beş

711 89 213
                                    

Juvia Lockser

Hastaneden çıkmış, araba ile eve dönüyorduk. Ortamda büyük bir sessizlik vardı ve ben bundan rahatsız olmuştum. Sessiz ortamları pek sevmezdim. O yüzden sessizliği bozmak için bir şeyler düşünmeye başladım. Söyleyecek bir şey ararken Gray benden önce davranıp konuşmaya başladı.

"Babam seni sevdi."

"Ben de onu sevdim. Gerçekten çok iyi biri."

"Öyledir." Yeniden susmuştuk. Fakat bu sefer kısa sürdü bu sessizlik. Konuşmayı ben başlattım.

"Bu arada, babanın neyi var?"

"Kanser. Birkaç aydır hastanede kalıyor."

"Ovv.. Geçmiş olsun."

"Sağ ol." Yine mi sessizlik?!

Neyse ki eve varmıştık. Arabadan indim ve hâlâ sürücü koltuğunda oturan Gray'e baktım.

"Sen gelmiyor musun?"

"Hayır."

"Natsu ve Lucy'nin ceza işi vardı ama? Gerçi bu sefer başka biri halledecek işi."

Biraz düşündü Gray. Sonra arabayı kenara park edip indi.
"Sırf şu domuzun acı çektiğini görmek için geliyorum."

Gülerek elime telefonu aldım ve rehberden cezayı verecek kişinin numarasını aramaya başladım. Bulunca üzerine tıkladım ve açmasını bekledim. O sırada eve girmiştik.

Telefon üçüncü çalışta açıldı.

"Juvia?"

Yalandan öksürüp boğazımı temizledim ve güzel, onu sinirlendirebilecek bir yalan uydurdum.

"Yola çıktım, geliyorum..."

Kötü kadın kahkahamı atıp telefonu kapattım ve salonda yiyişen Natsu ve Lucy'e baktım.

"Siz fingirdeşin daha. Cezanız geliyor." 'Ceza' lafını duyunca koltukta çiçek olup oturdular.

"J-Juvia, geliyor derken?" diyen Lucy'e dönüp gülümsedim.

"Bu sefer cezayı ben vermeyeceğim." Lafımı bitirir bitirmez kapı hayvan gibi yumruklanmaya başladı. Çok dayanmayabilirdi, o yüzden koşarak kapıyı açtım ve kapıdakinin içeri girmesini bekledim.

Salona geçtiğimde Natsu ve Lucy'nin saklanmaya çalıştıklarını gördüm. Ve bir yalan için de olsa cezayı verecek koca yürekli arladaşımın korkutucu sesiyle daha da tutuştular.

"Natsu... Lucy... Çilekli kekimi siz mi yediniz?"

"İşte şimdi sıçtınız." diye fısıldadım. Gray'e döndüm, koltuğun arkasına saklanmış korku ile onları izliyordu.

------

"Yenge sen de ne vicdansız çıktın ya!" dedi Natsu şişmiş kafasına buz koyarken.

"Juvia, önümüzdeki bir hafta bulaşıkları sen yıkarsın artık. Ben ayağa kalkamıyorum." Lucy morarmış bacağına baktı.

Onların bu hâline güldüm.
"Hak ettiniz."

"O kimdi öyle lan?" Gray koltuğun arkasından çıkmıştı. Bakışlarımı uzaklara sabitledim ve sesimi hafif değiştirip anlatmaya başladım. Arada bir ellerimi de hareket ettiriyordum.

"O.. Erza Scarlet! O okul başkanı! O çilekli kek aşığı! O son adam dövücü! O--"

"Doğru düzgün anlat lan." diye lafımı kesti Gray.

Çakma Sevgili | gruvia ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin