişti.Bunu her zaman yapardım.Sinirlenirdim ve bu odaya gelir küfürler eder ve bir şeyleri kırardım.Şimdi olduğu gibi.Sıktığım yumruğumu aynaya geçirdiğimde çıkardığı ses yüzünden Baekhyun serildiği koltuktan fırlayarak yanıma gelmişti.

''Delirdin mi Luhan.Ne yapıyorsun sen?!''dedi elimi benden uzaklaştırırken.

Dizlerimin üzerine çökmüştüm.Kanıyordu.Ve ben kandan nefret ediyorum.Gördüğüm an da bayılacak gibi oluyorum.Bu iğrenç bir şey.Kan.Ondan gerçekten nefret ediyorum.Ve kanın iğrenç kokusu ciğerlerimi doldururken Baekhyun beni sarsıyordu.

''Luhan kendine gel!''

Beni dirseğimden çekerek cama götürdüğünde tüm temiz havayı içime çekmiştim.Nefes alabiliyordum.Sonunda nefes alabiliyordum.Elim mi? Baekhyun söylenerek onu halletmeye çalışıyordu.Ve bense yine küfür ediyordum.Beni bu kadar sinirlendirdiği ve böyle bir şey yapmama neden olduğu için. Hesabını soracak mış mış mış.Peh! Onu öldüreceğim!

****

Yorucu ve fazladan bir saat çalıştığım günü arkamda bırakarak eve geldiğimde kapıyı çaldım.Açılmamıştı.Uyuyor olamazlardı dimi? Kesinlikle uyuyor olamazlardı.Annem ben gelmeden asla uyumazdı.Tekrar zile bastım ve bu sefer yumruklarım da eşlik etmişti.Deli gibi kapıyı yumruklamıştım.Ve vazgeçmek üzereyken nihayet kapı açılmıştı.

''Anneee!Neden açmıyorsun şu lanet kapıyı?Korkudan geberiyordum''

Bir şey dememiş ve yüzüme bakmadan içeri girmişti.Bu iyi bir şey değildi yani susması.Normal de olsa nefes almadan konuşur günümün nasıl geçtiğini sorar benimle ilgilenirdi.Ama şimdi...kesinlikle ters giden bir şey vardı.Üzerimde ki ceketten hızla kurtulup onun olduğu salona yöneldim.Burnunu çekmişti.Ağlıyor muydu?Görmek için yüzüne eğildiğim de kafasını çevirmişti benden.Bu da iyi bir şey değildi.Elimle çenesini kavrayıp kendime çevirdim.Evet ağlıyordu.Ve şu an ölecek gibi hissediyordum.Kalbim eziliyordu.Annemin ağlaması demek benim ölmem demekti.Şuan ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.Her ne kadar sinirli bir tip olsam da oldukça duygusal biriyim.Hele söz konusu annem olunca.

''Neden ağlıyorsun anne?''dedim içimden bir şeyler kopup ona sarılırken.

''Luhan...Bankadan yine geldiler''dedi.Ağzında bir hıçkırık kaçarken.

''Ağlama''dedim parmaklarımla göz yaşlarını silerken.''Halledeceğim'

''Eline ne noldu?''Söylediğimi duymamış ve sargılı elimi çekiştirmişti.

''Önemsiz bir şey endişelenmene gerek yok.Uyumalısın anne.Hadi''

Kolundan tutup kaldırdığımda itiraz etmemişti.Annemi odasına götürüyordum.Her adım attığım da kalbimi ayaklar altına alıyordum sanki.Eziliyordum.Bu yük altında eziliyordum.Babamın bankadan çektiği 40 milyarı ödüyorduk.Benim standart maaşımla.Ev geçimi de var tabi.Küçük kız kardeşim KyungMi'nin okul ihtiyaçlarını saymıyorum bile.Oof! Annemi odasına götürdüğümde yatağına yatırıp üzerini örtmüştüm.Sıra küçük kız kardeşimdeydi.Sanki anne olan bendim.Onun odasına doğru ilerlediğim de telefonumun mesaj sesiyle irkilmiştim.

Kimden:ChenChenChen Lulu yarın Tao'nun çalıştığı kafede buluşalım.Seninle önemli bir şey konuşmam gerek.

Önemli olan ne olabilirdi ki benim sıkıştığım bu durumdan başka? Geber Chen! KyungMi'nin odasının kapısını açtığımda uyuyan küçük bedeni karşılaşmıştı beni.Çocuk olmak ne güzel değil mi?Her şeyden habersiz ve rahat bir şekilde uyuyabiliyorsun.Çocuk olmak isterdim. Babası olan bir çocuk... Yanağına hafif bir öpücük kondurduktan sonra onu rahatsız etmeden yanına uzandım.Onunla uyumayı seviyorum.Tabi ki oda seviyordu.

''Abii''dedi minik kollarını boynuma dolamaya çalışırken.O kadar alışkındı ki benimle uyumaya yanına uzandığım anda hemen kucağımda yerini alırdı.Kollarımı beline dolayıp onu iyice kendime çektiğimde tatlı homurtusunu duymak çok hoştu.Sarı ve yumuşak saçlarının arasına dudaklarımı bastırdığım da tekrar uykuya dalmıştı. Ama ben uyuyamıyordum.Sehun piçini ve bu lanet borcu nasıl ödeyeceğimi düşünmekten. Lanet olsun! Bana bu gece de uyku yok.

- Just One Night -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin