Çakma Sevgili | gruvia ✓

on yedi

Juvia Lockser~

Gray'in kolundan tutup destek alarak ayağa kalktım ve ondan ayrıldım.

"T-teşekkürler." Gülümsedi. Nedense gülümsemesi hoşuma gitmişti. O an, öyle kalıp, sadece ona ve gülümsemesine bakmak istemiştim.

Ama oldu mu? Hayır.

Gray beni bırakıp yine Eve'ye doğru yürümeye başladı. Bıkkınlıkla nefesimi dışarı verdim.

"Sizinle mi uğraşacağım be."

Vileda sopasını elime aldım ve ayak izi olmuş yerlerin üstünden geçmeye başladım.

ー

"Sonunda!" Diyerek yanımdaki duvara yaslandım. Bir buçuk saatin sonunda yerleri silmeyi bitirebilmiştim.

Aslında Gray de yardım etse yarım saatte biterdi bu iş. Ama canım sevgilim(!) birilerini dövmekle meşgul olduğu için, tek başıma yapmak zorunda kalmıştım.

Hâlâ kavga eden salaklara döndüm. Gray, Ren'i camdan sarkıtıyordu. Olaya ne zaman dahil olduğunu bilmediğim Natsu, elindeki demirle Hibiki'ye anlatamayacağım şeyler yapmaya çalışıyordu. Muhtemelen Laxus İşkencesinin Demir Versiyonu'yu bu. Ve yine olaya ne zaman dahil olduğunu bilmediğim Lucy, yanlışlıkla(!) eteğinin altına bakan Eve'ye tekme atıyordu.

Benim çevremdekiler neden böyle maldı lan? Hepsi de birbirinden mal.

Gözlerimi devirip malzemeleri toplamaya başladım. Yerler hâlâ biraz ıslak olduğu için kaymamaya özen göstererek, bu malzemeler için ayrılmış odaya koydum hepsini.

Geri döndüğümde, yine az öncek manzarayla karşılaşmıştım.

"Pişt! İşimiz bitti, hadi!" Diye seslendim. Ama hiç biri beni bi taraflarına takmadı.

"Lan duyun beni! Hadi gidiyoruz!!" Sonuç yine değişmemişti. En sonunda sırıtarak bağırdım.

"Aa~ Abim gelmiş!!"

Anında Gray Ren'i bırakıp ilkokul çocukları gibi çiçek olmuş, Natsu elindeki demiri arkasına saklamış, Lucy de ayağı tekme atmak için hazır haldeyken, etrafa bakınmaya başlamıştı.

"Hani, nerde lan Laxus abi?" İlk soran Lucy olmuştu.

"Ben yanlış görmüşüm herhalde." Diye geçiştirdim.
"Hadi işlerimiz bitti, gidiyoruz!"

Natsu, Gray ve Lucy'nin arkasına geçtim. Onları arkalarından iterek okuldan çıkardım. Tabi bu sadece Lucy'de işe yarıyordu. Gray ve Natsu'yu itemiyordum.

En sonunda dışarı çıktık. Okul çoktan boşalmıştı. Minibüs durağına doğru yürüyorduk.

"Zaten yeterince geç kaldık, hadi şuradan gidelim." Diyerek bi sokağı gösterdi Natsu. Sanırım o yol daha kısaydı.

Gray ve Lucy de onaylayınca, ben de onlara ayak uydurdum. O sokağa girdik. Biraz yürüdükten sonra karşıdan, bize doğru koşan bi adam göründü. Beyaz, önlük tarzı bişey giyiyordu ve arada bir arkasına dönerek kontrol ediyordu.

Çok geçmeden, arkasında birkaç polis ve doktor olduğunu düşündüğüm, beyaz giyinimli bi adam belirdi. En öndeki adam onlardan kaçıyor olmalıydı. Suçlu falan mıydı acaba?

Adam bizi fark edince, önce hızlıca hepimizi süzdü. Sonra bana doğru koşmaya başladı. Ben ise yürümeyi kesmiş, öylece yolun ortasında duruyordum. Adam kaçmama fırsat vermeden, arkama geçti ve bir eliyle beni tuttu. Diğer elini de cebine attı. Cebinden çıkardığı bıçakla, gözlerim korkuyla büyüdü.