34. BÖLÜM

71 12 2
                                    


Bir şehir kadar kalabalıktır, bazılarının yalnızlığı...

Cahit ZARİFOĞLU


+18 sahneler bulunmaktadır

Beklediği acı bir türlü gelmezken bedeninin hızla çekilmesiyle kendine geldi ilke. Gözleri önce yerdeki az önce sebebpsizce onu öldürmeye çalışan adama sonra da yanındaki bedene kaydı. Gördüğü yüzle gözleri hayretle aralanırken bir fısıltı halinde " Kutay " diyebildi.

Kafası tam yerinde olmadığı için hayal gördüğünü düşündü genç kız. Bu karşısındaki kişi gerçekten Kutay olamazdı değil mi?
Bakışları yerdeki cani adama kaydı. Kutay onu çekmiş adama da kafa atıp yere sermişti.

" İyi misin İlkem?" Diyen sesle tekrar Kutaya baktı. İlkem derken ki sonun daki "M" harfi sahiplenme edatı değildi çünkü her ne kadar sevmese de bu onun isminin gerçek telaffuzuydu. İlke Maral değil İlkem Aral dı gerçek adı. Aras'ın onun kimliğini bulamamasındaki en büyük etkenlerden biride buydu. Ismini bilerek yanlış söylemişti.

İlkeden her hangi bir cevap alamazken öylece donuk bakışlarıyla karşı karşıyaydı genç adam. Yüzünü avuçları arasına alıp gözlerinin tamda içine baktı. Dikkatle inceledi genç kızı. Bir yerine birşey olmus muydu?

Kalbi resmen ağzında atıyordu genç adamın. Ona birsey olacak korkusu tüm vücudunu sarmış inanılmaz bir acı hissetmişti sol yanında. Dünya umurunda değildi şuan tek derdi İlkeydi.

Burada ne yapıyordu? neden ona haber vermemişti? Onca zaman hiç konuşmamışlardı deliye dönmüştü meraktan. Ona aramaya Küba'ya bile gitmiş lakin eli boş dönmüştü. Moreli bozuktu, Her gece içeriği kadehlerin hesabı yoktu. Ilkenin yokluğunda başka kadınlarda teselli arasa da bulamıyordu. Hep eksikti birşeyler.

Sarhoştu hemde fena sarhoştu Kutay. Zoraki adımlarla çıkışa doğru yönelmişken duyduğu sesle buraya gelmişti. Sevdiği kadına biri bıçak çekmiş ona saplamak üzeriydi. Önce onu burada görmesiyle ufak çaplı bir şok yaşasa da silkinip hemen kendine geldi. İlkeyi arkasına alıp adamın bıçağı tutan elini ters çevirdi.

Bir kadına bunu yapmak şerefsizlik değildi de neydi? Adamın gözüne kafalık attığı gibi yere sermişti iri cüssesini. Ilke bilincini toplayıp ayılmaya çalıştı. Kutayın kaşı patlamıştı. Elinden tutup onu mekandan çıkardı. Bir banka oturtup beklemesini söyleyerek ceketinin cebimden arabasının anahtarını aldı. Ilkeyle birlikte Kutay da kalkmıştı banktan. Bir anda genç kadını çekip kolları arasına aldı. Sıkı sıkı sarılıp o çok özlediği kokusunu içine çekti.

Ilke ne olduğunu anlayamaz haldeydi. Kutayın ona bu kadar bağlandığını hiç farketmemişti. Ilkenin saçları arasına bir buse kondurup kokusunu doyasıya soludu. " Bir daha sakın bırakma beni" dedi. Adeta yalvarıyor gibi çıkmıştı sesi. Ilke o an dünyanın en kötü insanı olduğunu düşündü. Kimseye bunu yapmaya hakkı yoktu.

"Sadece ilk yardım çantasını alıp geleceğim arabadan. Yarana bakmamız gerekiyor" dedi ve tekrar Kutay'ı oturtturup ondan aldığı anahtarı arabalara tuttu tek tek. Soldaki mavi aracın ışıklarının yanmasıyla oraya doğru ilerledi. Hemen ilk yardım çantasını bulup çıkardı. içinden sargı bezi ve yara bandını alıp hızla tekrar Kutay'ın yanına döndü.

Acıtmamaya özen göstererek yarasını temizleyip sardı. Zaten sarhoş olan Kutay sızıp kalmıştı bankta. Muhtemelen yarın bunların hiç birini hatırlamayacaktı. Ilkenin işine gelirdi zaten bu. Karşısındaki adamın yüzünde gezindi bakışları

BİRE BİR: İNTİKAM FISILTILARI(Ara Verildi) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin