"Yıldızlı bir geceydi." demek o geceye hakaret olurdu.Lekeleri silmek için yemek tuzunu bulüzlerinin üzerine döküyorduk,değil mi?Lacivert bir bulüz ve fosfor damıtılmış tuz kristallerinden oluşan bir manzara düşünün.Arabaya yaslanmaktan tutulmuş boynum,acısına rağmen bu güzelliği unutturmuyordu.
Ağır ağır hapseden su sesine bakılırsa sahildeydik.Kumların arasından gelen rüzgar,milyonerlerin aldığı nefesleri imgeliyordu.
Biraz gerindiğim sırada gözlerim onu yakaladı.Arabadan çıkmış,elleri cebinde aynı rotaya bakıyordu.Yüzünü göremiyordum.Görmem gerekiyor muydu?İçimde oluşan bu ufak ve yeni,merak ve takdir melezi duyguyu birden iki kökünden de kazıma riskini neden alayım ki?
Omuzlarının iniş ve kalkışından iç çektiğini fark ettim.Derdini,gökyüzündeki hangi yıldıza nefesiyle uçuruyordu kim bilir...
Bana döndü."Gelmiyor musun?"
"Sana başka bir gökyüzü dedim,sen beni sahile mi getirdin?"
"Başka gökyüzü başka toprak gerektirir."
Başımı geriye yaslayıp kahkaha attım. "Seni tezcanlı pi-"
"Küfretmek için harcadığın nefesi sonraya saklasaydın şimdiye buraya yürüyerek gelebilirdik."
Durdum.Bütün zihnim,vücudum,tam anlamıyla her şey tamamen durdu.Bunu hiç fark etmemiştim.Ağzımın ucundan bal damlarcasına konuşmadığımı biliyordum,ancak daha önce küfrettiğim için kimse beni uyarmamıştı.Ve sonra birden,tüm evren,tam bu noktada bana dilimin ne kadar sivri olduğunu hatırlatacak birini vermişti.
Ağzına bir tane vurabilirdim.Eğer daha genç ve eleştiriye açık olmasaydım.Ama o an,gözlerini kırptığı o ufacık milisaniyede bana doğrulttuğu bu alaysal cümlenin bir önemi kalmamıştı.Veya o kadar önemliydi ki,ilerleyen dönemlerde buna dikkat ederken içimden bambaşka bir Ander çıkacaktı.
Ona bunun için teşekkür etmedim.O da rica etmedi.Ya da bunu yakın dostlar gibi ifadelerimizle dile getirmiştik.Bilmiyordum.Kimse bilmiyordu.Yarasaların şahitlik yapamayacağı bir karanlıktaydık.
Ayaklarının arasından süzülen kum taneleri karanlıkta,biraz sonra kavrulacağı sıcaktan habersizce dolanıyordu.Kapıyı açtığını duydum.Yanımdaki koltuğa oturdu.
''Sadece bakacak mısın yani?''
''Uzaya uçmamı mı bekliyorsun?''
''Başka bir gök isteyen sendin,değil mi?''
Sessizlik.Hayır,aslında başka sesler de vardı.Dünya bizim için dalgaların notalarından bir opera hazırlamıştı.
''Çok tuhaf...''
''Ne tuhaf?''
''Aradan seneler geçmesine rağmen seni sadece iki saatliğine tanımam...''
Bana döndü. ''Üç saat,on iki dakika.''
''Uyuduğum saatleri sayma...''
''Peki peki...'' İç çekti. ''Benim hakkımda başka ne öğrenmek isterdin ki?''
''Bilmem...Bir yabancının sana ne öğretmesini isterdin?''
Alt dudağını çıkarttı. ''Sanırım bunu kendisi gösterebilir,değil mi?''
''...Bana düello falan mı teklif ediyorsun sen?''
''Bu bir düello değil,sen sarhoşsun ve nedeni belirsiz,ilmi bir sohbetin ortasındayız.''
''İşşşte bunu demeni beklemiyordum.''
''Bekliyordun.Kafandan geçen cümle tam olarak buydu.Sadece reaksiyonunu düşünemedin.''
''Düşünememişsem ne olmuş?Hayat bir oyunsa,bunun başka perdeleri de var,değil mi?''
''Umarım sonraki perdede daha ayık olursun...''
***
Bitirilmemiştim.Yarım kalmış bir bütündüm.Et ve kemiğin kalıplaştırdığı bir ruhtan ibarettim.Ve bir yandan da o kadar hafif bir uykudaydım ki sahili romantik betimlemelerle değil,şimdi dışarıya vuramadığım küfürlerle anıyordum.Başım ağrıyordu.Çatlıyordu.Büfelerin tüm malzemelerini marketten alsan harcayacağının iki katına hazırlanan kahvaltı menülerindeki bozuk yumurtalar gibi hissediyordum.Kürek kemiklerimde şeytanlar geziniyordu.Kırık,buruk,neyse...Ve küfrediyordum.İçimden,dışarıya sözel eserlerimi sunmadan.
Dışarıya sunmamın bir önemi yoktu.Çünkü uyandığımda,sürücüsü olmadığım bir arabanın arka koltuğunda kimsesiz yatıyordum.Üzerime bir mont örtülmüştü.Kime ait?Kim bilir.Benim olmadığı kesindi.Ve burada uyumadığım da.
'Yoksa?Lan?'
Arabanın kapısını açtım.Ancak etrafta yürüyecek bir saatlik yolu olan başka birisi yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cenna (ASKIDA)
Mystery / Thriller''Yaşamın kaleminin ucudur hatalarımızı yazanlar,ve silgisi olmayan bir masada,bazen kalemimizi kırmamız gerekir.'' - Ander Bodnan bir avukattır.Kahveden ve monoton hayatından nefret etmektedir.Hayatına giren birisi sayesinde bir ay içinde kendini k...