Tanıtım......
Merakıma yenik düşüp peşine takılmıştım.
Gizliden gizliye takip ediyordum onu.
Yine buraya gelmişti..
Onun sokaklarıydı burası,
Tam kişiliğine yakışan Karanlık sokaklar...
Birden bire duvarla buluşan sırtım sayesinde arınabildim düşüncelerimden.
Yine o müthiş toprak kokusu doldu içime.
Bu adamın kokusu bile ölümsüydü,
Ürkütücüydü,
Korku veriyordu insana ama ben alışmıştım artık bu kokuya,
başkaların aksine bana huzur veriyordu.
Gözlerinin benimkilerle buluşması saniyeler alırken, kollarını iki yanıma açıp beni duvarla arasına hapsetmişti bile.
Kahverenginin en güzel tonuna ev sahipliği yapan o güzel gözler, benimkilerden biran ayrılmazken;
Sinirle verdiği soğuk nefesi ensemdeki tüyleri ürpertmeye yetmişti.
"Kızım sen hala neden peşimdesin?... senin benden nefret etmen gerekmiyormuydu?.. Neden hala yanımdasın sen.? " diye kükredi.
Sustum..
Çünkü haklıydı o, lanet olsun ki haklıydı.
Ondan nefret etmeliydim, tiksinmeliydim.
Kendimce intikam yeminleri edip bana yaptığı her şeyin bedelini ödetmeliydim
ama yapamıyordum işte bir türlü beceremiyordum nefret etmeyi.
Kendimce bahaneler üretmeye çalışıyordum,
Nedensizce affetmek istiyordum sadece..
" Neden?.... Neden halen yanımdasın sen? ben değilmiyim senin hayatını mahfeden?...
ölmek istemiyorsun madem,
uzak dur o zaman benden,
çünkü ben Azrail'in ta kendisiyim.."Bunları söylerken sağ eli çoktan boğazımı kavramıştı.
"Bırak peşimi... Yoksa senin ölümün bizzat benim elimden olur!.."dedi ve
boğazım da ki eli varlığını her geçen saniye dahada belli ederken, boşta kalan elini o meşhur silahı ile şereflendirdiği gibi şakağımdaki yerini aldı soğuk metal.
Son zamanlarda görmeye alıştığım bir tabloydu bu ama ben artık korkmuyordum. Ne ondan, Ne de ölüm kadar soğuk o metal parçasından.
Uzun zamandır bana uğramadığını düşündüğüm cesaret tekrar bedenindeki yerini alırken, bu cesaret rüzgarı ile havalanan elim, soluğu silah tutan elinde aldı.
Silahı ile kurduğu hafif baskıyı artırırken,
"Buradanmı vurmak istersin yoksa....." dedim silahı sol göğsüme dayarken, "Yoksa buradan mı? "
Gözleri kahverenginin en koyu tonuna bürünürken, inanmazcasına gözlerini kıstı. Yine bir şeyler zırvalamak için aralanan dudakları, benim sözlerimle tekrar kenetlendi.
"Ne o inanmıyormusun yoksa? "
Histerik bir kahkaha eşliğinde sarfettiğim sözlerin ardından bu defa da ben ona inanmaz bir bakış fırlatıp sözlerime devam ettim.
" Hadi ama FEVKAL BEŞER ölümden korkan biri kendini Azrail diye adlandıran bir katille dans etmez. Oysa bu bizim kaçıncı dansımız."
✯ ✯ ✯
Umutlarımıza vuramayınca, ruhlarımıza vurdular kelepçeyi...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRE BİR: İNTİKAM FISILTILARI(Ara Verildi)
Bí ẩn / Giật gân+18 sahneler bulunmaktadır. Ölüm ve yaşam arası ince bir çizgide yürüyordum. Arkamda kalanlar önemli değildi. Buruk bir geçmişten başka.. Geçmişi unutup önüme bakmaya çalışsam da, Geçmişimin fısıltıları kulaklarında çınlıyor ve rahat bırakmıyordu...