"Annemin çalıştığı iş,sağlık sigortası istemeye utanacağı ancak sağlasa da yakalandığı hastalıkların tedavisinin olmayacağı bir işti."
"Neydi ki?"
"Striptizci.Biliyorum,kulağa çok makul gelmiyor -tabii oralara giden bir tip değilsen- ama sandığının aksine iyi para kazanıyordu."
Nişantaşı'nda yukarıya yürüyorduk.Yol kenarına oturmuş sağlıklı dilencilerin saydırdığı hayır duaları hikayesinin arasına karışıyordu.
"Derkeeen,bir akşam patronuyla çok iyi bir gece geçirmeye karar verdiler ve ben dünyaya geldim..."
"..."
"...Hadi yap?"
"Ne yapayım?"
" 'Vay orospu çocuğu!' demeyecek misin?"
"...Bunu neden diyeyim ki?"
"Doğru bir tarafı var da o yüzden!Gerçek payı olan espriler güzeldir!"
Gerçekten kafayı yemişti...
"Annemle iyi anlaşıyorduk.Bana barlarına gelen müşterilerin,ki sebebsiz bir yere hepsinin mesleği ya editörlük ya da yazarlıktı,kimi zaman çantalarında taşıdığı cep kitaplarını aşırıyordu.Evde onları okuyordum.3 yaşında okumayı öğrendim falan...Okula gidebileceğim bütçemiz yoktu o yüzden hiç olmazsa bir şey öğrenmemi istiyordu ve okuma-yazma bana en uygunuydu."
Annelerin çocukları için yapmayacağı şey yoktur cidden.
"Sonraaaaa,bir müşterisinden bir hediye aldı ve işler bundan sonra biraz...Anlarsın ya?"
"Ne?Ne aldı,eroin mi?
"Ondan biraz daha şey..." parmağını kelimeyi bulmak için şaklatıyordu. "...mahrem."
Mahrem?"...Vibratör falan?"
"Oooo-ha!O kadar da değil!"
"E mahrem dedin?"
"Virüs Allah'ın cezası,virüs,annem AIDS kaptı."
Kafenin önünde kalakalmışken o merdivenleri tırmanıyordu ve garsona hangi masanın boş olduğunu soruyordu.
'Cidden hasta annesinin müşterisinden vibratör alıp almadığını mı sordun sen?'He kamka.He.
Of ya,biz niye buralarda geziyoruz ki zaten?
Ha,evet.Bu arkadaş ve motoru mitozla üreyen beygir gücüne sahip polis arabası sayesinde vapur bekleyeceğimize kısa sayılabilecek bir sürede Anadolu Yakası'nın otobanına gelmiştik.
Peki neden şimdi pek sevgili üniversitemin kampüsünde değildim?Doğru.Yine bu arkadaş "sayesinde".Ki bu kez polis arabası da yoktu,dediği yere kadar yürümek zorundaydık.Allah'tan çoğunun aksine karşı yakada bildiğim yerler Taksim Bulvarı ve İstiklal Caddesi ile sınırlanmıyordu.
Bu kafe?Adını bile duymadım.Sakıncası yok,nasılsa geç kaldım.
***
"Annemi hastaneye götürdüğümüz akşam 8 yaşındaydım."pipetini elinde çevirerek buzları dairesel dairesel öteledi.
"Aslında ne olacağını biraz biraz tahmin edebiliyordum,çünkü son zamanlarda derisinde çıkan solmalar ve vücudunun tamamını kapsayan denge sorunları yüzünden işe gidemiyordu.Devlet hastaneleri tanıyı koymuşlardı aslında,ama muayehaneyi koklatmaya bile niyetli değillerdi.Anlarsın ya?Fakire ölüm daha ucuz gelir.
Neyse,bir sabah kan kusmaya başladı.Beni kaptığı gibi telefondan patronunu aramamı istedi,çünkü gözleri öyle bozulmuştu ki numaraların ortasına basıp duruyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cenna (ASKIDA)
Mystery / Thriller''Yaşamın kaleminin ucudur hatalarımızı yazanlar,ve silgisi olmayan bir masada,bazen kalemimizi kırmamız gerekir.'' - Ander Bodnan bir avukattır.Kahveden ve monoton hayatından nefret etmektedir.Hayatına giren birisi sayesinde bir ay içinde kendini k...