30. BÖLÜM...

198 22 38
                                    

Son bahar'ın ezgisine kapılmış bir yaprak gibiydi hayat. Önce oradan oraya sürükleniyor sonra da yok olup gidiyorduk işte...

Hissiz yazar...

Arasın " İlke Dikkat et!" Diyen feryadını duyabilecek kadar iyi. Ne olduğunu anlamadan Arasın üzerine kapanması bir olmuştu. Duyduğu silah sesi ise yeni yeni yankı buluyordu kulaklarında. Direksiyon hakimiyetini kaybeden araba hızla bir yere çarparken İlke'nin hissettiği tek şey sol yanındaki tarifi imkansız sızıydı...

Genç kızı belinden tutup koltukta kaydırarak yatay pozisyona geçmişti Aras. Arabanın her zerresine kurşunlar özenle işlenirken ilkenin üzerine kapanan Aras çelik yelek vazifesi görüyordu adeta. Az evvel ağlattığı kadın için mi ölümle pençeleşiyordu? Bu adamı anlamak kainattaki tüm kum taneleri bir bir saymak kadar zor ve imkansızdı. İlke şok içerisinde kulağında yankı bulan kurşun sesleriyle neye uğradığını şaşırmış, gıkını çıkarmadan sessizce bekliyordu sadece.

Elleriyle ceketini kavramış avucları arasında sıkıyordu korkuyla. İlkeye asırlar kadar uzun gelen bir kaç dakikada tüm aracı tarayıp linç haline getirdikten sonra eserlerine bakıp zevkle sırıtarak uzaklaştı siyah takım elbiseli adamlar.

Duyulan araba sesiyle zoraki bir çabayla ilkenin üzerinden kalkıp doğruldu Aras, onu omuzlarından kavrayıp hızla oturur vaziyete getirmesiyle telaş bürümüş gözleri genç kızın her zerresine gezindi. " İyi misin ilke! " Sesindeki korku tüm çıplaklığıyla ortada kendini ele veriyordu. İçinde tarifi imkansız bir sancı vardı Aras'ın, bu kadına bir şey olursa kendini asla affetmezdi.

Gözleri Sol kolu üzerindeki kan lekesine sabitlendi genç adamın. İlkenin omuzlarında ki ellerini farkında olmadan sıkmıştı. Genç kızın acı dolu sesiyle kendine gelirken kenet tutmuş ellerini omzundan çekti. Kim olduğunu bilmediği bir kaç eceline susamış arabasını taramış, canlarına kasdetmişti, kendi bir yana ilkenin canını yakmışlardı.
Üstelik onlar yüzünden farkında varmadan oda canını yakmıştı beyhuda hayatının biricik goncasi olan bu güzel kadının.

Öfkeyle dişlerini sıkarken ondan bağımsız ağzından bir kaç küfür savrulmuştu bile. Sinirden çenesi seğirirken kendi acısını hissetmiyor ilkenin açısında boğuluyordu Aras. Acıdan nasır tutmuş ruhu hissetmiyordu hiç bir şeyi lakin bu kadının kılına zarar gelse içi acıyordu, hiç acımadığı kadar. Hiç hissetmediği bir sızı kol gezindiriyordu ruhunda. Acı kıyılarına kadar işlemişken yüreğinde kendinin bile varlığından habersiz olduğu limaniydı bu kadın.

Genç kız henüz şoku atlatamamış boş bakışları bir yere sabitlenmiş ayrılmıyordu. Yüzünü avucları arasına alıp ona bakmasını sağlayan Aras sert çıkan sesiyle bir kez daha tekrarladı aynı soruyu" İlke iyi misin?"

Arasın sesiyle kendine gelen genç kızın bakışları katran karası gözlerini buldu adamın. Zoraki aralanan dudakları arasından bir fısıltı halinde döküldü kelimeler" iyi- iyiyim"

BİRE BİR: İNTİKAM FISILTILARI(Ara Verildi) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin