"Avukatların diğer işlerde çalışan bireylere göre psikopat olma olasılığının daha yüksek olduğunu biliyor muydunuz?"
Hayır.Siktir git.Görüşürüz.
Hayatımı tanımlayan üç cevap.Tutulmuş hikayelerin üç temel ayağı: Kabullenmeme,cinsel birliktelik ve asil bir son.Eğer hayatım bir roman olsaydı,kesinlikle bir New York Times Bestseller olurdu.
Ofise bir psikiyatri kliniğinin broşürünün nasıl geldiğini bilmiyordum ve bilmek istediğime de emin değildim.Sabah sabah kilometrelerce yolu otobüslerle aşmaya çalışmanın ne demek olduğunu bilmedikleri sürece bana psikopat kavramından bahsedemezlerdi.Veya ondan öncesinde büyük ihtimalle hayali arkadaşım olan gerizekalıyı kafamda kaç tane senaryoda öldürdüğüm...Ah,evet...Kesinlikle daha yüksek.
Ofisime dosyalar getiriliyor yine.Bir bir masamın üzerine bırakılıyorlar.
PAT!
Kafasını kapıp torpido gözüne vuruyorum.Sol göz kapaklarından kan süzüldüğünü eliyle yoklayıp fark ettiğinde kulağına yumruk atıyorum.
PAT!
Kıyıda iç çekmekle meşgulken ağır ağır arkasından yaklaşıyorum.Bir yumruk,yere seriliş,biraz sürükleme.Bu dünyaya bıraktığı son cümleler başını suyun altında tutarken savurduğu bağırtılar oluyor.
PAT!
Yıldızlara bakmayı bırakıyor.Sağına dönüyor ve yan koltukta uyuyakaldığımı fark ediyor.Beni arkaya taşıyor,üzerimi bagajından çıkarttığı bir montla örtüyor.İyi geceler öpücüğü veremeden uyanıyorum ve çenesine kafa atıyorum.
Son senaryodaki sarkazmın doğruluğunu hâla sorguluyorum.
"Dün akşam bıraktığın dosyalar.Hepsini güzelce inceleyip tertipledikten sonra rulo yapıp götüne sokabilirsin."
Alıngan ses tonunun devamı niteliğinde birkaç saniyelik,akapunktur hissiyatı veren bir bakıştan sonra ofisimi terk etti.
"Carter?CARTER!"Peşinden yürüyordum,o ise yakalamamı istemez gibi hızını arttırmıştı.
"Carter,özür dilerim!"
"Bana özür dileme!Bana 'özür' kelimesinden bile bahsetme.Çünkü eğer özür dilersen yine olanlar üzerinden bahaneler bulacaksın ve hayır,bu dün akşam ne halt yediğini değiştirmeyecek."
"Ama-"
" 'Ama' ne?!'Ama' ne,birden ayıldın ve eve kendin mi gitmeye karar verdin?Daha çok içip kendini bir yabancının kollarına mı attın?"
"Bir bakıma..."
Söylecek bir laf bulamamıştı. "Uzun bir süre konuşma benimle.Ve bu uzunluk,dikkat etmezsen sonsuza ulaşabilir.Capiché?"
Lanet olsun Carter.Trip atarken bile hâla 8 yaşındaki kızlar gibi cümle kuruyorsun.
***
Daha önce çok kavga etmiştim.Kız arkadaşlarımla,ailemle -hooov,hele ki ailemle- ama hiçbiriyle çok uzun süre küs kalmamıştım.Küs kalmak,ruh sağlığı açısından yararlı bir şey değildi.Bu yüzden kavga ettiklerim ya gitmişlerdi,ya yanımda kalmışlardı.
Giden tarafın ailem olması absürd bir ayrıntı tabii.
Normalde sen aileyi terk edersin,değil mi?Eğer bizim ne anlama geldiği belirsiz,sikimsonik soyadına sahipsen bu tam tersi olabilir,tatlım.
Seneler evvel,nedeni saçma sapan ama ciddi bir kavganın ardından bir akşam babam olacak paçoz it,annem olan silik fahişeyi bir güzel dövdü.Aradan yükselen kavga nakaratı ("Bozuk döllü şırfıntı!") kimi/kimleri hedeflediğini çok belli ediyordu.Çığlıkları rahatsız ettiğinden mi yoksa ani gen bağı gibi tuhaf bir duygunun etkisinden midir bilmiyorum,ama o akşam uykumu benden aldığı için annemin ufak makasını kaptım...Kavganın ortasına intro niyetine bir tokat ile dalıp o makası göz çukuruna sapladığım için hâla pişman değilim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cenna (ASKIDA)
Misterio / Suspenso''Yaşamın kaleminin ucudur hatalarımızı yazanlar,ve silgisi olmayan bir masada,bazen kalemimizi kırmamız gerekir.'' - Ander Bodnan bir avukattır.Kahveden ve monoton hayatından nefret etmektedir.Hayatına giren birisi sayesinde bir ay içinde kendini k...