14.BÖLÜM

4.8K 290 12
                                    

BAEKHYUN

Yorucu ve bir o kadar da zevk dolu 2.raunddan sonra gözlerimi uykuya yenik düşürerek kendimi Chanyeol'ün güçlü kollarına bırakmıştım.Bu kadar iyi uyuduğumu ve bu kadar uykumu aldığım bir gün var mı bilmiyorum.Eğer varsa kesinlikle bunun kadar iyi olamazdı.Chanyeol'ün kolları o kadar huzur vericiydi ki kesinlikle onlardan ayrılmak istemiyordum.Bir öpücük tüm ruh halimi değiştirecek kadar büyük bir etkene sahipti.Bekliyordum.Chanyeol'ün şu an uyanık olup beni izlediğine adım gibi emindim.Ve böyle bir öpücük beklemem de kaçınılmaz oluyordu bu yüzden.İhtiyacım olan tek şey onun dudaklarıydı.Ömrümün sonuna kadar benim olsun istiyordum.Ama her zaman istediğimiz olmaz değil mi? 

Chanyeol'ün o arzuyla beklediğim dudakları yerine tüm evi yıkacak kadar darbelerle çalan kapı karşılamıştı beni.Bu saatte?Gecenin bu saatinde?Saat tahminen 12 ve ya 1'dir.Kim olabilirdi ki?Kapıya vurulan bir tekmeyle gözlerimi açtığım da Chanyeol'ün üzerine bir şeyler geçirdiğini görmüştüm.Aynı işlem için yataktan kalktığımda hızla giyinerek beni beklemeyip giden Chanyeol'e yetişmeye çalıştım.Kapı öyle şiddetle vuruluyordu ki korkmamak elde değildi.Biraz yaklaştığımız da bu sağır yapan sese ağlama sesleri de eşlik etmişti.Biri ağlıyor ve avazı çıktığı kadar adımı haykıyordu.Tek kelimeyle dondum diyebilirim.Korkunun vücudumu ele geçirmesine izin vermiştim.Çünkü korkuyordum.Sebebi ise kapımın deli gibi vurulması değil vuranı adım gibi bilmemdi.Yere çivilenen bacaklarımı yerinden oynatıp kapının koluna uzanmışken Chanyeol elindeki tavalarla öne atışmıştı.Korumacı tavrı hoşuma gitse de şu an önemli olan arkadaşımdı.Chanyeol kapıyı yavaş ve dikkatli şekilde açarken tanıdığım beden yavaş yavaş görüş alanıma girmişti.Ağlamaktan şişmiş gözleri benimkilerle buluştuğun da o an anladım ki problem ne ise gerçekten çok önemli olmalıydı.Çünkü Luhan ağlamazdı.Onu ağlatan şey her ne ise duymadan bile canımı yakmaya yetmişti.Korku ayaklarımı birbirine dolarken düzensiz adımlarla Luhan'ın yanında belirmiştim.O ise yorgunluktan kendini olduğu yere bırakıp kafasını duvara yaslamıştı.

Acının her zerresini gördüğüm yüzüne eğilip göz yaşlarını kalbimi ezerek silmiştim.Şu an o kadar çok canım yanıyordu ki bunu asla tarif edemem.
Luhan ne sıkıntım olursa olsun hep yanımda olmuştu.Kai'nin beni kaçırdığında, psikolojik çöküş yaşadığım zamanlar da en önemlisi de o boktan yer olan yetimhaneden kurulduğumda her zaman yanımda olmuştu.Biz hep birlikteydik.Acılarımızda da sevinçlerimiz de de.Onunla hayatımın bu zamana kadar çoğunu paylaşmıştım. Ama inanın onu daha önce asla böyle görmemiştim.O kadar kötüydü ki babasını kaybettiğinde bile böyle görmemiştim.Dağılan saçları ve kızarık gözleriyle tam bir ayyaşı anımsatıyordu.Bitikti.Sanki bu dünya dan değildi.Ve bu canımı daha çok yakıyordu.

''Luhan''dedim sessizce.Cevap vermeyeceğini biliyordum.Ağlamasını şiddetlendirirken hiç bir şey umrunda değildi. Buna Chanyeol de dahil.Çünkü biliyordum ki Luhan benim yanımda ağlamadığı gibi kimsenin yanında da ağlamazdı.Bu bir ilkti.Bugün hayatım da ki bir çok ilki yaşamakta keyif alsam da bu kesinlikle acı verici bir şeydi. Bunun en önemli kanıtı ise dolan gözlerimdi. 

''Neyin var? Ne oldu Luhan?''diye sordum korkakca.Ögrenmek istiyordum ama dayanabilirmiydim bilmiyordum.

''Kyung Mi..''dedi ve tekrar yarım kestiği ağlamasına geri döndü. Ne olmuştu ki KyungMi'ye?İşte şimdi gerçekten çok korkuyorum.Luhan'ın KyungMi'ye ne kadar değer verdiğini bilen ve şahit olan bir numaralı kişi benim. Ayrıca benimde KyungMi ' ye verdiğim değeri es geçmemek gerek.KyungMi benimde kardeşimdi.Eğer ona bir şey olduysa Luhan kadar olmasa da bende acı çekerdim.Bunu düşünmek bile istemiyordum aslında. 

''Baekhyun...KyungMi yok.H-hiç bir yerde yok.''

Duyduğum bu cümle ilkelerime kadar donmamı sağlamıştı.Titrediğimin bile farkında değildim.KyungMi yok muydu? Kafamın içinde Luhan'ın sesi yankılanırken ellerimle yüzümü kapattım.Bu gerçekten utanç vericiydi.Bahsettigim Luhan'ın benim yüzümden acı çekmesi.Her şey benim suçumdu.Lanet olsun.KyungMi gece yarısı evden çıkmayacak kadar akıllı bir çocuktu.Kaçırıldığına bahse girerim.Ve kimin kaçırdığına da.Bin kere lanet olsun.Her şey böyle olmak zorunda mı?

KYUNGSOO

Yaklaşık on dakikadır karşımda daha adını bile bilmediğim birini yemek yerken izliyordum.Her şey bu kadar zor mu olmalıydı?Kai'yle yaşadıklarım dan sonra tanımadığım bu insanla aynı ortam da olmak beni geriyordu.Tanri aşkına neden buradayım ki?Şu an özgür bir insan olarak çok rahat bir şekilde burayı terk edebilirdim ama bazen kendime bile anlam veremiyorum.Ayaklarım beynimin komutunu cevap vermeden ne yapacağım konusunda düşünüyordum ta ki düşüncelerim onun sesiyle bozulan kadar.

''Ben Suho''dedi masaya dirsekleri sabitleyerek ellerini çenesinin altına koyduğun da.''Dün gece dükkanı mı kapatmak üzereyken seni görmüştüm. O kadar bitkin görünüyordun ki sana yardım etmek istedim.Daha bir adım atmadan sen yere yığıldın Soo.O kadar korktum ki hemen koşup yanına geldim.Sonrasın da seni eve getirdim işte.Tüm gece boyunca terler içinde yattın Soo çok ateşin vardı.Düşürmek için duş bile aldırmam gerekti sana.Sonuç olarak Tanrıya şükürler olsun ki iyisin''

Ağzım beş metre açık bir şekilde onu dinlerken bu halime gülmeden edemem işti.Tamam çok tatlı bir gülüşe sahipti ama bana duş aldırdığı gerçeği şu an düşünmem gereken tek şeydi.O beni görmüştü.Çıplak! Tanrım lanet olsun!

''Bana öyle bakma Soo gerçekten çok tatlı oluyorsun.Önumde ki kahvaltı yerine seni yiyebilirim.Haam''elini pençe gibi bana uzattığı da korkudan gerilemiştim.Düşmediğime şükür ediyordum.Ve birde ne tür bir sapıklık beraberim acaba? Ah cidden delireceğim!
Korkumu görmüş olmalı ki çocuksu ruhundan kurtulup ciddi bir havaya bürünmüştü.Bu kollarını göğsünde dolamasıyla açıkça belliydi.Gözlerimin içine derin derin bakıyordu.Bir şeyler söylemek istediği her halinden belliydi.Ama kararsız olduğu da bir o kadar belliydi.

''Kai''dedi ve bu ismi duymamla zaten büyük olan gözlerim daha çok büyümüştü.Onu nereden tanıyordu ki?Adını nereden biliyordu? Dahası benim adımı da Nereden biliyordu?

''Kai''dedi tekrar tepkimi ölçmek ister gibi''Kai dün gece buradaydı Soo!''

Kai-dün-gece-buradaydı?

''Nee!''

Bağırdığıma yemin edebilirim.Şoktaydım.Bunu gerçekten beklemiyordum. Beklemediğim diğer bir şey ise Suho ' nun sinirli bakışlarıydı. Tanrı aşkına ona ne oluyordu ki? Gerçekten herkes bir tuhaf. Yedikleri şeyler dokunuyor olmalı.Başka bir açıklama bulamıyorum ben çünkü. Aaah ah!

- Just One Night -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin