BİRE BİR: İNTİKAM FISILTILARI(Ara Verildi)

21.BÖLÜM

Hüzün taze tutar aşk  yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de...

Keyifli okumalar;)

Genç kız bir suredir uyanık yatakta yuvarlanıyordu. Aklındaki hain planı gerçekleştirme vakti gelmişti. Üzerindekileri umursamayarak çıktı odasından. Adımlarını merdivenlere yöneltmesi gerekirken yanlış yönde ilerliyordu. Yavaş ama temkinli adımlarla Aras'ın odasına ulaşmıştı nihayet. Bunu ikinci kez yapıyordu. İlkinde Aras'a fena halde yakalanmış ve saçmalamıştı, şimdiyse yine aklında hiç bir 'B' planı olmaksızın ikinci kez Aras'ın odasına girecekti.

Kapının kulpunu kavrayıp çok yavaş bir şekilde çevirdi. Hafif aralık kapıdan adeta bir kuş gibi süzülerek içeriye girdi. Yavaş yavaş ilerlerken doğup doğmamak arsında halter çeken güneşten dolayı pek göremiyordu etrafı. Henüz sabahın altısıydı fakat ekim ayının sonlarında oldukları için hava henüz aydınlanmamıştı. Güneşin biçare kızılımsı Işınlarının ahenkle dans ettiği oda da görebildiğince ilerliyordu genç kız. Gelişi güzel adımlarla ilerlerken nihayet yatağın bulunduğu yere ulaşmıştı.

Geniş yatakta sırt ustu yatan Aras'ın belden aşağısını siyah örtü kaplarken çıplak göğsü ve baklavaları adeta açık büfe hizmeti veriyordu. Kaşları her zaman ki gibi en derinden çatılmış fakat o çatık kaşlara inat dudakları akıllara zarar bir tebessüme ec sahipliği yapıyordu. Öyle masum görünüyordu ki uyurken onu uzaktan gören biri asla anlamazdı bu adamın profesyonel bir katil olduğunu, ellerine onlarca masumun kanı bulaştığını. Zihnine dolan düşüncelerle sol yanına özenle işlenmiş olan o yara sanki tekrar kanıyormuş gibi bir acı behiştti genç kıza, ' Unutma' dedi kendi kendine ' Hayatını alt üst eden bu adamın sana kattığı acıları unutma ki Vazgeçmeyesin' 

Evet karşısındaki yatakta masumca yatan bu adamdı İlke'nin hayatını mahfeden. Farkında bile olmadan öylesine yakmıştı ki genç kızın ruhunu, külleri bile kalmayacak kadar ve en acısı da bunun farkında bile olmamasıydı.

Aklındaki düşünceleri dağıtmak adına kafasını iki yana salladı genç kız. Tekrar önüne dönüp gözleriyle odayı taramaya başlamıştı. Hızla işini halledip çıkması gerekiyordu buradan eğer yakalanırsa bu onun sonu olurdu.

Odanın her bir yanını özenle tararken gözleri yatağın hemen yanındaki çekmecenin üzerinde duran telefonda takılı kaldı. Alıp almamak arasında kararsızken ayakları ondan bağımsız yavaş adımlarını o tarafa yöneltmişti bile. Bu titiz yavaşlığı sağolsun ki o iki adım atıncaya kadar güneş bile doğmuştu. Artık güneş ışınları odayı tamamıyla bertaraf etmekteydi.

Genç kız çekmeceye doğru eğilip telefonu eline aldı. Bu sırada hedef ne kadar telefon olsada bakışları bir an olsun Aras'tan ayrılmamıştı. Adeta gözleriyle yiyip bitiriyordu genç adamı. Arasın keskin yüz hatlarının her zerresini özenle incelerken öyle dalıp gitmişti ki ne araya yatağa çekildiğini anlayamamıştı bile.

Bu ani hareketle tam dudaklarından bir çığlık dökülürken Aras bir eliyle ağzını kapamıştı. Aras iki elini iki yanından yatağa dayamış ve adeta hapsetmişti Genç kızı. Genç Adam her ne kadar ağırlığını vermese de iri cüssesi altında kaybolan ilke ilk şoku atlatmış, tam bir çocuk gibi mızmızlanıyordu.

" Aras yaa çok ağırsın çekilsene be üzerimden" diye cırlayan kızın sesi ağzında arasın iri eli kapalı olduğu için haliyle tuhaf çıkmıştı. Suç üstü basılmanın verdiği tedirginlikle üzerine kapanan adama belli fark ettirmeden elindeki telefonu yastığın altına yitmişti.

Aras, genç kızın üzerine daha da eğilip yüzlerini bir birine yaklaştırdı. Bakışlarını kızın kahve hareketinden ayırmazken o müptela olduğu kokusunu soluyordu. Kolları arsında ki ürkek kadının burada ne işi vardı? Neden odasına sessizce girmişti bilmiyordu ama bundan fazlasıyla hoşnuttu.