" Aynı yerde durmayi bilmiyoruz ki, Aynı manzarayı görelim "
Gecenin bir yarısı uyanmıştı genç kız, Arası yanında bulamamanın verdiği hayal kırıklığıyla gözüne tekrar uyku girmemişti. O huzur bulduğu toprak kokusu yoktu. Koktuğunda sığındığı sıcaklık yoktu yatağında.
Neden gelmemişti Aras? şimdi nerede ne yapıyordu acaba? Kimleydi yada? Evde ceyda gibi bir bakteri varken nasıl rahat edebilirdi ki içi? Aklında yine bir düzine soru vardı. İçi içini yiyordu fakat sessizce beklemekten başka bir şey gelmiyordu elinden.
Dünkü olaydan sonra daha görmemişti Aras'ı ve ne yazık ki özlemişti. Sevmekten deli gibi korkup kaçtığı adamı özlüyordu. Üstelik o adama ihanet etmek üzeriyken. Kendinden Nefret etti genç kız. Hem hayatını mahfeden adamın kollarına atıyordu kendini hemde o adama ihanet ediyordu gizlice.
Hem davasına ihanet ediyordu, hem de sevdasına.Nasıl bu hale gelebilmişti? Bu eve girerken ki amacını tamamen unutup kendini düşmanının kollarına atıyordu. Ha birde söyle bir ayrıntı var dı ki, ilke bunu tamamen inkar etse de gerçek apaçık ortadaydı. Ilke Aras'a deli gibi aşık olmuştu. Hayatının da, Hayallerinin de katili olan Adama aşık olmustu.
Onu göremeyince özlüyor, ona zarar verince acı çekiyordu. Aklı da kalbi de allak bullak olmuş, herşey bir birine karışmıştı. Yavaş haraketlerle yatağından kalkıp kapıya doğru adımladı. Dışarı çıkıp napacaktı ki? Arasın odasına mı gidecekti? Daha fazla düşüremezdi kendini. Gururunu bu kadar ayaklar altına alamazdı. Bunu kendine yapamazdı.
Odanın içinde bir sağa bir sola yürüyüp volta atmaya başladı. Artık aklındakileri hayata geçirmesi gerekiyordu. Bir hamle yapmalıydı. Kimsenin ruhu duymadan istedigine ulaşmanın bir yolu olmalıydı. Arasla devam edemezdi. Ona kendini kaptırmak aptallıktan başka bir şey değildi. Bu şekilde devam etmek en çok ona acı verecekti. Herşeyi bir kenara bırakmalı ve yapacaklarına Odaklamalıydı artık.
Fakat yapacağı şey hiçde kolay değildi. Öncelikle Arasa daha fazla yakın olmalıydı ama kalbine söz geçirmesi de gerekiyordu aynı zamanda. Bu adama daha fazla kapılırsa her şeyi tek kalemde silip atabilirdi. Korku yureğinin her zerresine dalga dalga yayılırken bu işi başarmanın Aras'a daha yakın olmaktam başka yolunun olmaması içini burkuyordu. Neden herşey bu kadar zor olmak zorundaydı ki? Bir kez olsun istedigi kendi kendine gelse ayağına olmaz mıydı?
Sabahın ilk ışıkları odasına sızarken cam tavandan, anlamsız bakışları gök yüzüne tutunmuş öylece uzanıyordu genç kadın yatakta. Kapının hafif aralanmasıyla sımsıkı kapadı gözlerini. Uyanık olduğunun bilinmesini istemiyordu. Hele Aras yüzünden uyuyamadığının bilinmesini hiçmi hiç istemiyordu.
Yavaş yavaş yaklaşan adımların Aras'a ait olduğunu tahmin etmek çokta zor olmamalıydı. Zira Aras'ın o kendine has erkeksi kokusu tüm odayı kaplamışken. Genç kız nefes almayı sanki çokta önemsiz bir şeymiş gibi bir kenara bırakmış, öylece ölü taklidî yapıyordu adeta.
Üzerine doğru eğilen adam, yüzünü yüzüyle hizaladığında durdu. Kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Belkide yerinden çıkıp kaçmaya filan çalışıyordu. Ilke de anlamıyordu neden böyle oluyordu ki? Bu adamı görmesi yeterliydi elinde sıkı sıkıya tutugu ipleri bir anda bırakıp, duygu balonlarını gökyüzüne salması için. Bu yakınlıkta kalp atışlarını duyar mıydı Aras? Nefesini dudaklarında hissediyor fakat bir santim kımıldayamıyordu ilke. Ne yapıyordu böyle Aras? Amacı onu kalpten filan götürmekti herhalde.
Içınde tuhaf tuhaf duygular birbirine geçiyor karman çorman oluyordu herşey.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRE BİR: İNTİKAM FISILTILARI(Ara Verildi)
Mystery / Thriller+18 sahneler bulunmaktadır. Ölüm ve yaşam arası ince bir çizgide yürüyordum. Arkamda kalanlar önemli değildi. Buruk bir geçmişten başka.. Geçmişi unutup önüme bakmaya çalışsam da, Geçmişimin fısıltıları kulaklarında çınlıyor ve rahat bırakmıyordu...