-17-

1.6K 112 35
                                    

There's something about you
Seninle ilgili bir şey var

It's when you get angry
Sen kızdığında

You have me at your mercy
Bana merhamet ediyorsun

And you're like the shoulder to turn to
Ve sen sığınılacak bir omuz gibisin

'Cause certain things mend us when we're hanging on for dear life
Çünkü bazı şeyler biz sevgili hayatta tutunurken bizi iyileştirir

We held on so tight
Çok sıkı tutunduğumuz

2 Gün Sonra

Gece yerini gündüzün saf maviliğine bırakıp karanlığın yerini altın sırmalı güneş ışıkları doldurmaya başlamıştı. Bir yanda geceye yarenlik etmiş kehribarlar uykusuzluğun yakıcılığına rağmen bakışlarını ayıramıyordu güneşin usulca süzüldüğü camdan zira o camın ardında mavi olan her şeyde Hilal'i görüyordu genç adam. Öfkenin rüzgarları kavuruyordu içini ve küçük bir çocuk gibi huysuzluk etmek geliyordu içinden zira iki gündür sevdasının oklarıyla sınanıyordu adeta. Ettiği her bir kelam misillemeyle dönüp bombalar yağdırıyordu duvarlarına. Hilal'i kırmış mıydı öfkelendirmiş miydi bilmiyordu lakin anasından emdiği sütü burnundan getirmişti genç kız. İkisinin de aşınmayan sivri kayalıklardan farksız inadı birbirlerinin kıyılarına vuran dalgalar arasında parçalıyordu yüreklerini. Usulca doğruldu yorgun bedeni yatağından ve uzandı omuzlarına külçe gibi ağır gelen üniformaya.

Altın sırmalar küçük odasına coşkuyla dolarken kollarının arasındaki ciltli kitaba hayat damarıymış gibi sarılan kızın berkemal simasını bir sanatçı özeniyle aydınlattı. Kalbi kitabın manasıyla sevda uğruna büyüyerek atarken, bir tarafı da pişmanlıkla sızlıyordu. Kor ateşlerde kalan yanık izlerinin sızısıydı belki de hepsi. Göz kapakları görüyor olduğu rüyanın tesiriyle titreşiyordu. Uyanma vakti geliyordu lakin Hilal'in ne kalbi nede ruhu mutlu mesut olduğu rüyalar aleminden kopmak istemiyordu zira uyanırsa her geçen günle onun yollarını gözleyen ıstıraba daha da yaklaşacak, istemsizce adımlarını atacaktı, zira vakit Allah'ın her kuluna biçtiği bir ceza, hakim olunması imkansız ve ödenmesi gereken en ağır bedeldi. Üstelik en acısı da farkına bile varmadan bitip tükenmesiydi. Ani bir ''anne!'' nidasıyla uyandı Hilal. Öyle bir nidaydı ki geçmek bilmeyen ayların kattığı hasretin, hüznün birbirine amansızca karışmasıydı. Terler içinde uyandı ve kollarındaki kitabı yan taraftaki ahşaptan küçük komodine koydu ve derin bir nefes aldı.

***

''Günaydın Hilal.''

''Size de Teğmen ve hayırlı günler.''

Genç kız mavi gözlerindeki dalgalanmalara rağmen buz gibi bir ses tonuyla konuştu hemen karşısında duran adamla lakin Leon bilmiyordu ki en küçük bir anı bile özlemle yanıp tutuşmadan geçmiyordu. Oysa inat etmişti bir kere, burnundan fitil fitil getireceğim demişti kendi kendine! Şimdi neydi bu böyle su koyverme arzusu? ne vakit görse yüzünü kendini tutmakta güçlük çekiyor ve sıkı sıkıya tuttuğu iplerini gevşetmek istiyordu lakin henüz değildi. Belli ki Leon Aleksi'yi kıskanmıştı ve oldukça normal bir vaziyetti. Hilal elbette anlıyordu bu vaziyeti lakin onu öfkelendiren Aleksi bahanesiyle baloya gelmediği için onu suçlarmışcasına konuşmasıydı. Hilal'in de pekala aklı başındaydı ve Aleksi'nin ona olan ilgi ve alakasının epeyce farkındaydı. Bundan mütevellik kızıl saçlı dostuyla aralarına her daim belirgin bir mesafe koymaya dikkat ediyordu. Yine de Hilal biçare dosta ihtiyaç duyuyordu ve Aleksi'de oldukça iyi bir dost olmuştu ona. Nihayetinde burada onu esir olarak görmeyen iki kişiden birisiydi kızıl saçları savruk genç. Merdivenlere doğru yönelirken aniden kolundan tutan elle arkasını dönmek mecburiyetinde kaldı Hilal ve karşılaştığı ilk şey yalvarırcasına bakan kehribarların onu içine doğru çekme hissiydi.

Kupa Kızı ve Sinek ValesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin