"Aahhhhhh!" Jack' in elini sırtımda hissedince sarı ile kırmızı arasında kalan gözlerimi ona çevirdim.
"Git buradan!" Kafasını sağa sola salladı.
"Hayır. Seni yalnız bırakmıyorum! Ne olduğunu anlamak istiyorsan bırak yardım edeyim!" Ona zarar vermek istemiyordum. Ama haklıydı, ben de ne yapacağımı bilmiyordum ve yanımda olması iyi geliyordu.
"Tamam ama uzak dur. Sana zarar verirsem kendimi affedemem." Söylediğimi dinlemek yerine daha da yakınlaştı ve sarıldı. Hem seviniyor hem kızıyordum. Seviniyordum çünkü sırtımdan çıkmayı bekleyen kemikler rahatladı. Kızıyordum, çünkü yine beni dinlemedi! Bende sarılmasına karşılık verdim. Tırnaklarım ve dişlerim içeri girmeye başladı. Hala hızlı nefes alıp veriyordum. Jack elini sırtımda gezdirip beni rahatlatıyordu. Bense gözlerimden akan yaşları durdurmaya çalışıyordum.
"J...jack. Ne oluyor? Anlayamıyorum ve korkuyorum. Birden dişlerimle beraber tırnaklarım çıkmaya başladı. Tamam 2 yıldır hiçbir şey yolunda gitmiyor. Kan içiyorum evet ama şu sıralar olanlar... Çok garip. Korkuyorum."
"Hey, Shadow. Bana bak. Şu ana kadar vampir olduğunu sanıyorduk. Tuhaf özelliklerin de olsa kan içiyordun. Ama şimdi tırnakların da çıkmaya başladı ve tuhaf dönüşümler geçiriyorsun. Korkutmak istemiyorum ama ne olduğunu bilmeden insanların arasına giremezsin. Bir sürü avcı var ve sen bu kadar savunmasızken seni bulabilirler." Biliyorum. Hem de çok iyi biliyorum. O kadar iyi saklanıyorlar ki, nasıl öldüğünüzü bile anlamıyorsunuz. Zaten ailem de böyle ölmedi mi? Ama insanları seviyorum. O kadar saçma hayatları var ki, hata yapmalarını keyifle izliyorum. Uzak duramam, durmak istemiyorum. Keşke olanları kontrol edebilsem.
~Dave~
Alfanın çağırısıyla odasına gittim. Yine o filmlerdeki mafya özentileri gibi sandalyesi arkaya dönük oturuyordu. Anlamıyorum koskoca adamsın, milleti öldürüyorsun da niye saçma bir mafya filmi çekiyormuş gibi tiplere giriyorsun?
"Beni çağırmışsınız." Şimdi elinde oyuncak kediyle dönüp saçma bir şey söyleyecek.
"Nevet evlad. Seni çağırdım. Narın nir göreve nideceksin." Şimdi kimdi bu?
"Efendim bu sefer kimin taklidini yaptınız?"
"Türk filminde bir adam böyle konuşuyordu. Bende o kadar iyi durmadı değil mi?" Söylebileceğim çok şey var ama adam patron olunca...
"Pek sayılmaz efendim. Beni ne için çağırmıştınız?" Masadaki çekmecelerden birinden bir dosya çıkardı.
"Bir görevin var. Buradaki kızı izlemeni istiyorum. Vampir olduğundan eminiz ama son zamanlarda anlam veremediğimiz şeyler oluyor. Kızı takip et hatta onunla yakınlaş. Fırsatını bulunca öldür ama önce neler olduğunu öğren." Kafamı sallayarak selam verdim ve odadan çıktım. Yine küçük bir bebekle uğraşacağıma eminim. Odama gidip çantamı hazırlamaya başladım. Nasıl olsa çok sürmeyecek bir av.
~Shadow~
2 gündür evden çıkmıyorum. Dönüşümler durulmaya başladı. Jack sabahları bir profesörün yanına giderek neler olduğunu bulmaya çalışıyor. Ama artık sıkılmaya başladım. Okula da gidemiyorum zaten. Hazır Jack yokken okula gitmeye karar verdim. Hemen dolabımdan birkaç parça kıyafet ve spor ayakkabılarımı çıkardım. Normalde giyimime önem veririm ama o her okulda mutlaka bulunan pek bilmiş kızlara benzemem. Popüler falan da değilim. Zaten dişlerim aniden çıkarken popüler olmak istemem. Okula girince bahçede bir kargaşa olduğunu gördüm. Saçma tiplerle dolu olmasına rağmen okulumuz pek huzursuz bir yer değil. 2 günde ne olmuş olabilir ki? Alt sınıflardan birine ne olduğunu sorunca yeni gelen çocukla Hudson'ın kavga ettiğini söyledi. Yeni gelen çocuk mu? Kim acaba? Kavganın olduğu yere gidince Hudson'ın ,okulun en popüler ve en güçlü çocuğu, üstüne çıkmış dizini boynuna bastıran bir çocuk gördüm. Herhangi bir pozisyon olsa bu çocuk kavgada iyi derdim. Ama çocuğun Hudson'ı tutuş şeklinden bile iyi bir eğitim almış olduğu belliydi. Yanlarına gidip çocuğu arkadan çektim. Yeni gelen birinin okulumuzda böyle davranmasına izin vermem! Ben çocuğu çekince refleks olarak bana döndü.
"Sen kimsin?!" Aaa atarlıya bak!
"Asıl sen kimsin? Ayağının tozuyla kavga çıkarmaya mı geldin? İn Hudson'ın üstünden." Benim sert çıkışıma karşılık şaşırmış görünüyordu. Kolunu elimden kurtardı ve ayağa kalkıp önümde dikildi.
"Güzelim, ne aramaya geldiğim pek seni ilgilendirmiyor sanki. Belanı arama." Güzelim? Kim senin güzelin?
"Güzel senin BABANDIR! Asıl sen belanı aradın, buldun da!" Yüzüne çok sert olmayan bir yumruk geçirdikten sonra sağ kolunu arkaya kıvırdım ve dizinin arkasından ittirerek yere çökmesini sağladım.
"Bir anlaşma yapalım. Bu okuldaki kurallara uyman gerekli. Yeniysen yeniliğini bil ve kıdemliyle oyun oynama. Kim olduğun önemli değil, ben varken her şeye sıfırdan başlarsın. Benimle oynama, zararlı sen olursun." Dedikten sonra kolunu bıraktım ve göz kırpıp okula girdim. Herkesin arkamdan baktığına emindim. Normalde bunu yapmazdım ama bu çocukta bir şeyler vardı. Yakışıklı yüzünü dağıtmak istememe sebep olan bir şey. Vampir iç güdüleri yine devrede ama sanırım ilk defa yönünü sapmak üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ
VampireGenç bir kız için hayat yeterince zordur. Sevgili olayları, okul, dersler, sınavlar... Bunlar bazılarına zor gelebilir. Ama melez bir kız için hayat çok daha zor ve tehlikelidir. Hem de peşinde avcılar varsa ve bir tedavi bulmaya çalışıyorsa.