Birini uzaktan izleyerek nasıl yaşadıklarını öğrenmek nasıl bir histir biliyor musunuz?Ağzının her hareketi,kollarını her oynatışında beyniniz bir senaryo kurgular,o ve tanımadığınız insanlar arasında...Sanki bir kameraman gibi,çok başarılı bir yazarın senaryosunu izliyorsunuzdur.Olayların hem içinde,hem dışındasınızdır.Hem ne olacağını biliyorsunuzdur,hem de gelecek diyalog hakkında en ufak bir fikriniz bile yoktur.
Saçının bakımlı dış çizgileri hariç,bir sürü yeni ayrıntıyla gelmişti.Traşlıydı,omuzları daha genişti,ama bu üzerine oturan bebek mavisi gömlekten olabilirdi ve hemen altındaki o siyah,eteğe benzeyen...O neydi cidden?Hiç sormadım.
Ha ve yanındaki sarışın bayan.Neredeyse unutuyordum.O elbisesiyle ambalajı yırtılmış bir beyaz çikolataya benziyordu.Ya da o rujla üzerine kiraz konmuş kremşanti...
Bavulumun çekecek kısmı elimden kaydı.Bunu sadece bavulumun yere düştüğünde çıkarttığı sesle fark ettim.Yine de,bavulu düzeltmek yerine,dosdoğru nereye gittiğimi çok iyi bildiğiniz yöne ve oradaki kişiye hızlı adımlarla yürüdüm ve omzunu çıkaracak kadar olmasa da en azından onu sarsacak şiddette kendime çevirdim.Beni gördüğüne şaşırmıştı.Haliyle ben de.Ama ilaveten dört yılla,son günlerde en çok kafamı kurcalayan konunun girişini sundum:
"Konuşmalıyız."
Kırma arzusuyla yanıp tutuştuğum kaburgalarından,sarsıntısını kahkahaya çevirmeye çalıştığı zavallı bir nefes aldı. "Şu an pek müsait değilim."
"Duyamadım?!Beni sikimsonik yerlerde sik gibi bıraktığın zamanlarda bu kelimeyi hiç kullanmamıştım çünkü!"
"Biraz sessiz olur musun-"
"SESSİZİNİ SİKEYİM..." o kadar abartılı vurgu yapmıştım ki bir an çaprazımızda metresiyle yemek yiyen tombulun bardağı çatlayacak sandım.Üzerimize odaklanmış gözleri fark ettiğimde fısıldamanın daha iyi bir fikir olduğunu fark ettim.
"Tanışıyoruz,biraz konuşuyoruz,tam dört sene ortadan kayboluyorsun.Tekrar karşılaşıyoruz,yine konuşuyoruz,bu sefer beni ıssız bir sahilde anahtarı üzerinde olmayan bir arabayla bırakıyorsun.Ne yapmaya çalışıyorsun bilmiyorum ama küçük işin beni dahil ediyorsa bunu öğrenmek isterim."
"...Bak her şeyi sonra-"
"Hağyır efendim,şimdi an-la-ta-cak-sın!"
Kremşanti söz hakkı istiyor."Bakar mısınız?"
İkimiz de ona dönüyoruz.O,onu kurtardı diye şükürle,bense birazcık öfkeyle...
"Galiba şuradan sizi çağırıyorlar." İşaret parmağıyla arkamızda kalan dörtlü grubu gösterdi.Bavulumu düşürdüğümü utançla fark ederek geri döndüm.Ah,ama hayır,bu bitmemişti burada...Daha soracak nice sorularım vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cenna (ASKIDA)
Mistério / Suspense''Yaşamın kaleminin ucudur hatalarımızı yazanlar,ve silgisi olmayan bir masada,bazen kalemimizi kırmamız gerekir.'' - Ander Bodnan bir avukattır.Kahveden ve monoton hayatından nefret etmektedir.Hayatına giren birisi sayesinde bir ay içinde kendini k...